Mehmet KÜÇÜKEKEN'in 27 Temmuz 2023 tarihli yazısı: Son Yumruk
Boks bir spor mudur?
Aynı sıkletteki, müsabaka boyunca birbirine rakip olan ama müsabakadan sonra ebedi dost olan iki sporcunun tarafsız hakem gözetiminde ringte belirlenmiş olan kurallara ve tekniklere uygun şekilde belirlenen raund süresince kask ve boks eldiveni kullanarak yaptıkları bir spordur, diyebiliriz.
Maçı yöneten hakemin yanında puanlama yapan tarafsız teknik hakemler de vardır. Kural dışı vuruşlar ihtar verilerek cezalandırılır. Hakem aynı zamanda sporcu sağlığını da korumakla görevlidir ve aktif oyunun her zaman içindedir bazen de atılan yumruklardan istemese de nasibini alır. Gücün yanında tekniğin, hareketliliğin, zamanlamanın, dayanıklılığın ve stratejinin hakim olduğu müsabakada, maç boyunca yediği yumrukları saymayan mağlup boksör yere düşüp maç nakavt ile bittiğinde, yediği o son yumruğu asla unutmaz. Maçı kazanan boksör içinse kazandığı zaferin sarhoşluğu ve şaşalı kutlamalar tüm acılarını çoktan unutturmuştur bile.
Ülke sınırları da bir ring alanıdır, kanunlar ile maçın kuralları belirlenir ve seçilen yöneticiler tarafsız hakemler olarak görev alır ve seçildikleri süreler raund olarak değerlendirilir. Maç değildir aslında oyunun adı Hayat Kavgası’dır. Kimine göre Hayat Mücadelesi kimine göre de Varolma Savaşı. Kavga ve Savaş kelimeleri burada mücadele ruhunu ifade etmek anlamında pozitif yönlü kullanılmıştır. Yoksa kim ister kavgayı ve savaşı. Katma Değer Vergisi, Özel Tüketim Vergisi, zamlar, ücret politikaları, faiz, enflasyon, kur politikası hepsi kurallara ve tekniğe uygun olarak kullanılması gereken usüller olup eli kolu bağlı kendini savunma ve koruma için kaskı ve eldiveni olmayan vatandaşlar için şiddeti ve dozu ayarlanmadığında bitirici son yumruk vazifesi görebilir. Nihayetinde kısa bir süre sonra zafer kazanılarak ekonomi düzeltilmiş olur ama yüksek dolaylı vergilerin kontrolsüz şiddeti ile sersemleyen halk çoktan nakavt olmuştur bile.
Aynı durum bir maraton yarışının belirli bir kilometresine gelince atletlerin bazılarının sırtına fazladan ağırlık vermeye benzer ya da sırıkla atlama yapacak bir sporcuların bazılarının sırığını kısaltmaya benzer ya da savaşmakta olan askerlerin bazılarının mermilerini almaya benzer. Tabiatı gereği yükü artan sporcu yorgun düşer ve etabı tamamlayamaz. Tıpkı vergi yükü artıp da geçim sıkıntısına düşen aileler gibi ya da sırığın kısaldığı gibi geliri azalan ücretlinin kira ve ulaşım gibi zorunlu ödemelerinde düştüğü durum gibi ve savaşta atacak mermisi kalmayan asker gibi temel gıda ihtiyaçları için harcama yapacak parası kalmayan baba pozisyonu gibi.
Maç da hayat gibi kendi akışında devam ediyor. Hakem kenara çekilmiş protokol seyircisiymiş gibi olanları zevkle izlemekte; ekmeğe gelen zam bir aparkat, benzine gelen zam bir direk vuruş, ek vergiler bir kroşe olarak inerken vatandaşa, sağlı sollu gelen fiyat artışları karşısında da sendelemekten kendini alamıyor. Vatandaş ringin köşesinde ev-iş-market alanına sıkışmış durumda özellikle market tarafından yediği yumruklar ile gardını düşürmüş olarak nereye geleceği belli olmayan o bitirici son yumruğu bekliyor. Hakem kural dışı vuruşlara bir şey dememekle birlikte diğer hakemlerin uyarılarına da kulak asmıyor.
Devamlı savunmada kalan vatandaş;
• Ekmeğinden dilim eksiltiyor,
• Tabağından zeytin azaltıyor,
• Çorbalar daha sulu pişiyor,
• Pazar alışverişinde kilodan adete düştü,
• Yumurta koli yerine sayıyla,
• Yemeğe tuz atmak kalktı,
• Araç kullanmak yerine zorunlu yürüyüş sporu uyguluyor,
• Yemsiz At (Bisiklet) ile gidiyor uzak mesafelere,
• İki öğün besleniyor diyetteyim diyerek,
• Kendince tasarruf ediyor çayı şekersiz içerek.
• Sakal bırakıyor erkekler yakıştığını düşünerek,
• Salonda ya ışık açık ya da televizyon... İkisi de kapalıysa o gün dolunay vardır ve onun ışığı yeterlidir.
Siz nasıl bir savunma yapıyorsunuz?
Hangi tasarruf tedbirlerini uyguluyorsunuz kendinizce?
Son yumruk nereden gelir diye hesap ettiniz mi?