Mustafa YILDIZ'ın 19 Ekim 2023 tarihli yazısı: Almanya’dan İzlenimler
Geçen gelişimizde Almanya’nın kalkınmışlığı hakkında bazı veriler vermiş, elde ettiğimiz birtakım verileri de bu satırlarda sizlere aktarmıştık. Bugün de kısaca Almanya’nın siyasi bakış açısından, dünyaya nasıl baktığından, bizim tespit ettiğimiz ve bilebildiğimiz kadarıyla kısaca siyasi duruşundan bahsetmek istiyoruz.
Almanya; Avrupa’nın ortasında kendince istikrarlı, haddini bilen, gücünün farkında olan sabırlı ve Amerika’ya an itibarıyla oldukça sadık kalan hemen hemen tek NATO ülkesi olarak bulunmaktadır. Vatandaşına yüklediği ağır vergilerle devlet bütçesi sürekli fazla veren, kişi kazandıkça vergisi artan, aç ve yoksulu oldukça az olan, kazanan vatandaşına ağır vergiler yükleyerek aşırı zengin olmalarını engelleyen, oldukça yaygın sosyal devlet olma özelliği ile adaletli gelir dağılımı sağlayarak vatandaşını azami ölçüde gelirlerden faydalandıran bir siyasi yapıyı oturtmuş, 16 eyaletten oluşan federasyon bir devlettir.
İçinde belki de en fazla yabancıyı barındıran, yabancı örgütleri kontrol eden/edebilen, kendine sadık örgütleri zaman zaman tolere eden, genç nüfusu oldukça azalan ve yabancı çalıştırma mecburiyetinde olduğu için gelen yabancılara bir noktada izin verme mecburiyetinde kalmış konumdadır. İkinci ve üçüncü kuşak gurbetçi vatandaşlarımızın manevi değerlerinden oldukça uzaklaşması, ülkeye yabancı genç bir neslin artmasına sebebiyet vermektedir.
Yahudi soykırımını başlatan, ülkesinde Yahudi nüfusa izin vermeyen, sürgün hayatı yaşamaya mecbur eden Almanya, bugün itibarıyla İsrail’e karşı timsah gözyaşları dökmektedir. Gerçekte sürgün ettiği Yahudileri kendi topraklarından attığı için adeta sevinmekte, Müslümanlara bela ettiği için de bir yönüyle memnun olmaktadır. Zira belayı kendi topraklarından uzak tuttuğu için içten içe rahatlamıştır.
Çalıştırdığı yabancı uyruklu vatandaşlardan hassaten Türk kökenli yurttaşların çocuklarından geri planda çalıştırmak üzere işçi sınıfını oluşturmuş, “çocuklarımız iş buldu” diye sevinen Türk aileler çabuk iş buluyoruz diye farkında olmadan işçi sınıfının neredeyse büyük çoğunluğunu oluşturmuşlardır. Yabancı uyruklu vatandaşlarının büyük çoğunluğu, nüfusa göre Türk kökenli gençlerden oluşmuştur.
Okul okumayan, genelde tahsil hayatını yarıda bırakıp işçi olarak çalışmaya başlayan Türk kökenli gençler, erken para kazanmanın verdiği geçici rahatlıkla ileride yaşları artınca ve yaptıkları işin zorluğu ortaya çıkınca, geri dönüşün zorlaştığı anlaşılınca pişmanlıklar yaşamaya başlıyor ve geri dönüşün süresini kaçırmış oluyorlar.
Geçmişte milli görüş teşkilatları sayesinde kısmen manevi değerlerini muhafaza eden vatandaşlar, son yıllarda bu teşkilat ve mensuplarının kontrol dışı davranışlara yönelmeleri nedeniyle geçmiş kazanımlarını kaybetmişlerdir.