Bünyamin Altıntaş'ın 4 Şubat 2023 tarihli yazısı: Enflasyon Düşerken

Türkiye İstatistik Kurumu, Ocak ayına ilişkin enflasyon rakamlarını açıkladı. Ocak ayı enflasyonu yüzde 6.65 olarak gerçekleşirken yıllık enflasyon rakamı ise yüzde 57.68’e geriledi.

Ocak ayı enflasyonunun yüzde 6.65 olması aylık bazda son 9 ayın en yüksek enflasyonu demek. Piyasa beklentisi yıllık enflasyonun yüzde 53.2, aylık enflasyonun ise yüzde 3.7 gelmesi yönündeydi.

Aralıkta enflasyon yıllık yüzde 64.27, aylık olarak ise yüzde 1.18 olarak açıklanmıştı.

Ana harcama grupları itibarıyla 2023 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre en az artış gösteren ana grup yüzde -1,53 ile giyim ve ayakkabı oldu.

Buna karşılık, 2023 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 18,35 ile sağlık oldu.

Yıllık enflasyondaki düşüşün baz etkisiyle gerçekleştiğini belirtelim. Lakin aylık enflasyonun yüksek çıkması ve üretici enflasyonunun hâlen yüksek seviyelerde seyretmesi, enflasyonda önümüzdeki dönemde radikal düşüş beklentilerini de zayıflatıyor.

Özellikle dar gelirli vatandaşların ağırlıklı olarak kullandığı gıda ürünleri ile enerji fiyatlarındaki yüksek seyir dikkat çekiyor. Aylık gıda enflasyonunun yüzde 7’nin üzerinde seyrettiğini not edelim.

Gelelim önümüzdeki aylarda tüketici enflasyonu üzerinde olumsuz etki yaratma potansiyeli bulunan üretici fiyatlarına;

Açıklamaya göre üretici enflasyonu aylık bazda yüzde 4.15 gibi düşük seviyede gerçekleşse ne yıllık yüzde 87 seviyesinde bulunuyor. On iki aylık ortalamalara göre ise bu rakam yüzde 125’i aşıyor.

Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 101,51, imalatta yüzde 70,49, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 237,14 ve su temininde yüzde 116,64 artış olarak gerçekleşti.

Enflasyon rakamlarının düştüğüne elbette sevinmeliyiz. Lakin rakamlardaki düşüşün baz etkisiyle gerçekleştiğini ve esasen hayat pahalılığının ortadan kalkmayacağını bir kez daha dile getirelim.

Açıklanan rakamlardaki düşüşü, fiyat artış hızının yavaşlaması olarak okumamız gerekir. Toplumun geniş kesimleri tarafından hissedilen hayat pahalılığı ve yüksek enflasyondan kurtulmak için daha geniş kapsamlı ve istikrarlı bir ekonomi politikasına ihtiyaç var.

Faiz artırımları nedeniyle yükselen döviz kurlarının tetiklediği maliyet artışlarını kontrol altına almadan enflasyonu kalıcı olarak düşürmek mümkün değil.

Ayrıca hayat pahalılığını önlemek için de sabit gelirli vatandaşların gelirlerini artırmaktan başka çare görünmüyor.

Seçim yılı olan 2023 yılında uygulanacak ekonomik politikaların popülizmden uzaklaşmasında yarar var. Seçimden sonra oluşabilecek olumsuz tabloyu düzeltebilmek için daha çok çaba sarf etmemiz gerekebilir.