Mert Can DUMAN'ın 19 Temmuz 2023 tarihli yazısı: Tahıl Koridoru Şimdilik Kapandı
Geçtiğimiz yıl Şubat ayında patlak veren Ukrayna-Rusya Savaşı, dünyanın en büyük iki tahıl üreticisi arasında gerçekleşince dünyanın kalan kısmı tabiri caizse toplum barışını bir kenara bırakıp gıda güvenliği hakkında kaygıya düşmüştü. Türkiye ve Birleşmiş Milletler’in arabuluculuğunda imzalanan ve son zamanlarda uluslararası diplomasinin en önemli ayaklarından birisi olan Tahıl Koridoru Anlaşması ile Ukrayna limanlarında mahsur kalan milyonlarca ton tahılın dünyaya ulaştırılması mümkün olmuştu. Ancak Rusya tarafı verilen taahhütlerin yerine getirilmemesini öne sürerek 17 Temmuz tarihi itibarıyla anlaşmadan çekildiğini duyurdu. Kremlin Sözcüsü Peskov ‘Anlaşma bugün itibarıyla artık yoktur. Mevcut şartlarda anlaşmaya katılımımızı durdurduk, gerekli koşullar sağlanırsa anlaşmaya geri dönebiliriz’ değerlendirmelerinde bulundu.
Rusya’nın kararını Türkiye, Ukrayna ve Birlemiş Milletler’e bildirmesinin ardından açıklama yapan BM Genel Sekreteri Guterres ‘Yüz milyonlarca kişi açlıkla karşıya. Tüketiciler küresel düzeyde geçim sıkıntısı kriziyle yüz yüze. Milyonlarca kişi, Rusya'nın bu kararının bedelini ödeyecek" dedi. Hiç şüphe yok ki, milyonlarca ton tahılın mahsur kalması ve dünyaya ulaşmamasının insani açıdan büyük bir acıyı beraberinde getireceği kesin. Bununla birlikte anlaşmanın gıda fiyatlarına etkisi ise küresel gıda fiyatlarının yukarı yönlü baskı yemesi bir yana dursun, üst üste 11 ay boyunca azalış eğilimine girmesi olmuştu. Bununla birlikte son bir yılda küresel gıda fiyatlarında %20’ye varan bir azalış söz konusuydu. Peki bu yeni hamleyle birlikte önümüzdeki dönemde dünyayı bizi neler bekler?
Burada değerlendirmemize bir parantez açmak istiyorum. Hepimizin bizzat tecrübe ettiği gibi iklim değişikliğinin etkileri yüksek sıcaklıklar olarak hepimizin hayatını yakından etkiliyor. Öyle ki, bu haftanın başında Çin’in Sincar Uygur Özerk Bölgesi’nde hava sıcaklığı 52,2 derece ile rekor kırdı. Hiç şüphe yok ki, yüksek sıcaklıkların gıda güvenliğine olan etkisi çok büyük bir şekilde olumsuz olacak. Geçtiğimiz yıl katıldığım bir panelde yer alan gıda uzmanlarından birisi dünyanın sadece sekiz hasadının kaldığını ifade ediyordu. Aradan bir yıl geçti, iklim krizi ile mücadele için verilen taahhütler yerine getirilmediği gibi küresel sera gazı emisyonları her geçen gün kendi rekorunu tazeliyor. Bunun üzerine bir de tahıl koridorunun sekteye uğraması ile birlikte gıda sevkiyatlarının kesintiye uğraması arz yönlü risklerin yukarı yönlü baskılanmasına sebep olacak. Bütün bunların sonucunda arzın çift taraflı etkilenmesi önümüzdeki dönemde küresel gıda fiyatlarını yukarı yönlü baskılaması bekleniyor.
Ülkemizde ise görünüm çok daha olumsuz. Maalesef son zamanlarda en büyük derdimiz enflasyonun en büyük destekçilerinden birisi olan gıda enflasyonu, ülkemizde tüketicilerin canını sıkmaya devam ediyor. Dünya Gıda Örgütü’nün verilerine göre küresel gıda fiyatları son bir yılda %21 azalırken ülkemizde ise %54 artış gösterdi. Önümüzdeki dönemde yukarıda bahsettiğimiz iklim ve küresel gelişmeler yönlü baskıların, artmasıyla birlikte ülkemizde gıda fiyatlarının daha da artış göstermesi, son dönemde vergi yükünde ve akaryakıt fiyatlarında yaşanan artışlarla birlikte enflasyonu iyiden iyiye yukarıya taşıyacak gibi görünüyor.
Sağlıklı ve güzel bir hafta dileklerimle…