Eylem Esen ARABACI'nın 04 Ekim 2023 tarihli yazısı: "Hatay'dan Gözlemlerle Ataerkilliği Büyüten Afet: Deprem"

6 Şubat 2022’de Kahramanmaraş merkezli büyük bir deprem yaşadık. Bölgede 11 ili etkileyen deprem, sadece deprem yaşanan illeri değil, Türkiye’deki tüm illerini etkiledi. Herkesi derinden etkileyen bu büyük afet, aslında bizim toplumsal hafızamızda yer alan bir afet türü. 17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi de yaşanan afet açısından büyük etkileri olan ve hala hatırlanıp, anılan bir deprem olarak belleğimizde. Buna oranla alınan tedbirler ise muamma…

Depremin başından beri bölgeye gidip, dayanışma gösterebildiğim her noktada var olmaya çalışan biri olarak söyleyebilirim ki; depremin fiziksel hasarından ziyade psikolojik hasarı çok daha büyük. Ama sanırım ben bu yazımda en çok, ataerkilliğin afet zamanlarında bile kendini yeniden örüşüne ve büyütüşüne dikkat çekmek istiyorum.

Bölgede temas kurabildiğim ve depremden sağ kurtulan kadınlarla iletişime geçtiğimde karşılaştığım gerçek, beni derinden yaraladı. Çünkü doğal afet gibi akut durumlarda dahi ataerkinin topluma nüfus edişini görmek beni hayrete düşürüyor. Bölgede deprem olurken pijamasının üzerine etek giyemediği için çıkamayan kadınlardan, evleri yıkılan kadınların üzerine binen iş yüklerine; kamusal hayattan özel hayata çekilişe kadar, deprem kadınları her açıdan etkilemiş durumda…

Örnek olarak en temel gösterebileceğim şey ise, regl olan kişilere, kadınlara dağıtılan ped desteklerinde, kadınların utanç duyması, isteğini sesli dile getirememesi. Hijyen kitlerinde pedlerin yer aldığı noktada, kadınların pedleri sesli talep edemeyişi gibi gerçekler ataerkilliğin nüfus ettiği toplumu en temel haliyle yansıtıyor…

Özetle, Hatay'da meydana gelen deprem sadece fiziksel çevreyi etkilemekle kalmadı, en hassas gruplardan olan kadınları, çocukları ve daha fazlasını; fazlasıyla etkiledi. Gıda, su, ilaç ve sağlık hizmetlerine erişimde yaşanan zorluklar, özellikle kadınların ailelerini koruma ve ihtiyaçlarını karşılama sorumluluğunu da artırarak onları ataerkilliğin çemberine aldı ve kadınlar bir de bu zorluklarla savaşmak zorunda kalıyor. Bu nedenle, deprem sonrası toplumsal destek ve yardım çabalarının, kadınların ihtiyaçlarına duyarlı bir şekilde planlanması ve uygulanması büyük önem taşıyor. Kadınların güvenlikleri, sağlıkları ve refahları için gerekli önlemler alınmalı ve kadınlar, krizin etkileriyle başa çıkarken desteklenmeli.

Depremden etkilenen tüm insanların yaralarını sarmak umuduyla...