Mert Can DUMAN'ın 15 Mart 2023 tarihli yazısı: Özlemiş miyiz?
Bundan yaklaşık 15 sene önce Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) 623 milyar dolar büyüklüğe sahip olan (Türkiye’nin o zamanki gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) büyüklüğü 770 milyar dolar seviyesindeydi) Lehman Brothers’ın batışı, Titanik gibi büyük bir geminin batışıyla beraber etrafındaki her şeyi de dibe çekişi gibi birçok şirketi ve ekonomiyi de dibe çekmişti. Dönemin ABD Merkez Bankası Başkanı Alan Greenspan yaşanan gelişmeleri “yüzyılın krizi” olarak nitelendirirken yaşanan küresel ekonomik kriz sonucunda dünya ekonomisi %4,3 düzeyinde daralmıştı.
Lehman’ın gölgesi bu sıralarda ABD ekonomisinde geziniyor. Tarih sahnesine çıktığı günden bu yana hem yukarı hem aşağı yönlü birçok keskin hareketiyle gündemde kalmayı başaran kripto piyasaları, yeni bir krizin daha fitilini ateşliyor gibi. Kripto piyasalara odaklı faaliyet gösteren Sivergate Bankın iflasıyla başlayan süreç ABD’nin en büyük 16. bankası konumundaki Silikon Vadisi Bankasının (SVB) iflasıyla ayrı bir faza geçti. SVB’nin iflası 2008 krizinden bu yana ABD’de kayıtlara geçen en büyük banka iflaslarından olurken ABD’nin ve tabii ki dünyanın ekonomideki kalbinin attığı yer olan Wall Street’te yaşanan bütün bu gelişmeler huzursuzluğa ve endişeye sebep oldu.
Salgın sonrasındaki süreçte bozulan fiyatlama davranışları, tüm dünyada enflasyonun önemli bir sorun olarak karşımızda durmasına neden olmuştu. Enflasyon ile mücadele için para politikasını sıkılaştırmayı seçen merkez bankalarının artırdığı faiz, risk iştahının azalmasına sebep olurken zaten küresel ekonomideki durgunluk ve olası resesyon senaryoları kulislerde konuşuluyordu. Bunun üzerine bir de son günlerde yaşanan bu gelişmeler adeta tuzu biberi oldu ve kendini doğrulayan bekleyişler misali risk iştahının azalması sebebiyle teknoloji startuplarının bankası olarak bilinen SVB’nin iflası risk iştahının daha da azalmasını beraberinde getirdi.
Kriz süreçlerinin en korkulu anları, bulaşıcılığın başlama riski. Piyasalarda yaşanan bu gerginliğin diğer ekonomilere bulaşmaya başlaması riski, hâlihazırda birçok farklı sıkıntıyla mücadele etmek zorunda kalan ülkelerin, önümüzdeki süreçte daha da zorlanacağının bir habercisi niteliğinde. Öyle ki bu kaygı ve endişeyi bankacılık hisselerinde ve bankalar arası piyasalarda görmeye başladık. Kurumlar sahip oldukları pozisyonları koruma yönünde adım atmaya başlarken “güvenli liman” olarak nitelendirilen altın fiyatlarında ve korku endeksi olarak nitelendirilen VIX’te görülen yükselişler de bu sürecin birer göstergesi oldu. Hafta başında Avrupa’da bankacılık hisseleri %6’ya varan düşüş gösterirken ABD’de ise bankacılık sektöründeki şirketlerin hisse değeri hafta başından bu yana 200 milyar dolar eridi.
Ekonomide bir terim vardır: “Too big to fail.” 2008 krizinin hemen sonrasında Lehman’ın iflasıyla beraber oluşan girdaba kapılabilecek birçok büyük firma, kaybedilemeyecek kadar büyük ya da güçlü olduğu için kurtarılmıştı. Şimdiye kadar ABD Başkanı Biden ile Hazine Bakanı Yellen’ın açıklamaları düzenleyicilere yönelik gelişirken, piyasaların iflaslarla beraber oluşan kaygıya ne denli müsaade edeceği ve nasıl aksiyon alacağı önümüzdeki dönemde yakından izleyeceğimiz konuların başında geliyor.
Ancak şu bir gerçek ki ekonomik aktivitelerin seyrini toptan değiştirecek böylesine büyük çaplı krizleri çok da özlememişiz.
Sağlıklı ve güzel bir hafta dileklerimle…