Elif Başak Boyacı'nın 14 Ocak 2023 tarihli yazısı: Ölümlülük ya da Ölümsüzlük
Dünya tarihine şöyle bir bakarsak kıyısında köşesinde bir yerinde mutlaka ölümsüzlük arayışıyla karşılaşırız. Tabii bu arayış biz sıradan faniler için değildir. Kudretli muktedirler içindir. Biz faniler ölmeye zaten mahkumuz. Zaten onlar da hiç ölmeyecek gibi yaşarlar. Eski anlatıların ölümsüzlüğün peşinde gezen karakterleri Ab-ı hayat suyunun peşindedir. Bu anlatıların üstünden çokça zaman geçmiştir. Fakat abı hayat suyunun arayışı bitmemiştir. Aranan nesnenin adı, şekli değişse de nesneye yöneltilen arzu hep aynı kalmıştır, ölümsüzlük.
İlk çağlardan bu yana insanlık akıl almayacak derece gelişmiştir. Elbette bu gelişme kelimesini burada iyi anlamda kullanmıyorum gelişmelerin sonuçları her zaman ve herkes için iyi olmayabiliyor. Modern bilim ve tıbbın gelişmesiyle insanlık ölümcül hastalıklara çare bulmaya başladı. Bir zamanlar dünyayı kasıp kavuran çiçek hastalığının kökünü modern tıp kurutmuştur. Bu gelişim süreci bilim insanlarını yeni arayışlara itmiştir. Ölümcül hastalıklara çare bulunabiliyorsa ölüme de bulunabilir.
Elbette günümüzde ölümsüzlüğün çözümü yok tabii varsa da bize söylemezler herhalde. Her fani bir gün yok olacak. Ölümle ilgili en temel kaygılar çeşitlendirilebilir zannediyorum ancak bunlardan bir tanesi yok olmaktır. Dünyada hiç var olmamışçasına. Bir gün yok olacaksın her şeyinle. Dünyada iyi ya da kötü bir eser bırakırsan belki hatırlanırsın ama unutmamak lazım Hitler’de hala hatırlanıyor Elvis Presley’de. İyisi ya da kötüsü dünyadan var olduğunu kanıtlamak için ne bıraktığınla ilgili.
Evet ölümsüzlüğün çözümü yok. Ancak öldükten sonra bu dünyayla bir şekilde bağ kurabilmenin farklı yolları var. Bunlardan birisi hologram teknolojisi. Bu teknolojiye ilgili duyduğum en ilginç haberlerden biri 1972 yılında kurulan 1982 yılında dağılan İsveçli müzik grubu ABBA’yı hologram teknolojisiyle tekrar sahneye çıkarma girişimiydi. ABBA grubunun üyeleri hala hayattalar. Fakat artık grupları hayatta değil. Grup dağıldıktan sonra hiçbir teklifi kabul etmeyerek tekrar bir araya gelip sahneye çıkmadılar tabii teknoloji gelip onları hiçe sayana kadar. Kendileri olmasa da avatarları sahneye çıktı. Grubun avatarlarını ilse George Lucas’ın kurduğu stüdyo hazırladı.
Bu ilginç ve merak uyandırıcı gelişme heyecan verdiği kadar kafada bazı soru işaretlerini de doğuruyor. Telif hakları, şirket sahipleri, sanatçılar açısından bir sürü soruna gebe olduğu aşikar.