Baha YILMAZ'ın 1 Mayıs 2023 tarihli yazısı: Gözetim Kapitalizmi, Sosyal Dilemma ve Dijital Ekonomi -2-
Geçen yazımızda Gözetim kavramı üzerine temellendirmeler yapmıştık. Özellikle Tanrı’nın insanı gözetlediği fikrinin nasıl bir gözetim toplumuna evrildiğini ve bu sürecin nasıl Sosyal Medyanın temel dinamiklerini etkilediğini ifade etmiştik. Aslında meseleye yakın olanlar Panopticon’un günümüze uzanan bir tarihsel serencamınından bahsettiğimizi anlamışlardır.
SOSYAL MEDYA VE UYUŞTURUCU SEKTÖRÜNÜN MÜŞTERİLERİ: KULLANICILAR
Belki de sosyal medyanın en etkili tarafı insanlığı kısa süreli de olsa küçük tanrıcılık oynama hissiyatına itiyor olması. Yani başkalarının hayatlarını hiçbir engel olmadan gözetleyebilmenin getirdiği haz. Bu öyle bir haz ki; bağımlılığı yanında getiriyor. Yani çok uzun süreler çevrim içi kalan ve giderek teknolojinin ve internet hızlarının artmasıyla ortaya çıkan büyük bir kullanıcı kitle. Enteresandır yerküre de iki sektörün müşterisine kullanıcı ifadesi yerleştiriliyor. Birincisi Uyuşturucu Sektörü, ikincisi ise Sosyal Medya Sektörü. Yani her iki sektörün müşterilerine kullanıcı ifadesi kullanılırken her iki alanda ki kullanıcıların büyük bir bağımlılık esiri olduklarını da kabul etmiş olmuyor muyuz?
Özellikle çevrim içi olmamızı sağlayan teknolojilerin giderek gelişmesi yani mobil cihazların kullanımın artması bağımlılığı tetikleyen en önemli unsur. Tristan Harris adını duydunuz mu bilmiyorum ama bu zatı muhteremden bahsetmeden bazı istatistiklerden güç almamız lazım. datareportal.com’un analiz ettiği, We Are Social ve Hootsuite’in ortaklaşa hazırladığı “DİJİTAL 2022: NİSAN KÜRESEL İSTATİSTİK RAPORU” verilerinden istifade edelim. Her ne kadar geçen yılın istatistikleri olsa da konumuzu kavramak için bize ciddi fikirler verecektir. Dileyen okuyucularımız internette bu istatistiklere çok rahatlıkla ulaşabilirler.
Öncelikle şu soruyu sormakta fayda var neden çevrim içi oluruz ya da neden sosyal medyada uzun süreler kalırız. Araştırma yani DİJİTAL 2022: NİSAN KÜRESEL İSTATİSTİK RAPORU bu sorunun cevabı için şu verileri paylaşıyor.
Öncelikle: 16 ile 64 yaş arasında her internet kullanıcısının %60.2’si bilgiye ulaşmak için internet kullandığını ifade ediyor. Ardından arkadaşlarla ve aile ile iletişim için çevrim içi olduğunu ifade edenlerin sayısı % 54.7. Üçüncü sırada gelen gerekçe ise haber bulmak ve tüketmek olarak gözüküyor. Haber bulmak isteyenler %52.3. dördüncü sırada ise eğlenceli videolar tüketmek isteyen bir grup var ve bu grubun rakamı da hiç azımsanmayacak düzeyde: %50.3…
450 MİLYAR DOLARLIK BİR DİLEMMA
Peki, Tristan Harris bizi biraz daha bekleye dursun. Biz sorularımıza ve cevaplarımıza devam edelim. Küresel anlamda ne kadar internet kullanıcısı var derseniz hemen cevaplayalım: Küresel internet kullanıcıları, 2022’nin başında 4,95 milyara yükseldi ve internetin nüfuz ettiği oran şu anda toplam dünya nüfusunun yüzde 62,5’ini oluşturuyor. Pazarın büyüklüğünü anlamak için yeterli bir rakam sanırım. Eğer yetmez diyorsanız bir istatistik daha paylaşıp Tristan Harris’e dönelim. Küresel Sosyal Medya reklam harcaması 2012 yılında yaklaşık 150 milyar doların üstünde gerçekleşti. Bu rakam dijital ekonominin yaklaşık 3’te birinden biraz daha fazlasına tekabül ediyor. Yani toplam pazarın aşağı yukarı 450 milyar doların üstünde olduğunu söylemek mümkündür. Oysa biz biliyoruz ki bu alanda da her şeyin kayıt altında olduğunu söylemek pek mümkün değil özellikle Bitcoin piyasaları, yasadışı bahis siteleri gibi alanların kayıt altına alınamayacağı (hatta internet korsanlığı gibi daha illegal alanların varlığını da unutmamak gerekiyor) düşünülürse bu rakamın çok daha devasa büyüklüklere tekabül edeceği anlaşılacaktır. Bir de meselenin bir gelecek olan tarafı yani metaverse tarafı da var ki oraya hiç girmeyelim(şimdilik).
