Rüveyda ÖZKUL'un 30 Aralık 2023 tarihli yazısı: Arzularımız Kime Ait?

Kararlarımızda ne kadar özgürüz?

İnsan, hayatı boyunca kendine hedefler koyarak ilerler. Koyduğumuz hedeflerin, arzuların ne kadarı bize, özgür irademize ait diye sorsak eminim herkesin haklı ve öznel cevapları olacaktır. Fakat filozof ve antropolog René Girard arzularımızın bize ait olmadığını söylüyor. Yani arzularımız başkalarına ait.

René Girard, mimetik arzu teorisini ortaya atıyor. Basitçe; arzularımızın taklitçi olduğunu söylüyor.  İnsan, temel ihtiyaçlarını içgüdüsel olarak karşılarken “arzu” içgüdüsel değil elde etmek için çabaladığımız, uğraş verdiğimiz bir kavramdır. Yani insanın yaşamsal fonksiyonları içinde yer almıyor. Örneklemek gerekirse A kişisi çok büyük bahçeli bir evde yaşamak istiyordur, B kişisi ise o ünlü saç şekillendirme cihazını istiyordur. Daha büyük veya daha küçük olmak üzere arzulanan nesne ve durumlar hayati önem taşımamakla beraber aslında bu nesnelere/şeylere sahip olan insana ulaşmak, benzemek için tercih edilen ve beynimizin bize dahi söylemediği sanki bizim kendi isteğimizmiş gibi kabullendirdiği şeyler olarak sayılabilir.

Psikanaliz de Girard’ı destekler biçimde bireyin kendisine ait olduğunu düşündüğü istek, arzu, beğeni, ilgi gibi şeylerin başkalarının yansıması ya da kırıntısı olduğunu ifade ediyor. Aslında bizi biz yapan şeyler başkasından bize yansıyanlar olarak da değerlendirilebilir.

İtalya’da bilim insanları tarafından gerçekleştirilen bir araştırmada beyindeki ayna nöronlar, hayvan üzerinde test ediliyor. Hayvanat bahçesinde dondurma yiyen insanları gören bir grup maymuna dondurma veriliyor ve maymunların tıpkı insanlar gibi külahtaki dondurmayı yalayarak yedikleri görülüyor. İnsanlar hayvanlardan çok daha fazla taklit yeteneğine sahip olmakla birlikte bu çalışma henüz insanlar üzerinde bir sonuca ulaşmamıştır.

Günümüzde mimetik arzunun en bariz yaşandığı yerler herkesin düşündüğü gibi sosyal medya. Influencer kavramının hayatımıza girmesiyle birlikte ınfluencerlar sürekli bir link paylaşarak insanları bir şeyler satın almaya sürüklüyor. Girard, mimetik arzuyu sosyal bir olgu olarak değerlendiriyor. Buna göre de aslında satın alınmak istenilen şey bir amaç değil araçtır. Yani yukarıda da bahsettiğim gibi hayran olunan kişiye ulaşmak, benzemek için onun yaptığı, istediği, kullandığı şeyleri istiyoruz.

Peki arzumuzun gerçekten bize ait olduğundan nasıl emin olacağız? Ya başkasının kırıntısını istiyorsak?