Betül Gökçe AKGÖL'ün 28 Mayıs 2024 tarihli yazısı: Nail Art’ın Tarihçesi
Günümüzde manikür, protez tırnak ve kalıcı oje çok moda. Öyle ki zamanımızın önemli bir bölümünü tırnaklarımızı güzelleştirmek için harcıyoruz. Şimdilerde rutinimizin bir parçası olan tırnak bakımının aslında çok köklü bir tarihi var. Bu yazımızda Babil’den Mısır’a kadar tırnak bakımının tarihinden bahsedeceğiz.
Tırnak süsleme uygulamaları, antik dönemlere kadar uzanıyor. Mısır, Mezopotamya, Çin ve Babil gibi eski uygarlıklarda tırnak bakımının ilk izleri görülüyordu. Örneğin, Babilli erkekler tırnaklarına manikür yapar ve renklendirirdi. Tırnaklara renkli pigmentler ve bitkisel maddeler kullanılarak süslemeler yapılırdı. Bu süslemeler sadece estetik amaçlı değil, aynı zamanda sosyal statüyü belirtmek için de kullanılırdı. Toplumun üst kesimindeki erkekler siyahı, alt sınıftakiler ise yeşili tercih ederdi.
Eski Mısır’da Kleopatra ve Nefertiti ellerine yemyeşil yağlar sürerek ve kına yakarak tırnaklarını renklendirirdi. Tırnaklara bakım yapmak toplumda zenginliği ve statüyü temsil ediyordu. Ayrıca tırnaklar ne kadar koyu olursa, kişilerin o kadar güçlü olduğu düşünülüyordu. Kleopatra’nın favori rengi kan kırmızısı iken Nefertiti yakut rengini tercih ediyordu.
Eski Çin’de yüksek tabakadan erkekler ve kadınlar tırnaklarına sürekli manikür yapardı. Bu bir zenginlik göstergesiydi ve kişilerin çalışmasına gerek olmadığı anlamına geliyordu. Tırnaklarına renk ve şekil vermek için yumurta akı, balmumu, bitkisel boyalar kullanırlardı. Ancak tırnakların bu önemine rağmen bazı liderler krallığa olan bağlılıklarını tırnaklarını keserek gösterirdi.
Tarihteki sosyal ve teknolojik gelişmeler, elbette ki tırnakları da etkiledi. 1830’da Avrupa’da, Dr. Sitts adında bir ayak hastalıkları uzmanı tahta bir manikür aleti icat etti. Birkaç yıl sonra, onun yeğeni tüm sosyal sınıflardaki kadınlar için bir tırnak bakım paketi geliştirdi. Bu yeni ürün sonunda Amerika Birleşik Devletleri’ndeki manikür salonlarına kadar ulaştı. Yirminci yüzyılın başlarında, tırnak süsleme teknikleri ve ürünleri gelişmeye başladı.
Otomobil endüstrisinin patladığı 1920’lerde ise kadınlar, parlak araba boyası kullanarak tırnaklarını renklendirmeye başladılar. Teknolojik ilerlemeler ve kadınların istekleri sonucunda Revlon nihayet boya yerine pigment kullanılan ilk ojeyi piyasaya sürdü. Ojenin ne zaman icat edildiğine dair tartışmalar olsa da herkes ilk ojenin renksiz olduğunda hemfikir.
1930'larda oje yaygınlaşmaya başladı ve renkli ojeler tırnakları süslemek için popüler hale geldi. Yirminci yüzyılın ortalarında ise tırnak sanatı daha da gelişti ve çeşitli desenler, renkler ve süslemeler kullanılarak farklı stiller yaratıldı.
1970’lere gelindiğinde kadınlar takma tırnaklara yöneldi. Tarihteki çoğu gelişme gibi yapay tırnaklar da ilk olarak zengin insanlar tarafından tercih edildi. Yavaş yavaş manikür salonlarının popülaritesi de artmaya başladı. Pedikür ancak yirmi birinci yüzyılın başında popülerleşti. Bunun bir sonucu olarak 2000 yılında ABD’de tırnak salonlarının sayısı ikiye katlandı.
Türkiye’de de durum aynı şekilde gelişti. Sadece kadınlar değil erkekler de manikür ve pedikür yapmayı oldukça normal karşılıyor. Bugün, özellikle protez ve kalıcı oje yapan sayısız salon var.
Tırnak sanatı, zaman içinde sürekli olarak evrim geçirmiş ve farklı kültürlerde farklı şekillerde uygulanmıştır. Bugün, tırnak süsleme sadece estetik bir ifade biçimi olmanın ötesine geçmiş, kişisel tarzın ve özgünlüğün bir ifadesi haline gelmiştir.