TRİSTAN HARRİS: BİR TASARIM ETİKÇİSİ
Evet Tristan Harris’i anlatmakta artık hiçbir engelimiz kalmadı. Harris, ilk olarak internet bilişim şirketlerinde çalışan bir kişi olarak karşımızda zuhur ediyor. Kendisi Google gibi dünya çapında bir şirketin tasarımcıları arasında… Özellikle mail alanının tasarım ilkelerini belirleyen temel bir ekibin asli unsurlarından. Bir gün bir aydınlanma yaşıyor ve kendisine şu soruyu soruyor: “Biz yaptığımız bu tasarımlarla kullanıcıların hayatlarını ne kadar etkiliyoruz?”
İlk defa Gmail’in bağımlılığı azaltıcı temel ilkelere evriltilmesi gerektiğini tartışmaya açıyor. Hatta bir sunum hazırlayarak işyerindeki çok dar bir gruptaki arkadaşlarıyla da paylaşıyor sunumunu. Ertesi gün iş yerine gittiğinde, bu sunumun 400’e yakın kişiye ulaştığını görüyor. Pek çok çalışma arkadaşı Harris’in kaygılarına katıldığını belirten cevap mailleri bile yazıyorlar. Mesele giderek büyüyor ve aynı gün içerisinde sunumunun 3 farklı kaynaktan Lary Page’in önüne gittiğini öğreniyor. Sonuçta ne mi oluyor? Kocaman bir hiç olarak tanımlıyor Tristan Harris. Bunun üzerine Harris işinden ayrılarak yeni bir alan icat ediyor tabiri caizse: Tasarım Etikçisi. Sosyal medya tasarımlarının temel ilkelerinin mutlaka değişmesi gerektiğini ifade etmeye başlıyor. Bağımlılığı artırıcı olarak tasarlanan bu alanların mutlaka değişmesi gerektiğini söylüyor. Halen de bu mücadelesine devam ediyor, Harris.
Harris özellikle şuna vurgu yapıyor: “Tüm sosyal medya şirketlerinin tasarımları insani olanın zaaflarını arar ve bağımlılığı artırmak için elinden geleni yapar.” Giderek büyüyen sosyal medyanın kullanıcılarının zaafları üzerinden hem bir Pazar mantığı geliştirerek büyük paralar kazanması ya da daha kolay bir dille ifade edersek kullanıcılara bir şeyler satmak isteyen pazarlama şirketlerinin top koşturduğu küresel bir ekonomik alan… Kullanıcılarının zaaflarını kendi ali menfaatleri için işleyen(veri analizleri) büyük bir global ağın manipülasyonları. Tüm bunların karşında bir haz uğruna yaşadığımız bir dilemma(ikilem).
Ümitsiz bir manzara çizdiğimizin farkındayım ancak enseyi karatmaya da gerek yok. Çünkü bununla mücadele etmek isteyen hatta mücadele eden pek çok insan var şu anda. Diyebiliriz ki bir gün bu alan regüle edilebilir. Hatta Web 3.0’ın neden devreye giremediğini de bu alan üzerinden konuşabiliriz.