Betül Gökçe AKGÖL'ün 16 Ağustos 2024 tarihli yazısı: Ahmet Ümit Polisiyeleri
Ahmet Ümit’in polisiye eserleri arasında en dikkat çekici yapıtlar, bence Komiser Nevzat serisi. Polisiye romanlarının öncüsü olarak kabul edilen Ahmet Ümit, bu seride kültürel ögeleri de ustaca işleyerek cinayet romanlarına zengin bir boyut kazandırıyor. Kitapları, sadece cinayetleri çözmeye yönelik ipuçları sunmakla kalmıyor, aynı zamanda bu bilgileri kültürel bağlamda anlamamıza da yardımcı oluyor. Bu yazımda, Ahmet Ümit’in Komiser Nevzat serisinin öne çıkan üç romanını ele alacağım: İstanbul Hatırası, Kavim ve Sultan’ı Öldürmek. Bu kitapların uzunluğu sizi endişelendirmesin; Ahmet Ümit’in akıcı dili ve etkileyici konuları sayesinde her biri keyifle okunuyor.
Komiser Nevzat, baş karakter olarak Ahmet Ümit’in polisiye romanlarında sıkça karşımıza çıkıyor. Nevzat, bir patlamada eşini ve kızını kaybettikten sonra hayatında en büyük destekçisi olan sevgilisi Evgenia ile birlikte yaşamaktadır. 50’li yaşlarındaki Nevzat, Balat’ta yaşamaktadır ve romanlarda genellikle bu semtin tasvirleriyle karşılaşıyoruz. Ayrıca, bu romanları dinlemeyi tercih edenler için NTV Radyo Tiyatrosu’ndan dinleme seçeneği mevcut; önsözleri Ahmet Ümit’in kendi sesinden dinlemek de mümkün.
İstanbul Hatırası
Komiser Nevzat serisinin en popüler kitabı olan İstanbul Hatırası, benim de ilk okuduğum Ahmet Ümit romanıdır. Serüven, Sarayburnu’ndaki Atatürk heykelinin önünde, antik bir parayla bulunan bir cinayetle başlar. Kitap, İstanbul’un yedi önemli tarihî noktasında gerçekleşen yedi cinayet ve her cinayete eşlik eden yedi sikke ile ilerler. Kitabı okurken İstanbul’un tarihini ve mekanlarını araştırmanızı öneririm. Kitabın yayımlandığı 2010 yılında Ahmet Ümit, bu mekanları kapsayan bir şehir turu düzenlemişti. Kendi rotanızı çizerek, kitapta bahsedilen yerleri ziyaret etmek oldukça keyifli olabilir.
Kavim
Kavim, yaşadığımız coğrafyanın kültürel zenginliğini öne çıkaran bir cinayet öyküsüne odaklanıyor. Cinayet mahallinde bulunan dini semboller, tütsü kokusu, Kitab-ı Mukaddes ve kanla yazılmış Mor Gabriel sözcükleri gibi unsurlar, Başkomiser Nevzat ve ekibi Zeynep ile Ali’nin kafasında pek çok soru işareti bırakıyor. Bu soruların cevaplarını bulmak için Hristiyanlığın Anadolu’daki köklerini ve Süryani kültürünü derinlemesine incelemeleri gerekiyor.
Sultan’ı Öldürmek
Sultan’ı Öldürmek romanında, diğer kitapların aksine Başkomiser Nevzat değil, Müştak Serhazin’in bakış açısına odaklanıyoruz. Bu roman, biraz daha psikolojik bir dille anlatılmıştır. Müştak, üniversite aşkı Nüzhet’in Amerika’ya gitmesinin ardından yıllarca bu aşka bağlı kalmış, ancak zamanla bu duygu nefret ve öfkeye dönüşmüştür. Geçen yılların ardından, Nüzhet’ten gelen bir telefonla iki eski sevgili yeniden iletişime geçerler. Ancak Müştak, Nüzhet’in evinde ölü olarak bulur ve boynunda Fatih Sultan Mehmet’in tuğrası bulunan bir mektup açacağı saplanmıştır. Müştak, hastalığı nedeniyle son birkaç saati hatırlamıyordur ve bu cinayet, Fatih Sultan Mehmet’in ölümüne dair sırları da gün yüzüne çıkarıyor.
Bu romanlar, Ahmet Ümit’in polisiye edebiyatındaki başarısını ve kültürel derinliğini gözler önüne seriyor. Hem cinayet çözme sürecinin hem de kültürel ve tarihî bağlamların keyfini çıkarabilirsiniz.