Bünyamin ALTINTAŞ'ın 18 Mart 2023 tarihli yazısı: Yeniden eski ekonomi modeli

Hükûmetin bir yıldan fazla süredir uygulamakta olduğu yeni ekonomi modeli nedeniyle yaşanan ekonomik sıkıntıların üzerine bir de Kahramanmaraş depremleri eklendi.

Dünya Bankası başta olmak üzere uluslararası kuruluşlar tarafından hazırlanan raporlar, depremlerin Türkiye ekonomisine yükünün 150 ile 200 milyar dolar arasında değişeceğini işaret ediyor.

Hükûmetin faiz indirimleriyle başlayan süreçte uygulamaya koyduğu ekonomi politikası döviz kurlarını yükseltmiş ve buna bağlı enflasyonu adeta patlatmıştı. İhracata dayalı büyüme modelini esas alan ekonomi yönetimi, ortaya çıkan dış ticaret açığına çözüm bulmakta zorlanmaya başladı.

Yatırımların, üretimin, istihdamın ve ihracatın desteklenmesiyle cari fazla yaratılması hedefi ile yola çıkan mevcut ekonomi modelinde cari fazladan söz etmek elbette mümkün değil.

Nitekim bu yılın Ocak ayında dış ticaret açığı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 38.4 artarak 10 milyar 290 milyon dolardan 14 milyar 237 milyon dolara çıktı ve rekor seviyeye ulaştı.

İhracat, 2023 yılı Ocak ayında yüzde 10,3 artmasına rağmen ithalattaki artış oranı yüzde 20,7 olarak gerçekleşti.

Yeni ekonomi modeli uygulamalarının, piyasanın serbestlik şartlarına aykırı olduğu gerekçesiyle yabancı yatırımcılar Türkiye’ye son yıllarda oldukça ilgisiz.

Son 7 yılda doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının yüzde 50 azaldığını da düşünürsek, Türkiye’nin ciddi oranda döviz ihtiyacı ortaya çıktı.

Bir dönem yüzde 25 seviyesine kadar ulaşan yabancı yatırımcının TL cinsi tahvil piyasasındaki payı bugünlerde yüzde 1’in de altına indi. Hisselerdeki yabancı payı da azalırken swap başta olmak üzere Batı sermayesi mevcut koşullarda Türkiye’de pozisyon almak konusunda oldukça isteksiz.

Hükûmet bir yandan döviz kurlarını baskılamaya çalışırken, bir yandan da enflasyonu kontrol altına almaya odaklandı. Her ne kadar baz etkisiyle fiyat artış hızında yavaşlama gözlense de arz sıkıntıları ve artan maliyetler enflasyonda istenilen düşüşü sağlayamadı.

Mevcut politikalarla ekonomide yaşanan kan kaybını kalıcı olarak durdurma konusunda tereddüt yaşayan hükûmetin Ortodoks ekonomi politikalara döneceği yönünde haberler gelmeye başladı.

Reuters’in hükûmet kaynaklarına dayandırdığı bu yöndeki haberi oldukça ilginç. Habere göre hükûmet, mevcut ekonomi politikalarından geri adım atmaya hazırlanıyor. Buna göre hükûmet, seçim beyannamesinde mevcut ekonomi modeline yer vermeyecek.

Seçim beyannamesinin ekonomi bölümünde “serbest piyasa ekonomi kurulları, dünya ekonomisine paralel uygulamalar” gibi çeşitli öncelikler yer alıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ekonomide yeniden Mehmet Şimşek ile çalışmak istediği, onun da politikalarına uygun bir beyanname yazıldığı ifade ediliyor.

Hatta ekonomi yönetimine eski bakan Mehmet Şimşek’in getirileceği de dile getiriliyor ve bu konuda Şimşek ile görüşüleceği bilgileri veriliyor.

Ekonomideki gidişatı tersine çevirecek, depremlerin yarattığı ekonomik tahribatı hafifletecek ve küresel banka krizlerinin Türkiye’yi etkilememesi için küresel Ortodoks ekonomi politikalara dönmek çözüm olur mu elbette şimdiden kestirmek güç.

Lakin mevcut uygulanan politikaların da çözüm olmadığı ortada. Seçim ortamına girdiğimiz bu dönemde, seçimlerden sonra uygulanacak ekonomi politikaları ekonominin de gidişatını doğrudan etkileyecek.