Mehmet KÜÇÜKEKEN'in 3 Temmuz 2023 tarihli yazısı: Astsubaylar Hakkında
Türk Silahlı Kuvvetleri ile Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı kadrolarında gerekli teknik, taktik, ikmal, sevk, bakım, onarım, eğitim, güvenlik, asayiş, adli, idari ve idareye komuta ve önderlik eden, Astsubay Çavuştan Astsubay Kıdemli Başçavuşa kadar rütbeye haiz askeri şahıslara astsubay adı verilir.
Astsubaylar, tarihin her sahnesinde kahramanlıklarıyla zaferler kazanmış, dikildiği her yerde Türk Bayrağı'nın dalgalanması için yüreğindeki vatan sevgisinden gelen nefesini vermiş, dünyanın tüm sorunlu coğrafyalarında mazlumlara kol kanat germiş ve uyku bilmez gözlerindeki çakmak çakmak yanan kor ateş ile de düşmanların her daim korkulu rüyası, kabusu olmuştur ve olmaya devam etmektedir.
Astsubayların 1980’li yıllardan günümüze kadar çözülmeden gelen ve her geçen gün ekonomik nedenlere bağlı olarak daha da artan bir oranda eşitsizliğe neden olan haklı tazminat beklentileri bugüne kadar neden karşılanmamıştır diye sık sık düşünmüyor değilim. Astsubayların sadece tazminat beklentisinin olmadığını, maaş bağlama ve diğer özlük haklarındaki iyileştirmeler konusunda da acil çözülmesi gereken mağduriyetlerinin olduğunu, aynı camianın içinden gelen biri olarak ben de çok iyi derecede bilmenin yanında kendimce sorgulamıyor değilim, hafızamda ara sıra ve de karşılaşmıyor değilim sosyal medya portallarına girdiğim zamanlarda karşıma çıkan astsubay tag’larında, sayfalarında ve sohbet odalarındaki masum yorumlarda. Ve astsubayların haklı tazminat taleplerinin adil bir biçimde karşılanmasına yönelik atılacak bir adımın camiada herkes tarafından sevinçle karşılanacağını, özellikle de emekli astsubayların ekonomik anlamda rahat bir nefes alacaklarını hissetmiyor değilim gönlümün derinliklerindeki can evimde. Sadece bundan ibaret mi can evimde hissettiklerim diye özümü de yoklamıyor değilim.
Düşüncelerimde yer vermiyor muyum astsubaylar gibi gazi sayılmayan askerlerimize, kadro bekleyen uzman çavuşlarımıza, yardımcı hizmet sınıfının kalkmasını isteyen sivil memurlarımıza, şehit, gazi, er, erbaş, subay tüm camiamıza ve şerefli fertlerine. Ve canımızla, kanımızla Devlet, Millet için yaşamıyor muyuz şu gök kubbe altında, mavi vatan denizinde ve atalarımızdan emanet şehit kanıyla sulanmış kutsal vatan topraklarında, al bayrak özgürce dalgalansın diye değil mi bugüne kadar yedi düvel ile olan kavgamız?
Zaman, akıp gidiyor kendi rayında durağı olmayan istasyonlardan geçerek ve her yolcuya tek yön bir ömür bileti keserek. Kimi birinci mevki, kimi ikinci mevki, kiminin odası kompartıman, kiminin pulman, kiminin yataklı... Kimi rahat ve huzurlu, kimi yorgun, kimi zengin, kimi fakir ama bilinmelidir ki herkes kendi zamanındaki zamanın, zaman yolcusu. Efrad olmuş birbirine agyar. Aslında halden anlamak ve anlaşılmak için gerekiyor biraz sempati biraz empati ve biraz da hoşgörü ile alın terletmek (emek yönünden), akıl terletmek (bilimsel yönden) ve gönül terletmek (vicdani yönden). Yoksa ateşin demiri erittiği gibi zaman da zamanla eritir sevgi, saygı, adalet, tevazu gibi kutsal değerlerimiz perspektifinde geçmişin ve temsil ettiği kültürün mayası olan sarsılmaz dostlukların ruhlara etkisinin yüzlerdeki yansımalarının ve hafızalara kazınarak o günkü gibi dipdiri tutulan anıların izlerini silerek.
