Ahmet KÖPRÜLÜ'nün 8 Temmuz 2023 tarihli yazısı: NASA'nın AR-GE Başarısının Sırrı
Türkiye’yi ilk ziyaret eden ABD Başkanı olan David Eisenhower’ın Soğuk Savaş yıllarında başlattığı; SSCB ile uzayı keşfetme yarışında öne geçme tutkusu ile kurulan NACA’da (NASA), ABD’de Afrika kökenlilere karşı ırk ayrımcılığı almış başını gitmişken bir taraftan da uzay yarışında geri kalmamak için çok başarılı siyahiler işe alınmaya başlanmıştı.
ABD’de bilgisayarların ilk yazılımlarında Afrika kökenli siyahilerin önemli oranda katkıları olmuş ve uzay araştırmalarında da bu yazılımlar sayesinde ABD, SSCB’nin hep önünde yer almıştı. Bu başarılar, siyah ABD vatandaşları üzerindeki yoğun ırkçı baskıyı büyük ölçüde ortadan kaldırmış ve OBAMA’nın ABD’nin ilk siyah başkanı olacak sürecin de önünü açmıştı. NACA, 1958 yılında adı değişerek NASA oldu. Uzay araştırmalarında görev alan siyahi ABD vatandaşları NASA tarihine isimlerini altın harflerle yazdırdılar ve Ay’a atılan ilk adımdan sonra da aslında ABD’nin gerçek sahipleri arasına katılarak bu ülkeye gerçek ilk adımlarını atmış oldular. Şimdi ABD’de ırk ayrımcılığını sona erdiren bu isimlerden özellikle kadın siyahilerin başarılarından kısaca söz edelim. Bunlardan en önemli isim olan Katherine G. Johnson, hesaplamaları astronotları yörüngeye ve aya gönderen NASA misyonları için kritik öneme sahip olan bir matematikçi ve fizikçiydi. MIT’nin “Black History” adlı bölümünden alıntılar yaparak ABD’de ırk ayırımcılığının bitmesine de büyük katkı sağlayan Katherine G. Johnson’u tanıyalım:
“1918'de Batı Virginia'daki White Sulphur Springs'de doğan Katherine Johnson'ın yoğun merakı ve sayılarla olan parlaklığı, onu okulda birkaç sınıf öne geçirdi. On üç yaşında, tarihsel olarak siyahi olan West Virginia State College kampüsündeki liseye gidiyordu. On sekiz yaşında, okulun matematik müfredatını hızlı bir şekilde çalıştığı ve matematik alanında doktora derecesi kazanan üçüncü Afrikalı Amerikalı olan matematik profesörü WW Schieffelin Claytor'da bir akıl hocası bulduğu üniversiteye kaydoldu. Katherine, 1937'de en yüksek dereceyle mezun oldu ve Virginia'da siyahi bir devlet okulunda öğretmenlik yaptı.
West Virginia, 1939'da lisansüstü okullarını sessizce entegre etmeye karar verdiğinde, West Virginia Eyaleti başkanı Dr. John W. Davis, eyaletin en önemli okulu olan West Virginia Üniversitesi'nde yer alan ilk siyah öğrenciler olarak Katherine ve iki erkek öğrenciyi seçti. Katherine öğretmenlik işinden ayrıldı ve yüksek lisans matematik programına kaydoldu. 1952'de bir akrabası ona, Batı Virjinyalı arkadaşı Dorothy Vaughan'ın başkanlığındaki Ulusal Havacılık Danışma Komitesi'nin (NACA'nın) Langley laboratuvarındaki tamamen siyahlardan oluşan West Area Computing bölümündeki açık pozisyonlardan bahsetti.
Katherine, Langley'de çalışmaya başladı. 1953 yazından sonraki dört yılını uçuş testi verilerini analiz ederek geçirdi ve türbülansın neden olduğu bir uçak kazasının soruşturulması üzerinde çalıştı.
Uzay araştırmalarına yaptığı en büyük katkının adı sorulduğunda Katherine Johnson, Apollo projesinin ‘Ay'a İniş Aracı'nı ay yörüngesindeki komuta ve hizmet modülü ile senkronize etmeye yardımcı olan hesaplamaları ile öne çıktı. Ayrıca uzay mekiği ve dünya kaynakları uydusu üzerinde çalıştı ve 26 araştırma raporunun yazarlığını veya ortak yazarlığını yaptı. Langley'de otuz üç yıl geçirdikten sonra 1986'da emekli oldu. “Her gün işe gitmeyi çok severdim” diyen Johnson, 2015 yılında, 97 yaşında iken uzun listesine olağanüstü bir başarı daha ekledi; Başkan Obama, ona Amerika'nın en yüksek sivil onuru olan Başkanlık Özgürlük Madalyası'nı verdi.”
