Elif Aybike DEMİR'in 6 Şubat 2024 tarihli yazısı: Başkentin Sembolik Apartmanları
Bir yerin tarihsel süreci içerisinde zaman ve mekân açısından geçirmiş olduğu değişimler ile dönüşümlerin; orada yaşayanlar üzerinde bıraktığı hissel ve algısal izlere, “kent hafızası” veya “kentsel bellek” denir.
Biz de bugün; başkentimizin eski Ankara olarak adlandırılan yerleşim yerinde bulunan, kent hafızasının önemli parçalarından olan ve yıkılan onlarca apartmandan sonra sıranın onlara da gelme ihtimalinden endişe duyduğum iki sembol yapıdan bahsedeceğiz.
Bu apartmanlardan bir tanesi, "Erzurumlu Nafiz Bey Apartmanı." Hatırlarsanız geçen hafta Azize Tereza Kilisesi'nden bahsetmiş, konumu için kendimce basit bulduğum bir güzergâh tarifi yapmayı denemiştim: Anafartalar'dan Ankara Kalesi'ne doğru çıkın, kalenin merdivenlerine varınca sağa devam eden yokuşta ilerleyin. İşte bu güzergâh, konumuz olan apartman için de geçerli. Yalnızca tek farkla. Bu ikonik yapıyı görmek için kiliseden bir önceki sağa yani Işıklar Caddesi'ne dönmeniz gerekiyor. Zaten başınızı o yöne çevirdiğiniz an, ihtişamlı duruşunu fark edeceksinizdir. Aslında gerçekten heybetli ve görkemli bir apartman olsa da ne yazık ki çok uzun zaman önce kullanılmaz olmuş, bugün de gerilim filmlerinde kendisine yer bulabilecek perili köşk hissi veren varlığıyla yalnızca meraklıların ve kaybolup/unutulup gitmesine gönlü el vermediği için en azından fotoğraflayarak kent hafızasında tuzu bulunsun isteyenlerin kameralarına sessiz sedasız mankenlik yapar hâle gelmiş.
"Bu apartmanın özelliği neymiş ki" diye sorarsanız... Erzurumlu Nafiz Bey Apartmanı; Ankara'nın kaloriferli ve asansörlü ilk apartmanıdır. Mimar ve fotoğraf sanatçısı olan Arif Hikmet Koyunoğlu tarafından 1922 yılında inşa edilmiştir.
Erzurumlu Nafiz Bey ise İstanbul ve Ankara'da tüccarlık, müteahhitlik yapmış, İtalya'dan alıp getirttiği uçakları orduya bağışlamış, sahip olduğu tüm mal varlığını satarak bir bankaya yatırmış, Milli Mücadele zamanında Atatürk'e çok büyük destek sağlamıştır.
Gelelim yazımızın ikinci yapısı, Ulus'un güneşi "Erzurum Oteli”ne. Nafiz Bey Apartmanı'na varmadan, daha Anafartalar yokuşunu çıkarken hemen sağınızda sapsarı rengi ile dikkatinizi çekmeyi başaran bu bina, 1. Dünya Savaşı yıllarında inşa edilmiştir. Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi'ne ait örnekler arasında gösterilen yapı, neo-klasik tarzda Macar mimar ve mühendislerin ortaya çıkarttığı bir eserdir. Ankara'nın Batı tarzındaki ilk otelidir. Başlarda konaklama amacıyla kullanılmış, 1930'larda otele dönüştürülmüş, 1963'te de Erzurum Oteli adını almıştır.