Hilal BİLİCİ'nin 25 Şubat 2023 tarihli yazısı: The Beatles

The Beatles'ı dünya müziğini değiştiren grup olarak tanımlarsak yanlış yapmış olmayız. Bu durumu daha iyi kavramak için İkinci Dünya Savaşı sonrası İngiltere’sine bakmamız lazım. 1950 İngiltere’si. 2. Dünya Savaşından yeni çıkmış ve savaşın etkilerinin hala sürdüğü bir İngiltere’dir. Savaş sonrası o Hitler' in darmadağın ettiği İngiltere yeniden toparlanma sürecine girmiş ve toplum yavaş yavaş kendine gelmeye başlamıştı. Okullar restore edilmiş ve 2. dünya savaşı sonrası ve savaştan önce ve savaş sırasında doğan çocuklar büyümeye başlamışlardır. İkinci Dünya Savaşı İngiltere'sinde genç nüfusa hitap eden müzik üretilmiyordu. 2. Dünya Savaşında müttefik olan Amerikalı askerlerin dinledikleri ve onlar sayesinde tanıştıkları müzisyenleri dinlemeye başlamışlardı.

Kimdi bunlar; Chuck Berry, Frankie Laine, Bill Halley, Lonnie Donegan ve Elvis Presley gibi sanatçılar. Tabii, bu müzik ve sanatçılar Liverpool’a da ulaşmıştı ve bazı çocuklar bu müzikleri dinlemeye, babalarının aldığı gitarlarla bu adamların yaptığı türde müzik yapmaya başlamışlardı. Ama müzik İngiltere gençliğine çok ham geliyordu ve bir eksiklik vardı. Sanki aynı melodinin üstüne değişik tempolar verilerek çalınıyor gibiydi. Bu müziklerle büyüyen dört tane çocuk müzik tarihinin en ünlü müzik grubunu kuracaklardı.

Bu dört genci ortak bir nokta bir araya getirdi. Bu ortak nokta ise müzikti. Grubun kurucusu John Lennon'du daha sonra Paul Mccartney, George Harrison ve davulcu Pete Best dâhil oldu. Grup Liverpool'da barlarda sahne almaya başladı daha sonra ise birkaç yıl sürecek Almanya maceraları başladı. Almanya'da yaşanan aksilikler ve George Harrison ‘un yaşının küçük olmasından dolayı grup üyeleri sınır dışı edilmesiyle geri Liverpool'a dönerler. The Beatles Liverpool'da Cavern Kulüpte sahne almaya başlar. Kaderlerini değiştiren ise onları buraya dinlemeye gelen yapımcı Brain Epstein olmuştur. Epstein, grubun potansiyelini fark eder ve kayıt anlaşması ayarlar.

The Beatles'ın Liverpool'da başlayıp Almanya'ya uzanan yolculuğu onları Londra'ya EMI stüdyolarına getirmiştir. Stüdyoya ilk kez giren grup üyelerinin şarkıları stüdyo şefi George Martin'i çok memnum etmez ancak grubun bir aurası olduğunu düşünür ve ilk albüm sözleşmesinin imzalanmasına onay verir. Fakat bir sorun daha vardır. George Martin, grubun davulcusu Pete Best'in performansını yetersiz bulmuştur. Bu durum üzerine diğer 3 Beatles üyesi bir karar vermek zorunda kalır ve Pete Best ile yollarını ayırır. Gruba davulcu olarak ise hem kendileri gibi Liverpoollu olan ve Almanya yıllarında tanıştıkları Ringo Star'ı alırlar.

Grubun tamamlanmasıyla son hızda albüm kayıtlarına başlarlar. Çok kısa bir sürede ilk albümleri olan Please Please Me albümünü kaydederler. Albüm yayınlanır ve çok ses getirir. The Beatles için yeni bir dönem başlamıştır. Grubun popülaritesinin artmasıyla dünyada "Beatlemania" olarak adlandıran çılgın bir dönem açılmıştır. Bu ilk çıkışın ardından grup, hız kesmeden yeni albüm hazırlıklarına ve turnelere başlamıştır. Aynı isimde bir de filmi bulunan A Hard Day is Night albümünü çıkarmışlardır. Bu albüm aynı zamanda Beatlemania döneminin de zirvesinde çıkmıştır.

Hız kesmeden yeni albüm yapmaya ve turne düzenlemeye devam ederler. Filipinler'de yaşanan talihsiz bir olay sonrası grup artık bir daha konser vermeyeceğini açıklar. 1969 yılında bir kış günü bina çatısında son konserlerini verene kadar bir daha hiç konser vermemişlerdir.1966 yılı grup için bir olay açısından daha önem taşımaktadır.1966 yılında çıkan Revolver albümüne kadar klasik Beatles soundu içeren albümlerden farklı bir albümle çıkagelirler. The Beatles bu albümde daha fazla rock ağırlıklı şarkılar yapmış ve The Beatles'ın müziği evrim geçirmiştir. Bu albüm yapılan tüm zamanların en iyi albümleri listesinde kendisine ilk beşte yer bulmuştur. Bu albüm daha sonra çıkacak olan Sgt Pepper's Lonely Hearts Club Band'ın da habercisiydi. Sgt. Pepper's Lonely Hearts Club Band hem müzik tarihi hem de grup için çok önemli bir albüm oldu. Müzik tarihi için bir mihenk taşı olan bu albüm grup içinde çatırdamalarında duyulmaya başlamasına sebep olmuştur. Grupta Paul Mccartney'in baskın rolüne karşı grup üyeleri huzursuzlanmaya başlamıştır. Bunun yanı sıra grup üyeleri müzikal anlamda farklı yönlere doğru ilerlemeye başlamıştır. Bu farklı yönlerin duyulmaya başlandığı albüm ise White albümü olmuştur. White albümünden sonra grup üç albüm daha çıkarmıştır. Bunlardan biri film müziklerinden oluşan Yellow Submarine diğerleri ise Let It Be ve Abbey Road olmuştur. Bu albümler mali açıdan çok başarılı olmuşlardır fakat artık bir dönemin sonuna gelinmiştir. Müziğin bir araya getirdiği bu dört kişi farklı yönlere giderek müziklerine devam etmişlerdir.