Mürvet KARA'nın 3 Ocak 2024 tarihli yazısı: Gurbete Düşmek
Gurbet, kelime kökü olarak; kurban, kurbiyet, garip, gariban gibi sözcüklerle aynı yerden gelir. Kurbiyet yakınlaşmak demektir. Yani gurbete düşen kişi, bir şeylere yakınlaşmak için gurbete düşmüştür. Garipliği, garibanlığı da geçmişini geride bırakmasından ileri gelmektedir. Zaten yenilik için hep biraz garip olmak gerekmez mi?
Bu kavram göç ile de ilişkilidir. Göç ise günümüzün en önemli konu başlıklarından biri. Köyden kente göç eden, kentten köye göç eden, savaştan kaçıp göç eden, çalışmak için göç eden, okumak için göç eden, kan davasından göç eden… Birbirinden çok farklı nedenlere sahip olan her gurbet yolcusunun kendine has bir öyküsü vardır.
Kentlerde sıkışan insanlar artık daha ferah bir hayata yaklaşmak için küçük yerleşim yerlerine kaçmaya başladı. Nitekim, İstanbul’u bekleyen deprem gerçeği de bunun epeyce önünü açmış durumda.
Öncelik İstanbul’dan çok uzak olmayan meskenlerde küçük bahçeli evler, tiny houselar, karavanlar… Biraz daha cesur olanlar iyice güneye, Akdeniz’in maviliğinde gurbete düşüyor. Ve bundan epey de memnunlar.
Öyle veya böyle, insanlar İstanbul’un keşmekeşinden bunalmış durumda. Gurbet evvel zaman içinde hüznü çağrıştırıyorken artık ferahlığı da çağrıştırır oldu.
Öte yandan bir önceki yazımızda Martin Heidegger’e atıfla “İnsan uzaklara ait bir varlıktır” demiştik. Heidegger buna insan değil de “Dasein” der. “Var olan” anlamındadır bu sözcük. Heidegger bu sözüyle var olmak için uzağa ait olmak gerektiğini mi vurgular?
Uzaklara ait olmak, gurbete düşmek, gurbette kendini aramak ve bulmak mıdır? Gurbette yaklaştığın şeyin geleceğini inşa etmesi için alan açmak mıdır? Gurbet yeni bir “Ben” yeni bir “Dasein” inşa etmek midir?
Shakespeare, dillere pelesenk olan o cümlesinde, “Olmak ya da olmamak işte bütün mesele bu!” derken bundan mı bahsediyordu? Olmak için önce ölmek mi gerekiyordu? Bir “Ben”i öldürüp, bir diğer “Ben”i inşa etmek miydi bu? Ölüm eski huyları toprağa gömüp, yeni huylar edinmek miydi? Ölmeden önce ölünüz derken atalarımız bunu mu tembihlemişti? Bir soru daha o halde, Simurg kuşu, Sankofa kuşu bu yeniden inşa olma felsefesinin neresindeydi?
Netice-i meram kıymetli dostlar, gurbete düşmek, derde düşmek değildir. Gurbete düşmek yenilenmenin, yeniliklerle yeniden inşa olmanın, ölmenin, “Olmanın”, doğmanın koşuludur. Mevcut rutinleri kırıp yeni rutinler inşa etmenin yoludur. Dinçleştirir, gençleştirir. Mücadele ruhunu pekiştirir. Kısacası Omega-5 kadar faydalıdır. Yenir. Geri durmayınız.