Sedat SADİOĞLU'nun 16 Aralık 2024 tarihli yazısı: Hayatın Boyutları-1/1: Sevgi ve Dostluk Üzerine
Sevgi
‘Sevgi’, gösterilmesi gereken bir duygudur ve üstün bir özelliktir. Sevgi duyguların en asilidir, en güzelidir. Her şey sevmekle başlar; ana kucağında (dünyada hiçbir şeyle mukayese edilemeyecek) anne sevgisi, baba sevgisi, kardeş sevgisi, eş sevgisi, hayvan sevgisi, doğa sevgisi, Allah sevgisi, peygamber sevgisi...
Aşağıda ana sevgisine vurgu yapan bir ‘anne‘ şiiri verilmiştir;
Anne
Anadır dünyaya getiren
Almadan veren ‘ Yaradan ’ misali
İçinden kopan gelen
Sevgiyle veren ‘ kul ‘ misali
.....
Sanki anne ‘dünya’
Çocuk onun uydusu (Ay) misali
Çekimle bağlı dünyaya
Kıyıya vuran ‘ Med-cezir ’ misali
.....
Duygular aynı, sevgiler aynı
Aynı kardeş, ‘ karındaş ’ misali
Doğumdan ölüme kadar sürer
Göbek bağı değil, sevgi misali… (Vedat Sadioğlu, ‘Ana Şiirleri’ kitabından)
Sevgi ve saygı üzerine pek çok kitap, makale, şarkı ve şiir yazan insanoğlu, sanki aradığı cevapları hala bulamamış gibidir. Din âlimlerine göre sevgi;
· İlahi aşktır,
· Sonsuz hoşgörüdür,
· Yaradan’a kavuşmaktır…
Aşağıda sevgi ve saygıya vurgu yapan kısa bir şiirim sunulmuştur;
Sevgi – Saygı
Herkes sevgiyle ayakta durur,
Herkes saygıyla ayakta durur.
.....
-Evlilikler de,
-Kardeşlikler de,
-Arkadaşlıklar da,
-Dostluklar da,
-Komşuluklar da…
.....
Herkes sevgi ister,
Herkes saygı ister,
Ama hep arar, hep durur… (Sedat Sadioğlu, ‘Elde Var Kalp’ adlı şiir kitabından)
Sevmek büyük bir sorumluluktur, emek vermek gerekir ve ilgilenmek de gerekir. Sevdiğiniz her insanın hayatına bir anlam katmanız, zorlu ve vazgeçilmez bir serüveni göze almanız gerekir. (gifanimasyon.com sitesinden)
Dostluk
· Dostlar vardır; soba gibi, yüreğindeki ateşle ısıtır ellerinizi
· Dostlar vardır; yağmurda, fırtınada sığınacak, güneşte gölgelik
· Dostlar vardır; yıldız gibi, hava kapalıyken bile kapkara bulutları aydınlatır gökyüzünde
· Dostlar vardır; iyi bir öğretmen gibi, nasıl sorulacağını öğretir size
· Dostlar vardır; dağ gibi vakur, toprak kadar bereketli, cömert
· Dostlar vardır; tanıştığınız gün doğar, gittiği gün yıkılırsınız
· Dostlar vardır; zamana ve darbelere, yollara ve hasretlere dirençli
· Dostlar vardır; yüreklere kök salmış bir çınardır, hiçbir şey deviremez
· Dostlar vardır; gönülden gönüle köprüler kuran
· Dostluklar vardır; uzun yıllar süren
· Dostlar vardır; bizlere benzerler biraz, onlar hayvan dostlarımızdır
· Dostlar vardır; aramızdadır hem dünyada, hem ahirette
İşte böyle dostlardır; hayatı güzel kılan. İnsan, her yerde onları arar…
Burada, Pir Sultan Abdal’ın ‘dostluk’ ile ilgili özdeyişlerine yer vereceğim. Bir kısmı halk müziği formunda bestelenmeye layık görülmüştür. Besteler anonimdir ve dolayısı ile halka mal olmuştur.
Şu ellerin taşı hiç bana değmez
İlle dostun gülü yaralar beni
.....
Akıttım gözümden kan ile yaşı
Bir dost bulamadım tez akşam oldu
.....
Dostlar bizden muhabbeti kaldırmış
Hiçbir ikrarın ahdi bulunmaz
.....
Garip başa bir hal gelse zamanda
Orda her kişinin dostu bulunmaz
.....
Ben dosttan ayrıldım
Kâtip ahvalimi Şah’a böyle yaz
.....
Dost dilinden tatlı bal bulamadım
Dar günümde dost düşmanım belli oldu
Dost
Hz. Mevlana, gerçek bir dostun bizim için önemini, matematiksel olarak şöyle çözümlemiştir; Dost;
· Sevinci çarpmalı,
· Üzüntüyü bölmeli,
· Geçmişi çıkarmalı,
· Geleceği toplamalıdır…
Gerçek Sevgi
Bu bölümde bir insan için sevginin ne olduğunu anlamaya çalışacağız. İnsanlar daha doğduktan hemen sonra, sevgiyi etrafından alır ve etrafına verir. Bence bu bir çeşit ‘gönüllü paylaşımdır.’ Sevgi daha bebeklik çağlarında başlar ve öğretilir. Sonraki yıllarda pekişerek gelişir. En gelişmiş hali ‘aşk’tır.
Şimdi bu sevginin nasıl geliştiğini, kısaca aşamalarıyla inceleyelim;
Bebek, annesinin çıkarsız sevgisini otomatik ve zahmetsiz olarak alır
Bebek, yetişme süresince babasının sevgisini ve korumacılığını her zaman hisseder
Çocuk, kardeşlerini sever, her şeylerini paylaşırlar ve buna zorunludurlar. Çünkü aralarında kan ve aile bağı vardır
İnsan, akrabalarının sevgisine muhatap olur, çünkü akrabalık bağları oluşmuştur
İnsan, çevresinin sevgisine muhtaçtır. Çünkü artık sosyalleşmiştir…
(NOT: 1/1. bölümün sonu…)