Betül Gökçe AKGÖL'ün 24 Ocak 2025 tarihli yazısı: Sosyal Medyanın Toplumsal Psikolojisi: Bireysel ve Toplumsal Etkiler
Sosyal medya, son yıllarda toplumsal yapıyı köklü bir şekilde değiştiren güçlü bir araç haline geldi. Hem bireysel hem de toplumsal düzeyde derin etkiler yaratan sosyal medya, psikolojik süreçleri şekillendirme gücüne sahip.
Sosyal medyanın bireysel psikolojiye olan etkileri oldukça geniştir. İlk olarak, sosyal medya platformları kullanıcıların kendilerini ifade etmeleri için yeni alanlar yaratırken, aynı zamanda benlik algısı üzerinde de önemli bir rol oynamaktadır. Bireyler, sosyal medyada paylaştıkları içeriklerle kendi kimliklerini şekillendirirken, başkalarının yaşamlarına dair sürekli bir gözlemde bulunurlar. Bu durum, "sürekli karşılaştırma" duygusunu doğurur. İnsanlar, başkalarının başarılı, mutlu veya mükemmel görünümlerini izlerken, kendi hayatlarını yetersiz görmeye başlayabilirler. Bu da düşük özsaygı ve depresyon gibi duygusal sıkıntılara yol açabilir.
Sosyal medya, bireylerin yalnızlık duygusunu da pekiştirebilir. Fiziksel olarak bir arada olmasalar da insanlar, sürekli çevrimiçi bağlantı aracılığıyla sosyal ağlarını genişletmeye çalışırlar. Ancak, sanal etkileşimlerin yüz yüze ilişkilerle yer değiştirmesi, derin ve anlamlı bağların kurulmasını zorlaştırabilir. Bu da yalnızlık, anksiyete ve depresyon gibi duygusal problemleri tetikleyebilir.
Sosyal medya, sadece bireyleri değil, toplumsal yapıyı da etkiler. Sosyal medya platformları, toplumsal hareketlerin ve fikirlerin hızla yayılmasını sağlar. Ancak bu hızlı yayılım, bazen yanlış bilgi ve manipülasyonların da kolayca toplumu etkisi altına almasına olanak tanır. Fake news (yalan haber) ve dezenformasyon, sosyal medya sayesinde hızla yayılmakta ve toplumsal güveni sarsmaktadır.
Ayrıca, sosyal medya, toplumsal normları da yeniden şekillendirir. Özellikle gençler arasında popüler kültürün etkisiyle, güzellik, başarı veya popülerlik gibi değerler, sosyal medya üzerinden daha fazla belirleyici hale gelir. Toplumun, özellikle gençlerin, sosyal medya üzerindeki paylaşımlarını gözlemleyerek kendilerine yeni normlar ve beklentiler oluşturması, toplumsal baskıları arttırabilir. Bu durum, insanların toplumdan dışlanma korkusuyla kendilerini sürekli olarak idealize edilmiş bir yaşam tarzına yakın hissetmelerine yol açabilir.
Sosyal medya, bireysel ve toplumsal psikolojimizi şekillendiren güçlü bir araçtır. Hem bireysel düzeyde kimlik ve benlik algısını değiştirebilirken, toplumsal yapıyı da dönüştürme gücüne sahiptir. Ancak, sosyal medyanın psikolojik etkilerinin olumsuz olabilmesi, daha dikkatli bir kullanım gerektirir. Kişisel farkındalık ve medya okuryazarlığı, bu etkilerle başa çıkabilmenin anahtarıdır.
Toplum olarak, sosyal medyanın sunduğu fırsatları doğru kullanarak, psikolojik sağlığımızı ve toplumsal ilişkilerimizi daha güçlü hale getirebiliriz.