NASA için çalışan bir diğer efsane isim ise Elaine Denniston, Apollo için bilgisayar programcılığı üzerinde çalışan birçok kadından biriydi. 1966'dan 1968'e kadar MIT Enstrümantasyon Laboratuvarı'nda veri anahtar delicisi olarak çalıştı.
Boston, Massachusetts'te doğup büyümüş, bir sigorta şirketi için kart delme deneyimine dayanarak bir personel ajansı aracılığıyla MIT'nin Enstrümantasyon Laboratuvarına (şimdiki adı Draper) işe alındı. Sadece lise eğitimi aldı. Ona göre bu sadece bir işti ve beslemesi gereken çocukları olan genç bir anneydi. "Apollo arka plandaydı" diye hatırlıyor. “Oldukça saf, olgunlaşmamış 26-27 yaşındaydım. Bilim geçmişim yoktu. Benim lisem bir kız okulu olduğu için fizik dersi bile almadım.” Ancak yarım yüzyıl sonra, eski patronu Denniston'ı bölümün geri kalan Apollo ekibiyle birlikte hatırlayacaktı. Enstrümantasyon laboratuvarında ilerleme fırsatı olmayan Denniston, 1968'de MIT'den ayrıldı ve Radcliffe Koleji'ne kaydoldu. 1973 yılında mezun olduktan sonra Boston Üniversitesi Hukuk Fakültesine girdi ve ardından özel sektörde avukatlık yapmaya devam etti. Denniston 2012'de emekli oldu.
Görüldüğü gibi, ABD aslında Soğuk Savaş yıllarında ırkçılığı bitirmiş. Dünyanın farklı ülkelerinden gelen insanların ortak kültürlerinin buluşması olarak ortaya çıkan ABD’de hâkim güç olmak isteyen kimi ırkçı grupların yıllarca taciz ve saldırıları yine de sürmüştür ve ABD’de aynı ırkçı oluşumların bugün de varlığını koruduğunu duyuyoruz. Ancak güçlü bir hukuk devleti ve güçlü sosyal ağlar ve en önemlisi ortak kader duygularının hep bir arada tutulması, iki partili bir siyasal sisteme sahip olmasına rağmen güçlü kamuoyu farklı kültürlerin bir arada olduğu ABD’yi yüzyıllardır güçlü bir şekilde ayakta tutuyor ve doğal olarak da yeni ırkçılık olaylarına izin vermiyor. Katherine G. Johnson ile başlayan süreçte Afrika kökenliler ABD’de hem idari hem siyasi ve hem de sosyal yapılarda tutundular. ABD’nin en önemli sosyal yarası, uzay AR-GE’lerinde sona ermişti. Bir diğer nokta, ABD AR-GE kültürünün “alaylı” bile sayılamayacak bir isme, uzay araştırmalarında görev vermesi çok ilginç. Yani akademik altyapı ile buluşçu/yetenekçi altyapı NASA’da buluşmuş ve uzun yıllar görev yapmışlar. Yukarıda tanıttığımız NASA çalışanı Elaine Denniston, Apollo için bilgisayar programcılığı üzerinde çalışan birçok siyahi kadından biriydi. 1966'dan 1968'e kadar MIT Enstrümantasyon Laboratuvarı'nda veri anahtar delicisi olarak çalışmış.
Görüldüğü üzere NASA veya ABD’nin ve dünyanın en önemli teknoloji üniversitesi MIT, AR-GE’lerine ne ırkçılık ne sokak siyaseti ne de liyakatsizliği sokmamış. Burada liyakat örneğini verirken Elaine Denniston örneğini özellikle verdim. Kendisini; “buluşçu” yönü öne çıkan, AR-GE’ye destek veren ve bu alanda yeteneği olan birisi olarak değerlendiriyorum. ABD, ırkçılığı bilimle yendi ve uzaya çıktı, şu anda da “uzay gücü” oluşturdu. Yani ABD’nin çeşitli müttefikleriyle kurduğu bir uzay ordusu bulunmakta. ABD’nin bilim ve teknolojide bu kadar başarılı olmasında en önemli etkenin bilimde dogmaya izin vermemesi olduğunu unutmayalım. Bugün “yapay zekâ”yı konuşuyoruz ama ABD’nin AR-GE’lerinde şu anda neler geliştiriliyor, neler üzerinde çalışılıyor bilmiyoruz. AR-GE’de NASA örneğini mutlaka okuyalım ve ders alalım.
Kaynakça: https://www.blackhistory.mit.edu/story/nasa-figures