Ve zaman, aynı minvalde kaydeder her ne varsa olan, yaşanan ve dahi söylenen sözleri An’a tarih atarak, geçmişte bırakarak ve aynı şekilde yanında götürür kendi zamanını yaşayanların hafızalarına kazıtarak ve ruhlara etkisini yüzlerde yansıtarak. Ve miras bırakır kendi zamanını zamanda yaşamaya başlayan yeni zaman yolcularına terekeleri ve emanetleri hafızalara kazıtarak ve ruhtaki etkisini yüze yansıtarak.
Söz de bir emanettir, terekedir zaman yolcularına ve zaman kaydeder onu an’da.
· ‘’Ordumuz, Türk birliğinin, Türk kudret ve kabiliyetinin, Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesidir.’’ M. Kemal ATATÜRK
· “Bir orduyu meydana getiren herkes, her fert canlı bir makinenin parçalarıdır. Bu makineyi işleten, can veren, her parçasını harekete geçiren vasıta, buharla çalışan motorlar, o hareketi sağlayan, ordu makinesini teşkil eden canlı azaların zihinlerindeki kuvvet ve kanlarındaki ruhtur. Bu zihinlerde ve bu kanlarda lazım olan kuvvet ve akış hızı bulunmazsa makine durur ve başka hiçbir güç onu çalıştıramaz. Böyle bir makinenin yürütülmesi için herhangi bir veya birkaç makinistin sanatkâr maharetleri de yeterli olmaz. Uyuşuk zihinlerden, durgun kanlardan meydana gelen kitleler, taş, demir, odun yığınlarından daha boş ve çirkindir.’’ M. Kemal ATATÜRK
· ‘’Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz, daha sağlam bir askere rast gelinmemiştir. Her zaferin mayası sendedir. Her zaferin en büyük payı senindir. Kanaatinle imanınla itaatinle hiçbir korkunun yıldıramadığı demir gibi temiz kalbinle düşmanı nihayet alt eden büyük gayretin için minnet ve şükranımı söylemeyi kendime en aziz bir borç bilirim.’’ M. Kemal ATATÜRK
Bu veciz sözleri yazının ana temasına sadık kalarak sırasıyla hatırlatmamdaki nokta; konunun özetinin, tümevarım ve tümdengelim şeklinde ifade edilmesinden ibarettir şeklinde açıklanabilir.
Söz de mirastır zaman yolcularına.
* “Benim teğmenim başçavuştan az maaş alamaz.’’ Kenan EVREN
* ‘’Astsubaylar maaş bağlama oranı, tazminatlar ve diğer özlük hakları ile ilgili haklı taleplerini SUSARAK ifade eden tek topluluktur.’’ Mehmet KÜÇÜKEKEN
* ‘’Dünyanın en güçlü silahı, karaRlı bir astsubayın gözleridir.’’ Mehmet KÜÇÜKEKEN
* ‘’Astsubay özlük hakları, maaş bağlama oranları ve tazminatları son derece önemlidir. İleri bir tarihe miras bırakılamaz.’’ Mehmet KÜÇÜKEKEN
* ‘’Astsubaylara özlük haklarını vermek ya da vermemek. İşte bütün mesele bu!’’ Mehmet KÜÇÜKEKEN
* ‘’Astsubaylar cesaretini ve kahramanlığını damarlarındaki asil kandan alır.’’ Mehmet KÜÇÜKEKEN
* ‘’Astsubaylar hakkında çok şey bilmenize gerek yok… Vatan sevgisinin, fedakarlığın, kahramanlığın timsali olduklarını bilin yeter.’’ Mehmet KÜÇÜKEKEN
* ‘’Bir ordunun Astsubaylarına verdiği değeri ve önemi, düşman ordusundaki askerlerin gözlerindeki korku ifadesinden ölçebilirsiniz.’’ Mehmet KÜÇÜKEKEN
* ‘’20. yüzyıldan 21. yüzyıla miras kalan en büyük beklenti: Astsubayların tazminat, maaş bağlama ve diğer özlük hakları meselesidir.’’ Mehmet KÜÇÜKEKEN
* ‘’Astsubay haklarının durumunu yine astsubayların azim ve çabası belirleyecektir.’’ Mehmet KÜÇÜKEKEN
* ‘’Astsubay tazminatları için kanun değişikliğine değil zihniyet değişikliğine ihtiyaç vardır.’’ Mehmet KÜÇÜKEKEN
Ve nice tereke ve emanetler miras olarak zaman yolcularının üzerinde yeni zaman yolcularına bırakılmak üzere beklemektedir.
Kim?
An’a ne bıraktı?
Miras, tereke ve emanet bırakılan nedir?
Hangi zaman yolcusunda?
Arayıp bulmaksa, bize bağlı!