Sedat SADİOĞLU'nun 18 Mayıs 2023 tarihli yazısı: Sesler ve İç Duamız

Gören Göz – 16/1: Seslerin Dünyası

Bu bölümde, “sesler” konusu ele alınmıştır. Seslerin, daha anne karnında iken ve ölünceye kadar bizleri ne kadar etkilediklerini hiç düşündünüz mü? Seslerin çok etkili oldukları, bilim insanlarınca kanıtlanmış olmakla beraber, bazıları tedavi ve eğitim yöntemi olmuştur. “Müziko-terapi” bunlardandır. Tasavvuf müziği eşliğinde yapılan “zikir” ve müzik eşliğinde “öğreti” yapan yöntemler de bunlardandır. Bizi burada ilgilendiren, seslerin doğal halleriyle (doğrudan) etkili olmasıdır ve ruhumuzun derinliklerine hitap etmesidir.

Etkili bir ezan sesi ile dikkat kesilen, ezanı dinleyen, (belki) eşlik eden, (belki de) içlerine huşu dolan ve o sırada başka âlemlere dalan insan sayısı az değildir. Bu şekilde iken, İstanbul Sultan Ahmet Camisi’nin avlusunda, ezandan etkilenip Müslümanlığı seçen, kim bilir kaç gayri Müslim olmuştur!? (Yazarın yorumu: Her insan İslam fıtratıyla doğar ve kalbinde, devreye girmeye hazır bir kod bulunur. Allah sesi yada Kur’an ayetlerinin okunması da, bu ilahi kodu devreye sokuyor olabilir.)

Bir Kıssa: Ezan Sesine Saygı!

Harun Reşid’in hanımı Zübeyde Hatun çok saliha bir kadındı. Mekke-i Mükerreme’den Arafat’a kadar su kanalları döşetip, hacıların su ihtiyacını karşılamak için yüz binlerce altın harcamıştır. Zübeyde Hatun, Hicaz suyolunun yanısıra, pek çok hayır müesseseleri de yaptırmıştır. Bu mualla insan vefat ettikten sonra, bir tanıdığı onu rüyasında görmüş ve (hemen) ona şunu sormuş;

“Dünyada Allah için bu kadar büyük hayırlı işler yaptın, kim bilir Hak Teâlâ sana cennetinde ne yüksek makam bahşetmiştir!”

Zübeyde Hatun’un yanıtı şu olmuş;

“Evet, doğru, Rabbim bana gerçekten de yüce bir makam ihsan eyledi. Fakat bu yüce makamı, yaptırmış olduğum hayır müesseseleri nedeniyle vermedi. Bir gün, bulunduğum bir mecliste ilahiler söyleniyor, kasideler okunuyordu. Sazendelerin sazlarına vurdukları bir sırada, minarelerden ezan seslerinin yükseldiğini duydum. Hemen, ‘susun! ezanı dinleyelim!’ deyip, herkesi susturdum. İşte sorgu-sual anında, bana denildi ki; ‘Seni, ezana karşı göstermiş olduğun saygıdan dolayı bağışladık!’” 

 Bir başka ayet de şöyledir; (Enfal Suresi, 2. Ayet)

“Müminler, ancak! Allah anıldığı zaman yürekleri titreyen, kendilerine Allah’ın ayetleri okunduğunda imanlarını artıran ve yalnız Rablerine dayanıp, güvenen kimselerdir!”

Yüce Allah (c.c.), Müslümanların gönlünü kutsi olan ve tabii (hoş) seslerle kuşatan kullarından eylesin… Amin!

Gören Göz – 16/2: İki Ara - Bir Dere

Son zamanlarda, (imanın zayıflama tehlikesiyle beraber) bazı garip deyişlerin türediğini görüyoruz. Gerçi, türetilen deyişlerin, anlam itibariyle doğruluk yönü olsa da, bizlere birçok tehlikeyi de işaret etmesi açısından önemlidir. İşte bu deyişlerden bir-kaçı;

“Kilise ile cami arasında kaldı, ne papaza yaranabildi, ne de hocaya!” ve “İki cami arasında beynamaz (namazsız) kaldı!”

Bu deyişler, ne yaptığı belli olmayan, iyi ile kötüyü ayıramayan, (birçok etkiden dolayı) çok kararsız olan, hiçbir kategoriye girmeyen ve daha çok bildiği gibi hareket eden insan tiplerini kastetse de, esas tehlike, imanın elden gitmesi üzerinedir. Bugün, çok farkında değiliz ancak, misyonerlik çalışmalarının devam ettiğini, özel izinlerle kiliselerin açıldığını ve gençlere yönelik Hıristiyanlık faaliyetlerinin yapıldığını biliyoruz. Bu faaliyetlerin hedefinin, gençler olduğunun da farkındayız. Lâkin doğuştan bir Müslüman aile ve çevrede yaşayan bir genç için kilisenin, fazla bir anlamı olamasa gerek!

