Hilal BİLİCİ'nin 4 Mart 2023 tarihli yazısı: Çağın Hastalığı: Fırsatçılık
Yaklaşık 27 gündür Türkiye gündemini derinden sarsan bir olayla karşı karşıyayız. Gerek insanlık açısından gerekse de toplumsal açıdan zor günlerden geçtiğimiz bu dönemde, işleri daha da zorlaştıran çeşitli sorunlar da gözle görülür bir şekilde karşımıza çıkmaya devam ediyor.
Özellikle ‘fırsatçılık’ olarak adlandırdığımız bu kötü durumun, bir duygudurum bozukluğundan kaynaklanmadığı çok kesin. Fırsatçılık kavramı temel anlamıyla, ‘fırsatçı olma durumu’ olarak da açıklanabilir. Bu kapsamda, içinde bulunduğumuz bu zorlayıcı durumda, tekrar tekrar filizlenen fırsatçılık, birçok alanda kendini göstermeye başladı.
Özellikle de emlak sektöründe yaşanan ve önü alınamaz hâle gelen fiyat artışları, bu duruma en büyük örnek olarak verilebilir. Ankara Tüm Emlakçılar Odası tarafından yapılan açıklamalarda, bu tarz fırsatçılık ve fahiş fiyat uygulamalarının Ticaret Bakanlığına bildirildiği ve düzenli olarak takip edildiği aktarıldı.
Peki bu ne oranda etkili olacak?
Bu durumda da yine pek çok konuda olduğu gibi ‘serbest piyasa’ kavramı söz konusu oluyor. Belki bir oranda denetimsizlik de bunu tetikleyen ana etmenlerden biri olabilir fakat serbest piyasanın birçok illegal durumu legal hâle getirdiği de mutlak bir gerçek. Türkiye’nin belki de yaşadığı en büyük felaketlerden biri olan bu depremler, aslında çok fazla ihmalkârlığı da su yüzüne çıkarttı.
Sadece emlak sektöründe değil, diğer pek çok alanda da bu durumla karşılaşmak çok mümkün. Şu an insanlar her ne kadar bu fırsatçılığın bu felakete özel olduğunu düşünseler de ne yazık ki hiçbir şey yeni değil. Fırsatçılığın da en az Türkiye tarihi kadar eski bir geçmişi var. Her alanda her durumda, neredeyse bir vazgeçilmez hâli almış durumda. Çözüm önerisi sunulamayacak ve çözümü bulunamayacak kadar büyük bir yara. En az ‘asrın felaketi’ kadar ciddi bir hasar.