Mahmut ÇOLAK'ın 27 Ekim 2023 tarihli yazısı: Şirket Ortakları İş Kazasından Sorumlu Olurlar mı?

Hukuk sistemimizde şirket ortakları, alacaklılara karşı şirket borçlarından sorumlu değildirler. Şirket borçlarından sorumluluk yalnızca Şirket Tüzel Kişiliğinindir. Diğer bir ifadeyle; şirketin malvarlığı varsa; (şirket adına kayıtlı araç, gayrimenkul veya mevduat vs. gibi menkul ve gayrimenkul mal varlığından) alacaklılar alacaklarını tahsil cihetine gidebilirler. Ancak alacaklı olan gerçek veya tüzel kişi niteliğindeki 3. şahıslar şirket ortaklarının şahsi malvarlıklarına müracaatla alacaklarını tahsil yoluna gidemezler.

Limited şirketlerde ortaklar, şirket alacaklılarına karşı değil, sadece ve sadece şirketin tüzel kişiliğine karşı sorumludurlar. Başka bir ifadeyle; şirket ortakları yalnızca ana sözleşme gereği, şirkete koymayı taahhüt ettikleri sermaye miktarı ile sorumludurlar.  Bu noktada dahi alacaklıların doğrudan doğruya şirket ortaklarına karşı takip yapma hakkı yoktur. Şirketin ödenmeyen sermaye alacağını takip hakkı, şirketin faaliyetinin sona ermesi halinde tasfiye memurlarının veya iflası halinde iflas idaresinindir.

İş Hukukundan kaynaklanan hukuksal sorumluluğun, soyut işverene ait olduğu ve bu alandaki muhatabının tüzel kişi, ticari şirkete ait yargı kararlarında açıkça ortaya konmuştur.

Yargıtay; iş kazalarından kaynaklanan tazminat davaları nedeniyle vermiş olduğu kararlarda tarafların soyut işveren ve kazalı ile 3. kişilerin kusuru olup olmadığı konusunda kusur araştırılması istemekte, işverenlerin sorumluluğu ile ilgili bilirkişilerin düzenleyecekleri kusur raporlarında işyerinin niteliğine göre uygulanması gereken işçi sağlığı ve iş güvenliği kurallarının incelenmek suretiyle iş yerinde alınması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemlerin alındığı hangilerinin alınmadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususların ayrıntılı bir şekilde incelenmek suretiyle işveren kusurunun saptanmasının gerektiği hüküm altına alınmaktadır

Ticaret şirketi organı olan kişiler ile işveren vekilleri arasında sorumluluğun belirlenmesi açısından şu kurallar göz önünde tutulmadır:

- Tüzel kişi organının sürekli olarak işin başında bulunup ve işi bizzat yönetmesinin ve izlemesinin mümkün olmadığı,

- İşletmelerde uzmanlaşmanın yapıldığı,

- İşyeri hacminin genişliği nedeniyle işverenin bizzat işi yönetmesinin mümkün bulunmadığı,

- İşyerinde gerekli organizasyon yapılarak sorumlu genel müdür, koordinatör, müdür, fenni sorumlu, ustabaşı gibi ortak statüsünde bulunmayan işveren vekillerinin yöntemince görevlendirildiği, durumlarda doğrudan şirket organı kişilerin sorumlu tutulmayacağı ve sorumluluğun doğrudan işveren vekillerine ait olacağı.

İşyerinde meydana gelen iş kazaları nedeniyle işverenin hukuki sorumluluğu öncelikle kusura dayanmaktadır. Kusur sorumluluğunda, sorumluluğun doğması için kusur unsuru yanında, zarar, nedensellik bağı ve hukuka aykırılık unsurlarının da bulunması gerekmektedir. Ancak kusur unsuru, sorumluluğun kurucu unsurudur. Kusur yanında, işverenin sorumluluğuna gidilebilmesi için, işyeri koşullarından kaynaklanan tehlike ile ortaya çıkan zarar arasında uygun nedensellik bağının da bulunması gerekmektedir. Aksi takdirde işverenin sorumluluğuna gidilemez.

Limited şirket, alacaklılara karşı bütün malvarlığı ile yani sınırsız olarak sorumludur. Başka bir deyişle, şirketten alacaklı olanlar ancak, tüzel kişiliğe sahip olan, şirkete başvurmak zorundadırlar. Dolayısıyla şirkete ait işyerinde meydana gelen kazadan ötürü hak kaybına uğradığını iddia eden kimsenin şirket aleyhine dava ikame etmesi gerekmektedir. Limited şirket ortağına yönelen hak talepleri şirketler hukuku açısından yerinde değildir.

Ancak, alacaklının ortak hakkında alacak talebinde bulunurken ya da dava açarken “ortağa başvurma hakkının doğduğunu” yani yukarıda belirtilen durumlardan birinin gerçekleştiğini ispat etmesi gerekir. Bu ispat sonrasında şirket alacaklılarının haklarını teminat altına almak için şirket ortaklarının şahsi malvarlıklarına haciz veya tedbir konulması hususunda titiz davranılması, ortakların mal kaçırmaya ya da mal kaçırma durumları saptanmadan ihtiyati tedbir talepleri yerine getirilmemelidir. Ayrıca tedbir konulacak olan miktar ile tedbir konulan malvarlığının orantılı olması gerekmektedir.

Sonuç olarak; Yargıtay kararları ve iş hukukunun önde gelenlerince yapılan yorumlar çerçevesinde; iş kazası olayının meydana gelmesinde kişisel kusuru bulunmayan şirket yetkilisine/yetkililerine yalnız bu sıfatı nedeniyle husumet yöneltilemeyeceği gibi şahsi kusurları saptanamayan şirket ortaklarının tüzel kişiliğin kusurundan dolayı bu sıfatla sorumlu tutulmalarının uygun olmayacağı değerlendirilmektedir.

Sevgi ve saygılarımla.

Hoşça kalınız.