Betül DEMİR'in 27 Haziran 2024 tarihli yazısı: Hayal Kırıklıkları

Hayal kırıklığı... Hayatta herkesin en az bir kez tecrübe ettiği, bazılarımızın ise sürekli olarak yaşadığı o tanıdık duygu. Beklentilerimizin suya düştüğü, umutlarımızın kırıldığı, planlarımızın altüst olduğu anlarda kapımızı çalan o acımasız misafir. Aslında hayal kırıklığı, büyük umutların ve yüksek beklentilerin peşinden geldiği için varlığını sürdüren bir duygu. Ne kadar büyük umut, o kadar derin hayal kırıklığı.  

Bir düşünün, ne zaman bir şey hakkında büyük bir hevesle beklediniz ve sonunda istediğiniz gibi olmadı? İşte o an, içimizde hissettiğimiz o derin boşluk, işte hayal kırıklığının ta kendisi. Belki de bir sınav sonucudur, aylardır çalıştığınız, emek verdiğiniz o sınavdan beklediğiniz notu alamamaktır. Ya da uzun süre beklediğiniz bir iş görüşmesinden olumsuz yanıt almaktır. Kalbinizi hızlandıran, sizi heyecanlandıran bir ilişkiyi, umduğunuzdan farklı bir şekilde sonlandırmaktır.  

Hayal kırıklığı, sadece bireysel çabalarımızda değil, ilişkilerimizde, dostluklarımızda ve hatta günlük yaşamımızın en sıradan anlarında bile karşımıza çıkabilir. Bir dostunuzdan beklediğiniz desteği görememek, sevdiğiniz birinin sizin duygularınıza karşılık vermemesi, ya da en basitinden, büyük bir hevesle izlemeyi beklediğiniz bir filmin beklentilerinizi karşılamaması bile hayal kırıklığına neden olabilir. 

Bu duygunun en can sıkıcı yanı ise, genellikle beraberinde getirdiği diğer negatif duygulardır. Umutsuzluk, öfke, hüzün ve bazen de çaresizlik... Hayal kırıklığı yaşadığımız anlarda, sanki dünyanın en büyük talihsizliği bizim başımıza gelmiş gibi hissederiz. O an, diğer tüm güzel şeyler bulanıklaşır ve sadece o hayal kırıklığına odaklanırız. Bu, insanoğlunun doğasında var olan bir tepki. Ancak burada önemli olan, bu duyguyla nasıl başa çıktığımızdır.  

Peki, hayal kırıklığıyla nasıl başa çıkılır? Öncelikle, bu duygunun doğal ve insan olmanın bir parçası olduğunu kabul etmek gerekiyor. Hayatta her şeyin istediğimiz gibi gitmeyeceğini kabullenmek, bu duyguyla daha sağlıklı başa çıkmamıza yardımcı olabilir. Beklentilerimizi yeniden gözden geçirmek ve daha gerçekçi hedefler koymak da bu sürecin bir parçası. Her başarısızlık, aslında bize yeni bir şeyler öğretir. Hatalarımızdan ders almak, bizi daha güçlü ve daha dirençli kılar. 

Ayrıca, kendimize zaman tanımakta oldukça önemlidir. Her hayal kırıklığı anında hemen toparlanmak zorunda değiliz. Bazen duygularımızı tam anlamıyla yaşamak ve onlarla yüzleşmek gerekir. Bu, iyileşme sürecinin bir parçasıdır. Zamanla, hayal kırıklıklarının da diğer tüm duygular gibi gelip geçici olduğunu fark ederiz.