Baha YILMAZ'ın 11 Mayıs 2023 tarihli yazısı: Sanayileşme, Patates, Soğan ve Kıtlığın Dayanılmaz Acısı
Sanayileşmenin batıda başlangıcı için farklı tarihler verir tarihçiler. Ancak şu kesin ki sanayileşmeye ilk hamle yapan İngiltere’dir. Bir ekonomide ya da ülkede sanayileşmeden bahsedebilmek için olmazsa olmaz hususlardan ilki; insan emeğinin yerine ikame edilen makine gücünü, bir de tabi ki birim zamanda seri üretilen ürün ya da mal olarak tanımlayabiliriz. Üretilen bu ürünlerin belirli standartlarda olması yani ebat, muhteva gibi belirli özelliklerin aynı olması da gerekir.
Sanayileşmenin olabilmesi için önemli bir hususta bir önceki yazımızda ifade etmeye çalıştığımız Merkantalizm doktrinidir. Merkantalizm yani ticaret kavramının öne çıkması ve değerli madenlerin (ticaretten elde edilen altın, gümüş gibi) ülke içinde tutularak bir nevi sermaye birikiminin oluşmasıdır. Bir diğer husus yine Merkantalizm’den hatırlayacaksınız yurt dışında mülk edinmek yani sömürgelerin oluşturulmasıydı. Pek tabi ki ticaret yapabilmenin asli şartı dışarıya satabileceğiniz bir ürünün olması gerekiyor. İşte tam da bu noktada kıtlık kavramını değerlendirmemiz yani Avrupa’nın yaşadığı kıtlıkları ve bu kıtlıkların batıya olan neticelerini anlamamız gerekiyor.
Kıtlığın Dayanılmaz Acısı: Çocuklarını Yiyen Avrupa
Batının kıtlıkla yüzleşmesi sanıldığının aksine savaşlardan ziyade iklim felaketlerine dayanır. Pek tatbikî savaşların da etkisi olmuştur. Örneğin 30 yıl savaşları gibi. Özellikle 1300’lerin ortalarından itibaren yaşanan aralıksız yağışlar Avrupa’da çok ciddi bir kıtlığa yol açmıştır. Dönemin Avrupa’sının küçük derebeylerinin hükmü altında olduğu düşünülürse mesela Almanya özelindeki gibi. Küçük küçük prensliklerden oluşmuştur Almanya. Bu prensliklerin arasındaki husumetler, korumacı gümrük uygulamaları kıtlığı daha derinleştirmiştir. Hatta bazı kilise kaynaklarında kedilerin, köpeklerin hatta yeni gömülen ölülerin bile açlık altında inleyen fakirler tarafından yenildiğini not eder. Biraz abartılı olabilir ama küçük çocukların bile hunharca katledilip yenildiğini belirten kilise kaynakları mevcuttur.
Özgür Üretim ve Patates Mucizesi
İngiltere’de yaşanan daha sonrasında Avrupa’da görülen bir uygulama bu kıtlığın makus talihini değiştirmiştir. Köylü sınıfın ya da alt sınıfların özgür üretim ve ürettiğini satma hakkı elde etmesi pek çok şeyi alt üst etmiştir. Bir diğer husus da patatesin Avrupa kıtasında ekiminin başlaması ve diğer tahıllar gibi veriminin düşük olmamasıdır. Yani tek bir yumrudan 5-6 yumrunun elde edilmesi kıtlığı ortadan kaldırdığı gibi, üretmek için gerekli olan birim kalori değeri fazlasıyla karşılamasından kaynaklanmaktadır. Bazı kaynaklarda domuz üretiminin de yaygınlaşmasının en önemli sebebinin tek bir batında 4-5 yavru vermesinin gerekçe olduğu gösterilir. Tabi koyun ve sığır nüfusunun yağışlardan kaynaklanan salgın hastalıklarda kırılması ve doğurganlıklarının düşük olması domuz üretimine olan ilgiyi tetiklemiştir. Özellikle belirtmek gerekir ki koyun ve sığır beslemenin maliyetlerinin de çok yüksek olduğu bilinmelidir.
Yağışların Yok Ettiği Tarım Arazileri
Oysa aşırı yağışlardan kaynaklanan tarım arazilerinin büyük tahribata uğraması ve iklim felaketleri sonrası bu arazilerin yeniden üretime dahil edilmesinin yılları alması patates için ne kadar stratejik bir ürün olduğunu anlamamıza yardımcı olacaktır. Patatesi bu kadar kıymetli yapan bir diğer husus açlıktan kurtulan köylü nüfusun sayısının artmasına neden olmasıdır. Örneğin; mısır Avrupa’ya sanıldığının aksine çok geç girmiştir ve ilk girdiğinde hayvan yemi olarak kullanılmıştır.
Bir Patent Devi: İngiltere
Tarımda üretimin artması ve özellikle tarımın çalışan nüfusu besler hale gelmesi, sömürgelerden gelen hammadde ve insan kaynağı ile birlikte maddi akarların oluşması sanayileşme için önemli bir zemin hazırlamıştır. Gümrük duvarlarının kalkması ya da ticaretin önündeki engellerin kalkması refahı alt sınıflara yaydığı gibi, gelişimin ve zenginlik arzusunu da ulaşılabilir bir hale getirmiştir. 1700’lerde sanayileşmenin İngiltere’de başladığını kabul edersek 1800’lerin ortasına gelindiğinde İngiltere’de 2000’nin üzerinde patent alınmıştı. Bu rakamın muhteşem bir rakam olduğunu dönemin şartları düşünüldüğünde anlaşılacaktır. Bir diğer husus ise ürettiğiniz ama satamadığınız malların verileceği pazarların varlığıydı. Ne demek bu? Satamadığınız ya da ihracat fazlası mallarınızı sömürgelerinizde meta zoru olarak pazara sürebiliyordunuz ya da bir şekilde eritebiliyordunuz.
İktisat tarihinde bugüne kadar yazdığımız yazılarda en önemli tutanağımız hiçbir şeyin pazarın ihtiyaçlarının dışında şekillenmediğini ifade etmektir. Piyasanın ihtiyaçları ve üretimin modeliniz sizi bir yerlere doğru sürükler. Bugün patatesin yüksek fiyatını konuşuyor oluşumuzun ve ülke ekonomisinde ne kadar önemli bir yer tuttuğunun en önemli nedeni kritik bir gıda ürünü olduğunu bilmeyişimizden kaynaklanıyor. Oysa ki, Avrupa köylülerini açlıktan kurtarması bir yana, bir devrimin yani sanayi devriminin oluşması için gerekli alt yapıyı hazırlamış bir gıda bitkisidir.
Soğan mı? Soğana hiç gelmeyelim…