Betül Gökçe AKGÖL'ün 12 Temmuz 2024 tarihli yazısı: Aile Evine Kısa Dönüşler

Son zamanlarda sıkça düşündüğüm bir konu: Ev. Üniversiteye kadar ailemden hiç ayrılmamıştım. Üniversite için ta Manisa’dan Ankara’ya geldikten -hele ki bir de alıştıktan- sonra, ev kavramı benim için daha da garip bir şeye dönüştü. Şimdi benim evim Ankara’daki, kendimce kurduğum evim mi? Yoksa Manisa’daki ailemin evi mi?

Aile evinden bir defa çıktıktan sonra, üstüne bir de farklı farklı yerleri ev olarak benimseme “çabalarından” sonra, özel günler için döndüğün ev bazen “evin” gibi gelmeyebilir. Bütün çocukluğunun geçtiği odayı eskisi gibi bulamamak, evde yerini bildiğin bazı eşyaların değişmesi, çocuksal ayrıcalıklarının artık olmaması... “Zaten kırk yılda bir geliyorsun, bizimle vakit geçir” sitemleri...

Tüm bu sitemleri dinlerken, bir yandan kendini anlatmaya çalışman, özgürlüğünün kısıtlandığı hissi, ardından “neyse ya” deyip, ne zaman döneceğine dair hesaplamalara girmen ve tam o anda bir anda, nereden çıktığını anlamadığın o tuhaf suçluluk hissi. Ancak döndükten sonra da o eve dair gelen özlem hissi, ikilemi.

Elbette, tüm bunlar bence tatlı dertler. Hepimiz bambaşka ailelerde, bambaşka ortamlarda büyümüş, farklı “evlerde” farklı bireylere dönüşmüş insanlarız ve hikayelerimiz aynı değil.

Ev benim için -uzak kaldıktan sonra- hep özlenen bir yer oldu ancak bazılarımız için evden uzaklaşmak belki de kendine yakınlaşmaktı. Belki kimimizin o bilindik hissi kaybetmekle ilgili hiç derdi yoktu. Bu da anlaşılır.

Bence bu noktada, gittiği her yeri kendine ev yapabilen, el yordamıyla kendi yaşam alanlarını bulmuş, belki kendi seçtiği ailesiyle kalabalık sofralar kurabilmiş olanları alkışlamalıyız.

Tüm bu “evsel” düşüncelerde, kendimi hep daha şanslı olanlardan sayarım. Ev hissini, içinde doğduğum evde öğrendim. Çevremde bunu kendisi yaratan insanlara, hepsine her seferinde daha sıkı sarılıyorum. Hem ailemle hem de sonrasında seçtiğim ailemle kendime bir “ev” yaratabildiğim için ise kendimle gurur duyuyorum. Tıpkı annem gibi... Biliyorum ki, bu hikayede zaman zaman roller değişse de benim “evim” değişmeyecek...