Yukarıdaki deyişlere benzeyen bir deyişi de şöyledir;

“İki arada - bir derede kalmak!” Müslüman asla! İki arada - bir derede kalan insan değildir!

"Rabbimiz! Biz, ‘Rabbinize iman edin' diye imana çağıran bir davetçi işittik, hemen iman ettik.  Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla. Kötülüklerimizi ört. Canımızı iyilerle beraber al!" (Âl-i İmrân Suresi, 193. Ayet)

Yüce Allah (c.c.), biz Müslümanları İslâm’a sahip çıkan ve İslâm’ı iyi anlayan “inançlı” kullarından eylesin… Amin!

Gören Göz – 16/3: “Dua” Mucizesi

Yüce kitabımız Kur’an’ı Kerim, insanın dua sayesinde, hayatını daha değerli ve anlamlı hale getirebileceğini hatırlatmaktadır. Gerçekten de dua, insana güven, huzur, moral, ümit ve güç vermektedir. Ayrıca, kul ile Allah arasında vasıtasız ve mütevazı bir iletişim fırsatı sağlamaktadır. Çünkü yüce Allah, kuluna cevap vermek için, kendisine başvurulmasını istemekte ve duasını kabul edeceğini müjdelemektedir. Aşağıda iki farklı sureden seçilmiş ayetler verilmiştir;

“Ey Muhammed! De ki, duanız (yalvarmanız, yakarmanız) olmazsa, Rabbin «ne diye» size değer versin!” (Furkan Suresi, 77. Ayet)

“Kullarım beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki) ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O halde, doğru yolu bulmaları için, benim davetime (Kur’an’a) uysunlar, bana iman etsinler!” (Bakara, 186. Ayet)

Dua’nın bir Müslüman için bilinen bazı anlamları aşağıda çıkartılmıştır. Dua;

· Allah’a ulaşmanın en kısa yoludur

· İbadetin özüdür

· Doğrudan şükürdür

· Müslüman’ın silâhıdır

· Müslüman’ın niyetidir

· Moral yoludur

· Bereket yoludur

· Yalvarma-yakarmadır

· Af dilenme yoludur

· Kurtuluş yoludur

· Huzur yoludur

· Sabır yoludur

· Talep yoludur

· Gizli ve sihirli bir güçtür

· Nazara kalkandır

· Nazarı savma yoludur

· Yaşama bağlanmadır

· Müslüman’ın içtenliğidir

· Saygı yoludur

· Kararlılık yoludur

· Başarı yoludur

· Mutluluk yoludur

· Kardeşlik yoludur

· Aydınlık yoludur

· Kulluğun bir gereğidir

Bir hadis:

“Kur’an’dan sonra zikir ve dua ile ihlâsla meşgul olandan daha faziletli bir kimse yoktur. Ve, yaptığı bu amelinden daha makbul bir amel de yoktur!” (İmam-ı Gazali)

Aşağıda iki adet anlamlı dua örneği verilmiştir:

“Hiçbir uzak, duanın erişemeyeceği kadar uzak değildir. Rabbim! Seni sevene sevdir beni. Ben hep inandım ve inanıyorum, duaların uzakları yakın kıldığına!”

“Allah’ım sen yüreğime huzuru üfür. Sen sıkıntımı rüzgar gibi alıp götür… Sen dualarımı kabul et… Amin!”

Son bir Ayet de aşağıda verilmiştir; (A’raf Suresi, 55. Ayet)

“Rabbinize yalvara yalvara (içten) ve gizlice dua edin...”

Açıklama: Unutmayalım ki, sadece Fatiha Suresi bile tek başına bir dua ve en güzel mesajları içeren bir Allah kelamıdır. İşte o muazzam Sure (7 Ayet);

Rahman ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle. (1) Hamd o âlemlerin Rabbi, (2) O Rahman ve Rahim, (3) O, din gününün maliki Allah’ın. (4) Ancak sana kulluk ederiz, ibadeti ve ancak senden yardım dileriz, inayeti (de!) (Ya Rab!). (5) Hidayet eyle bizi doğru yola, O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların ve o sapmışların yoluna değil. (6) O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların ve o sapmışların yoluna değil. (7)

Yüce Allah (c.c.), biz Müslümanları (Allah’ı çokça anarak) Kur’an ile, zikir ve dua ile de meşgul olan kullarından eylesin… Amin!