Hilal Bilici'nin 14 Ocak 2023 tarihli yazısı: Gençlerin Yeni Umudu: Ticari Göç

Aradığı refah düzeyini ülkesinde bulamayanların umudu olan 'Ticari Göç' her geçen gün yaygınlaşarak yurt dışında yaşama hayali olan gençlerin çıkış kapısı haline gelmiş durumda.

Yurt içinde azalan istihdam imkanları üniversiteden yeni mezun olanların iş bulmasına engel oluyor. Arzuladıkları konforlu yaşam standartlarını yurt dışında bulacaklarına inanan gençlerin umudu ise 'Ticari Göç.' Hayallerindeki işe ve hayata kavuşmak için bu yolla yurt dışına giden gençlerin hedefinde ise hayatlarını zorlanmadan idame ettirmek var.

Tercih nedenlerinin en önemli sebebi şartların daha iyi olması olarak görülüyor. Türk gençlerinin yurt dışına çıkasının gerekçeleri altında ise ekonomik nedenler başta olmak üzere sosyal sorunlardan yurt dışındaki eğitimin daha kaliteli olmasına kadar birçok sebep yatıyor. Tüm bu sonuçlar ise Türkiye’deki genç nüfus oranının azalmasına neden oluyor.

Ticari göçte gençleri etkileyen başlıca nedenlerden bazıları da ekonomik durumlarda iyileşmelerin olması, yapılan işlerde ücret beklentisinin yükselmesi ve özellikle de daha kaliteli ve güvenli bir yaşam biçiminin sunuluyor olmasıdır. Gelişmekte olan ya da az gelişmiş ülkelerde ticari göçün üst seviyede olması genellikle eğitim sisteminin sorunlu olması, fırsat eşitsizliği ve ezberci bir yaşam tarzına bağlanmaktadır. Bununla bağlantılı olarak kariyer yolculuklarında birçok fazla sorunla karşı karşıya kalan gençler hem kendilerini akademik anlamda geliştirebilecekleri hem de çalışma koşullarının daha iyi olduğu ülkeleri göç için tercih etmektedir. Bu da ticari göçün en önemli ve etkili sebeplerinden biridir.

Uluslararası alanda ticari göçe yönelik yaklaşımlarda, göç alan ülkeler bakımından kişisel özgürlükleri ön plana alan destekleyici, vatandaş kaybeden ülkelerde ise genellikle kısıtlayıcı uygulamalara baş vurulduğu göze çarpıyor. Beyin göçünün önlenmesinde kullanılan en etkili yöntem, ikna süreci-şekli veya itici ve çekici faktörlerin etkisinin azaltılması olarak belirtiliyor. Yurtdışına göç etmiş insanların yaratmış olduğu boşluğu doldurmak amacıyla Birleşmiş Milletler Kalkınma Teşkilatı, Türkiye’de kurum ve kuruluşlara danışmanlık hizmetleri vermeye başlarken, çalışmaların net bir sonuç ortaya koymadığı yönündeki iddialar ise hala önemini koruyor.

Şimdilerde Türkiye’de geçerli olmayan bu anlaşma, Avrupa Birliği (AB) ile iş birliği anlaşması yapmış olan ülkelerin vatandaşlarına, İngiltere tarafından verilen bir iş kurma izni vizesidir. Anlaşma içeriğince, Türkiye vatandaşları, AB üyesi ülkeler ve İngiltere arasında 1963 yılında imzalanan Ankara Anlaşması ile serbest meslek vizesi başvurusunda bulunarak İngiltere'de ticaret yapma ve yerleşme hakkı elde edebilmektedirler. İngiltere'de kendi işini yapabileceğini yetkili makamlara ispatlayan ve yeterli belgeleri sunan kişilere bir defada en fazla 3 yıl için olmak üzere 4 yıl oturum izni veriliyor, 5. Yıl sonra ise süresiz oturum iznine başvurma hakkı tanınmaktadır.

İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılması sonrası verilen bir yıllık geçiş sürecinin bitmesiyle birlikte Türkiye vatandaşları için ülkede şirket kurarak oturum izni alma durumu ortadan kalktı. Fakat buna fırsat sağlayan Ankara Anlaşması, diğer AB ülkeleri için geçerli olmaya devam etmektedir. Bu anlaşma ile, İngiltere'dekine benzer şekilde oturum izni almaya olanak sağlayan çeşitli AB ülkeleri de vardır. Özellikle de İspanya, şirket kurmaya gerek kalmadan da oturma izni veren ülkelerden biridir. İrlanda’da ise, Ankara Anlaşması sayesinde öğrenci olarak ülkeye giden Türkiye vatandaşının, işçi olarak çalışıp İrlanda vatandaşlığına geçmesi mümkün.

En sık göç alan ülkeler

Norveç: İşsizlik oranı yüzde 3 olan Norveç’te kişi başı milli gelir 60 bin dolar civarında. İş olanaklarının oldukça geniş olduğu ülkede, iyi sosyal haklarla birlikte yüksek ücretlere iş bulunabiliyor. Fakat Norveç, iş bulmak isteyen kişilere “herhangi bir alanda uzman seviyesinde olma” şartını koyuyor.

İsveç: Dünyanın eğitim ve refah seviyesi en yüksek ülkelerinden biri olan İsveç, son 20 yıldır en fazla beyin göçü alan yerler listesinin başlarında yer alıyor. Ülke, bütçesinin büyük bir kısmını bilim, eğitim, endüstri ve araştırma projelerine ayırıyor.

ABD: Çalışma hayatına katılım oranı yüzde 70’in üzerinde olan ABD; adil çalışma koşulları, düşük işsizlik oranı ve saatlik çalışabilme gibi avantajlı yanları ile iş alanında iyi bir alternatif oluşturuyor. Ülkenin en önemli avantajlarından biri de yüksek lisans ve doktora için çektiği öğrencilere mezun olur olmaz iş imkânı sağlaması.

Kanada: Gelişmiş standartları, sosyal hakların fazlalığı, sunduğu iş olanakları ve refah seviyesiyle Kanada, beyin göçü alan ülkelerin başında geliyor. Ülke, bu bakımdan ABD’ye bir alternatif olarak görülüyor.

Avustralya: Yaşam standartları üst düzeylerde olan Avustralya, sahip olduğu güçlü ekonomisi ile dikkat çeken bir ülkelerin arasında yer alıyor. İşsizliğin en az olduğu ülkelerden olan Avustralya’nın, yaklaşık 20 yıl önce nitelikli elemanlara yılda 40 bin kişilik geçici çalışma vizesi verdiği biliniyor.