Bünyamin ALTINTAŞ'ın 1 Nisan 2023 tarihli yazısı: Dış ticaret ve döviz
Türk ekonomisinin adeta sırat köprüsünden geçtiği bugünlerde açıklanan resmi veriler, ekonomik tablonun giderek daha da zora girdiğini göstermekte. Son olarak açıklanan dış ticaret verileri, bu tezi doğrular nitelikte.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan dış ticaret rakamlarına göre iki aylık dış ticaret açığı 26 milyar doları aşmış durumda.
Türkiye'de dış ticaret açığı Şubat'ta bir önceki yıla göre yüzde 51,4 artışla 12,08 milyar dolar oldu. İhracat Şubat ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6,4 azalarak 18,7 milyar dolar, ithalat ise yüzde 10,1 artarak 30,7 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Ticaret Bakanlığı geçici verilerine göre Şubat'ta dış ticaret açığının 12,2 milyar dolar olduğu duyurulmuştu. Ocak ayında da dış ticaret açığı 14,24 milyar dolar olarak açıklanmıştı.
Ocak-Şubat döneminde dış ticaret açığı yüzde 44,1 artarak 18 milyar 270 milyon dolardan, 26 milyar 328 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Ocak-Şubat döneminde yüzde 67,2 iken, 2023 yılının aynı döneminde yüzde 59,1’e geriledi.
Rakamlar ihracatın sürekli azaldığını, ithalatın ise istikrarlı bir şekilde artığını gösteriyor.
Bu noktada kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in döviz kuru değerlendirmesine baktığımızda TÜİK’in açıkladığı dış ticaret rakamlarının ne anlama geldiği daha net olarak anlaşılıyor. Bank Of America’nın değerlendirmesi de benzer nitelikte.
Seçim sonrasında yaşanabilecek kur riskine vurgu yapan Fitch’in kıdemli direktörü Erich Arispe, türkiye’de seçimden sonra gelen hükûmetin ilk görevinin döviz piyasası risklerini yönetmek olacağını belirtiyor.
Arispe makro performansa etki eden ana zayıflığın uygulanan politika seti olduğunu ve bunun çarpıklık yarattığını söylüyor.
Bank of America'nın Türkiye ile ilgili analizi de döviz piyasasında çalkantı yanabileceğini gösteriyor.
Bankaya göre tüm göstergeler Türkiye ekonomisinde yeniden dengelenme ihtiyacına işaret ederken, bu dengelenme de finansal koşullarda sıkılaşma, deprem sonrası harcamalarda kayda değer bir düşüş ve Türk Lirası'nda yüzde 15-25 arası bir değer kaybı ile sağlanabilir.
Kurumun raporunda, gerçekleşen cari denge rakamlarının uzun vadeli normlar ile kıyaslandığı banka modelinin dolar/TL'nin adil değerini 24 seviyesi olarak gösterdiği belirtildi.
Raporda, “Bu, dolar/TL’nin bu seviyenin de üzerine çıkabileceğini gösteriyor çünkü para birimleri sıklıkla adil değerlerinin üzerinde işlem görürler” deniliyor.
Açıklanan dış ticaret verileri ile uluslararası kuruluşların analizlerini yan yana koyduğumuzda Türkiye’nin önümüzdeki kısa dönemde döviz krizi yaşayabileceği sonucu ortaya çıkıyor.
Her geçen gün artan döviz ihtiyacının ancak üretim ve ihracatla karşılanabileceği gerçeği önümüzde duruyor. Bunun için de uluslararası piyasalara güven verecek ekonomi politikaları şart.