Nesrin YARIM ÖZOĞLU'nun 18 Aralık 2023 tarihli yazısı: Olta Balıkçılığından Ücret Alınsın
Son günlerde hayvanlar ile ilgili birçok kararın alınması gündemini konuşuyoruz. Ankara’da yaşanan köpek faciasından sonra minik yavrumuzun başına gelenlere çok üzüldük. Akabinde ise buna benzer sokaklarda başıboş gezen köpeklerin çoluk çocuk demeden saldırdığı haberleri yurdun birçok yerinden geldi. Başıboş sokak köpekleri konusunda alınacak önlemler tartışılırken bu konunun iki taraf için de ucu açık olduğu aşikâr.
Sokak hayvanları ile yaşanan kötü olaylar sonrası birçok tartışma da peşi sıra geldi. Ülkemizde tam anlamı ile bir hayvan yasasından söz edemediğimiz için şimdi gündemde Avrupa modelinden bahsediliyor. Peki nedir bu Avrupa modeli? Avrupa modeline göre sokak hayvanları sokaklardan toplanıyor, sahiplendirilmeye çalışıyor; barınağa getirilen evsiz hayvan, açık ve tedavi edilemeyecek bir yaraya sahipse, kurtulamayacağı bir hastalığı varsa, görme engelli bir yavruysa veya çevreye ciddi tehdit oluşturuyorsa bu durumda uyutulabiliyor. İşte bu son madde de hayvanseverler tarafından büyük bir itirazla karşılanıyor.
Bu konu hakkında ilerleyen günlerde daha detaylı bilgiye sahip olarak tekrar değineceğiz. Şimdi gelelim asıl konumuza. Geçtiğimiz hafta konumuz hayvanlar olunca bir mesele daha masaya yatırıldı. Birçok vatandaşın hobi olarak yaptığı olta balıkçılığında “ücret” konusu gündeme geldi.
Kıyı şeridi bir şehirde yaşıyorsanız, elinize bir kere olta alıp kafanızı dağıtmak için bir balık tutma macerasına girmişliğiniz vardır. Birçok vatandaşın hobi olarak yaptığı, tuttuğu balığı akşam afiyetle midesine indirdiği olta balıkçılığında bir de bu işi ticarete dökenler var. Bunlar, avladığı balık küçükse suya geri atanlar değil. Balığın boyu fark etmeksizin kovasını dolduran, balık dolu kovayı da satarak para kazananlar bu konunun gündeme gelmesini sağlayanlar.
Olta balıkçılığının ücrete tabi tutulmasını önerenler için olta balıkçısının ne kadar balık yakaladığı, ne tuttuğunun denetlenmiyor olması büyük risk. Genel avlanma 15 Nisan 2024'te sona erecekken bu yasaktan muaf kalan belgeli kıyı ile olta balıkçılığı yapan küçük ölçekli amatör balıkçılar ise yıl boyunca avlanmalarını sürdürüyor. Sürdürülebilir kıyı ve olta balıkçılığı için bilinçli avlanmak önemli. Ülkemizde ise herkes olta balıkçısı olabilir. Günlük limit, kişi başı 5 kilogram. Olta balıkçısının yakaladığı balığı satma hakkı yok ama sahil şehrinde yaşayan herkes bilir ki kıyıda balık tutanlar, o balığı satar. Hatta düzenli, her gün balık tutmaya gidenler tanınır. Düzenli müşterileri bile olur. Ülkemizde olta balıkçısının ne kadar balık yakaladığı, hangi boyutlarda tuttuğu ise denetlenmiyor. İşte bu yüzden olta balıkçılığının ücrete tabi tutulması öneriliyor. Dünya genelinde de bu işin ücrete tabi tutularak yapıldığı ifade ediliyor.
Bu arada bu konuda göller ve akarsularımızda hobi adı altında avlanma yapan balıkçılar da bu tartışmaya dâhil edilebilir. Özellikle son yıllarda şişme botlarla, teknelerle avlanma yapan sözde hobiciler fazlasıyla arttı. Bu kişilerin bilinçli avlandıklarını düşünmüyorum. Ya sıkı denetimler yapılacak ya da hobi bile olsa sürdürülebilir balıkçılık için belli şartlar sağlanacak. Yoksa her şeyi tükettiğimiz gibi sularımızdaki balıkları da bilinçsizce tüketeceğiz.