Bünyamin Altıntaş'ın 26 Ocak 2023 tarihli yazısı: Vize Çilesi
Son yıllarda yaşanan ekonomik sıkıntılar, daha iyi bir yaşam için Avrupa ülkelerine giden Türk vatandaşların sayısında artışa neden olurken, Türkiye'den Avrupa Birliği ülkelerine yapılan turistik vize başvurularının reddedilme oranında da ciddi artışlar söz konusu.
Türkiye'nin Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’ne sunduğu rapora göre, 2014 yılında yüzde 4 olan Schengen vize reddi, 2020’de yüzde 12,7’ye yükseldi.
Schengen vizesi başvurularında 2015 yılından bu yana verilen ret oranı 4,5 katına çıktı. 2015’te yüzde 95,71 olan vize başvurusu kabul oranı yüzde 80,98’e indi.
Schengen vizesi için başvuru yapanların çoğu ise 10'uncu maddeden ret cevabı alıyor. Planlanan kalışa ilişkin gerekçenin inandırıcı olup olmadığı ve seyahat amacının net olarak belirtilmesini isteyen 10'uncu madde, ret cevabına gerekçe olarak gösteriliyor.
Bu arada vize başvurusu reddedilen Türkiye vatandaşlarının 2015’ten bu yana AB konsolosluklarına ödediği rakam en az 26 milyon 313 bin 980 avro.
Türkiye vatandaşlarının AB konsolosluklarına ödediği toplam para ise aynı dönem için en az 315 milyon 866 bin avro.
AB yetkilileri, Türkiye’den Schengen ülkelerine yapılan iltica başvurularındaki artışın da vize konusunda bazı ülkeleri daha hassas yaptığına dikkat çekiyor.
Türklerin karşılaştığı vize sıkıntıları konusu aynı zamanda Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Genel Kurulu’nun da gündeminde. AKPM Türk Grubu Başkanı Ziya Altunyaldız, vize sıkıntısı konusunda şunları söylüyor: “Raporda tüm ülkelere dönük ret oranlarında ciddi bir artış var. Örneğin ülkemize dönük 2017-2018 yılındaki yüzde 4’lük oran bugün yüzde 17’ye çıktı. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde ifade edilen ve Avrupa Birliği’nin ana amaçlarından biri olan, ‘kişilerin serbest dolaşımı’ bir insan hakkı olarak kabul ediliyor. Burada bir insan hakkı ihlaline doğru giden önemli uygulama örnekleri var.
Eğer kişiye dair bir muamele söz konusuysa, bunun gerekçelerinin net bir şekilde paylaşılıyor olması lazım. Karşı tarafın bunu bilme hakkı var. Schengen Bilgi Sistemi farklı ülkelerde farklı uygulamalar olması sebebiyle vatandaşlarda bir kafa karışıklığı ve güven sorunu oluşturuyor.
Bütün bunların bir hukuk sistematiği içerisinde yürümesini istiyorsak, bu sistemin revize edilmesi gerekiyor. Tüm Schengen ülkelerinde standart, yeknesak, neyi yaptığınız zaman ne ile karşılaşacağınıza dair net düzenlemelerin olması ve bunların tüm ülkelerde uygulanması gerekir. Bunu sağlamaya çalışıyoruz.
Bunun AKPM’de kabulüyle birlikte tüm ülkelere bir tavsiye kararı niteliğine dönüşmesini bekliyoruz. Tavsiye kararında yer verildiği zaman üye ülkelerin bunu mevzuatlarına eklemeleri gerekiyor.
Bunun sonucunda da bu tavsiye kararlarının uygulanıp uygulanmadığına dair bir izleme komitesi kurulmasını öneriyoruz. Sonrasında, bu karar tüm ülkelerde yargı denetimine de açılmalıdır. Evrensel bir kural vardır, her türlü idari işlem yargı denetimine tabidir. Bu da bir idari işlemdir. Bu idari işlemi de yargı denetimine açmaları gerekiyor.
Ayrıca vatandaşın eksik belge ve bilgileri varsa bunun için bir süre verilsin, hemen reddedilmesin istiyoruz. Vatandaş eksik belgesini tamamlayabilsin, çünkü para ödemiş. Bir iletişim içinde olunsun. Vizesi gerçekten haklı gerekçelerle reddedilmiyorsa en azından kısmi para iadelerinin yapılmasını istiyoruz.”