Ahmet KÖPRÜLÜ'nün 22 Haziran 2023 tarihli yazısı: Neden Kriptoya Koştuk?
Dünyanın en büyük kripto para borsası Binance hakkında Fransa’da kara para aklama soruşturması açıldı. Fransız basınına göre şirketin para aklamaya karşı yeterince önlem alıp almadığı araştırılıyor. Dünya kripto para borsası için aslında sürpriz de değil bu. Ülkeler kripto para piyasası zenginlerini ve bu kara para borsasında neler döndüğünü yakından takip ediyorlar. Fransa’daki soruşturma hakkında bir açıklama yayımlayan Binance, yetkililerin geçen hafta ofislerini ziyaret ettiğini ve soruşturmada işbirliği yaptıklarını söylemişti. Ancak Binance, Avrupa’nın yanı sıra Amerika’da da hukuki süreçlerle karşı karşıya kalmaktan kurtulamadı. ABD’de iki ayrı düzenleyici kurum, Binance’in ülkede yasa dışı bir şekilde faaliyet yürüttüğünü ve yatırımcıları korumaya yönelik yasaları ihlal ettiğini söyleyerek dava açtı ve ülkedeki tüm varlıklarının da dondurulmasını talep etti. Binance yönetimi ülkedeki tüm varlıklarının dondurulmaması için ABD’li yetkililerle müzakere çabası içinde ancak bu konuda son sözü, davaya bakan yargıç söyleyecek.
Kripto paralar son yıllarda şirketler tarafından da tercih edilmeye başlanan bir ticaret ve yatırım aracına dönüştü. Ancak yatırımcıların zaman zaman milyarlarca dolar paraları kripto para borsalarında batabiliyor. Yatırımcılara 40 milyar dolar kaybettiren batık kripto para şirketinin kurucusu Do Kwon da geçtiğimiz günlerde Karadağ'da gözaltına alınmıştı. Türkiye’de de binlerce kişinin dolandırıldığı kripto para borsası Thodex'in kurucusu Faruk Fatih Özer, kaçtığı Arnavutluk’tan Türkiye'ye iade edilmiş ve çıkartıldığı mahkeme tarafından da tutuklanmıştı.
Türkiye’de kripto para borsasının bu kadar büyümesinin nedenlerini yeniden irdelersek, birincisi geleneksel yatırım araçlarına duyulan güvensizlik, ikincisi de kayıt dışı olması nedeniyle kripto para borsasının kara paranın aklandığı bir sığınak hâline gelmesi. Türkiye’de kripto para borsasına yönelimin başında ise geleneksel yatırım araçlarına olan güvensizlik bana göre ilk sırada geliyor. Bu güvensizlik ortamına sebep olan kurumların başında ise parasını ülke kalkınmasında değerlendirmek isteyen vatandaşların ilk tercihi İMKB/Borsa İstanbul’un yıllar içinde giderek düşen itibarı ve yatırımcılar nezdinde bir güven kaybına uğraması geliyor. Yeterince şeffaflaşamayan ve asimetrik bilgi paylaşımının tavan yaptığı Borsa İstanbul’un bana göre önce ismi Türkiye Menkul Kıymetler Borsası (TMKB) olarak değiştirilmelidir. Ardından da en üst yönetim katından başlayarak büyük bir değişim için adım atılmalı ve borsa yönetimine son derece güvenilir, içinde para hırsı olmayan ve her türlü baskı ve yönlendirmelere gözlerini ve kulaklarını kapamış, bu ülkenin kalkınmasından ve şirketlerin büyümesinden başka hiçbir ideali olmayan, bağımsız, yetkisini sonuna kadar kullanabilecek güçlü yöneticiler atanmalıdır. Bu yöneticiler de elbette ki bol maaş peşinde koşanlardan değil idealist olan kişilerden seçilmelidir. Borsa İstanbul yetkilileri ayrıca sık sık borsanın genel durumu ile ilgili şeffaf açıklamalar yapmalı, “asimetrik bilgi”nin önüne geçmelidirler. Aracı kurumlar dâhil borsa kurumları her şartlarda ekonomik kararlar ve yaklaşımlarda “şok”lara karşı dirençli olmaları sağlanmalıdır. Bu kapsamda hisse senedinin bir spekülasyon aracı değil ülke kalkınmasına hizmet eden bir araç olduğu gerçeği yatırımcılara benimsetilmelidir.
Yatırım seçenekleri artırılmalı, tasarruf sahipleri ülke kalkınması bilinciyle “kooperatif şirketler”e yönlendirilmeli, kooperatif şirketlere destek verilerek yatırımcıya cazip kazanç elde etmese bile parasının kutsal bir amaç için kullanıldığı benimsetilmelidir. Milli duruş, ülkesinin her zor anında fedakârlık yapmayı gerektirir. Bu; kamu için tasarruf seferberliği, tasarruf sahibi için ise reel yatırımlardır. Bu amaçla temiz küçük yatırımları ile kripto para piyasasına girip bütçelerine bir katkı sağlamaktan başka amacı olmayan milyonların milli kalkınma davasına katkı sağlayacaklarından adım gibi eminim. Kara paracılar için ise yapacak bir şey yok, onların parası bir şekilde haydan gelip huya gideceği için ancak kriminal incelemelerle ortaya çıkartılırlar. Bu da bizim değil MASAK’ın konusu.