Furkan ERKAN’ın 12 Eylül 2023 tarihli yazısı: Yerli Dizi Sezonu Açıldı
Bunaltan sıcaklarla dolu bir yazı geride bırakırken Eylül ayına merhaba dedik.
Eylül ayı beraberinde sonbaharı getirdi, havalar biraz serinledi. Ama bu sezona göre yine anormal sıcaklıklarla karşılaşmamız da olası. Küresel ısınmanın etkilerini ne yazık ki daha çok deneyimleyeceğiz.
Tüm bunların dışında Eylül ayı ile ülkemizde 2 şey öne çıkar: Okulların açılması ve dizilerin başlaması
Elbette ilkinden çok bahsetmeyeceğim. Özellikle ebeveyn okurlar zaten bunun hem maddi hem de zihinsel anlamda zorluğunu çekerken…
Evet yerli dizi sezonu açıldı. Geçtiğimiz sezonun sükse yapan, gerek konularıyla gerek oyuncularıyla çokça konuşulan dizilerin yeni sezonları bu haftadan itibaren ekranlarda yerini almaya başladı. Bazıları da başlayacak.
Kızılcık Şerbeti, Yalı Çapkını, Ömer, Aldatmak, Yargı, Çöp Adam vs.
Bir de bunların yanında sezona iddialı bir şekilde giriş yapan yeni diziler var.
Yani haftanın en az 3-4 gününü artık bu dizilerle kapatacağız gibi gözüküyor.
Yeniden o sevdiğimiz yapımların heyecanlı sahnelerini izlemek, özlediğimiz karakterlerin nasıl dönüşümler yaşadığına şahit olmak, yeni hikayeler izlemek de seyir zevki yaratmıyor değil.
Evet dizilerin bu yönü oldukça zevkli ama bir taraftan da oldukça ızdırap veren tarafları da var ne yazık ki…
En başta 2 buçuk saati aşan süreleri. Hadi biz seyircileri geçtim bir hafta içerisinde bu kadar süreye sahip dizi çıkarmayı becerebilen senaristlere, kurguculara, oyunculara ve tüm ekibe eziyet resmen!
Hali hazırda yeni bölümden önce 1 saate yakın özet gösteriliyor. Bir o kadar da araya giren reklamlar sürüyor. (Hatta bir TV yazarının tabiriyle ‘’Reklam arasında dizi izliyoruz’’)
Özellikle bu reklamların son 10-12 senedir öyle bir kurnazlığı var ki eğer buna kanarsanız işiniz gerçekten zor.
Şöyle ki siz dizi arasında 3 ya da 3’ten fazla reklam kuşağı izliyorsunuz. Yani normalde dizi arasına reklam girdiğinde kanalın introlarıyla ve tanıtımlarıyla birlikte 10 dakika falan maruz kalmanız lazım.
Ama bunun yerine bu akış 2-3 kez daha tekrar ediyor.
Fakat bununla da kalmıyorlar. Dizinin son anlarını heyecanla izlediğinizin farkında oldukları için final sahnesinin geldiği ana yakın yukarıda bahsettiğim 3’lü reklam kuşağını giriyorlar. Siz de sabırla bu kuşağın bitmesini bekliyorsunuz.
Reklamlar bittikten sonra tam o heyecanlı ana geliyorsunuz fakat o da ne! Kanal sahneyi kaldığınız yerin biraz gerisinden başlatıyor. Tam kaldığınız yere gelince de yeniden bir reklam kuşağına daha maruz kalıyorsunuz. İyi haber bu sefer 2 tane izliyorsunuz (!)
Bir süre böyle devam edip yeniden o heyecanlı ana geldiğinizde de bu sefer diziniz sizi tufaya getiriyor ve BÖLÜM SONU yazarak noktayı koyuyor.
Siz değerli okurlara tavsiyem, izlediğiniz dizi saat 9 civarı başlamışsa ve yeni bölümüyle yayınlanıyorsa saat 11 buçuğa gelmeye başladığında önleminizi alın. Bu saatlerde izlediğiniz sahneye reklam giriyorsa bilin ki artık dizinizin o haftaki bölümü bitmiş demektir.
Bir de dizilerdeki müzik kullanımına değinmek istiyorum. İçlerinde 1-2 tane tema müziği var onları da döndürüp döndürüp her sahneye serpiştiriyorlar. Ve her çaldıkları sahne maşallah bangır bangır yani… Her seferinde müzikten dolayı ses kıs sonra diyalogları duyamayınca ses aç ve hemen ardından dön başa…
Neyse tabii günün sonunda bir anlamda vakit geçmiş oluyor. Zaten okuldan veya işten yorgun argın geliyoruz. Yatmadan önce günün stresini atmak, aile bireyleriyle ya da o an bulunan yakınlarla beraber kritik yapmak açısından hiç de fena bir aktivite olmuyor bu dizileri izlemek.
Sahi siz yeni sezonda hangi diziyi izleyeceksiniz?