Mehmet KÜÇÜKEKEN'in 25 Ocak 2024 tarihli yazısı: Tek Çare

Her derdin ve sıkıntının bir çaresi vardır.

Çaresiz misiniz?

Ya da:

Çare siz misiniz?

Bütün sır bu iki soruda saklıdır.

Her arayan bulamaz ama her bulan arayandır!

Ara ki, bulasın!

''ÜRETİM MODELİ İÇ DİNAMİKLERİNDE ÇARPAN ETKİSİ OLUŞTURMA İLKELERİ İLE ARTAN İÇ TALEBİN GETİRDİĞİ REFAHIN MAKRO EKONOMİ ÜZERİNDEKİ POZİTİF YÖNLÜ SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME ETKİSİ.'' adlı hemen uygulanabilir, devletimize maliyeti olmayan, hiçbir fona ihtiyaç duymadan kendi kendini finanse eden, risksiz, kalıcı etkiye sahip, FAİZ-KUR-ENFLASYON sarmalından ekonomimizi kısa vadede kalıcı olarak çıkaran, pozitif yönlü büyümeyi artırarak devam ettirecek üretim temelli makro ekonomik proje, TÜRKİYE EKONOMİSİ için tek çaredir ve ivedilikle uygulamaya alınmalıdır.

2018'den beri devam eden süreçte devletimizin ilgili bakanlıkları üzerinden yazışma, görüşme faaliyetleri yanı sıra TBMM üzerinden T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı'na gönderilen dosya halen beklemektedir ve/veya bekletilmektedir. Geçen her gün ülkemiz ekonomisi için büyük bir kayıp olmakla birlikte projenin MALİYETSİZ oluşu da düşünüldüğünde bu devasa kaybın boyutlarını tahmin etmek zor olmasa gerekir.

3 (Üç) ay gibi kısa bir sürede devlet bütçesi kullanılmadan ve hiçbir şekilde yerli ve dış kaynaklı bir fon ihtiyaç duymadan Türkiye'nin en büyük nakit fonunu oluşturacak sistem; her ay yeni ilave kazanımlar ile ekonomimize ve milletimizin ekonomik refahına katkı sağlayacak ve bir süre sonra dünyanın en büyük varlığına ulaşacaktır.

Atalarımızın geçmişte uyguladığı Türk Ticaret Sistemi ile İslami Ticaret Modelinin sentezlenmesinden ortaya çıkan Makro İktisat Modeli mevcut ticari sistem ile de uyumludur.

Siyaset ve bürokrasi yönlü bu gecikmeler devletimizin ve milletimizin yüksek menfaatleri kapsamında değerlendirilmeli ve ivedi gereği yapılmalıdır.

Artık, makamlar arası nezaket ziyaretleri, klasikleşmiş günü geçiştirmeye yönelik farklı fikir ve görüş içermeyen toplantıları, ekonomik terimlerin güncel durumlarla eşleştirilmesinden ibaret iktisadi beyanatları ve fon birikimi sağlamayan ekonomide istikrar ile kalıcı çözüme katkı vermeyen uygulamaları bırakma zamanı gelmedi mi?

''Aynı şeyi tekrar tekrar yapıp, farklı sonuçlar beklemek, delilik belirtisidir.'' der Rita Mae Brown. Ekonomide de uygulanan iktisat modelleri hep aynı olmakla birlikte sadece tarih olarak zaman ve ekonomik durum olarak şartlar değişmektedir. Bana ait olan ''Farkı fark edebilenler, farklı sonuçlara ulaşmada farklı yolu seçerek fark yaratanlardır.'' sözünden ilham alarak ekonomiyi kısır döngüye sokan klasik iktisat modellerinden, dijital teknoloji ve yapay zeka dönemini yaşadığımız günümüzde ortaçağ düşünce yapısını taşıyan maliye politikalarından kurtulma zamanı gelmedi mi?

İktisat, kuşkusuz ki dünyayı değiştirmek ve etkilemek anlamında en önemli sosyal bilimlerden biridir. Ve bu etkiyi yaratan büyük düşünürler ise, kitleleri, siyasetçileri, ülkeleri peşlerinden sürüklemişlerdi. Hatta Keynes’in bir zamanlar söylediği gibi: ‘’Politikacılar, bir süre önce ölmüş iktisatçıların kölesidir.’’ Sözü sizin beyninizde de bir şeyler uyandırmıyor mu?

Adam Smith, John Maynard Keynes, Karl Marx, Milton Friedman, Thomas Malthus, Friedrich List, Irving Fisher, Friedrich Hayek, Alfred Marshall, John Stuart Mill tarihteki ünlü iktisatçılar olup, uzun bir dönem etkili olan, şu an bile uygulanmaya çalışılan ancak güncel ticari hayata dar gelen iktisat teorilerinin sahipleri olmanın yanında; ne tuhaftır ki, ömrünü tamamlamış bu modelleri yeni fikir ve teori geliştirmekten uzak, isminin önündeki profesör sıfatı ile ezber sistematiğine dayalı şekilde hala öğrenci yetiştiren iktisatçılar da az da olsa yok değil midir üniversitelerde?

Bu iktisatçılar tarafından ortaya atılan teoriler kutsal kitap metinleri olan ayet midir ki asla değiştirilemez ya da bu iktisatçılar yüzyıllar sonrasının yani bugün ve ileriki geleceğin ekonomik şartlarını mı önceden görerek bizim için iktisat modelleri geliştirdiler. Her ayakkabı her ayağa olmaz, her ayakkabı da her yerde giyilmez. ‘’Onlar ayakkabıyı keşfetti.’’ diye bir yaklaşım için; gelişen teknoloji ve icatlar ile ayakkabı sektöründe yeni malzemeler, model ve çeşitler ortaya çıktı diyebiliriz. Değişim, değişimi tetikler o da gelişmeyi getirir. Yoksa, siz değişime hazır değil misiniz?

Bürokrasiden kaynaklanan statüko ve siyasetten kaynaklanan liyakat ekonomiler üzerindeki en büyük tehlikedir. Aynı zamanda uzun vadeli ekonomik programların, kısa vadede ekonomide pozitif görüntü oluşturan popülist yaklaşımlar ile bir dönem için siyasi ve politik kazanımlar uğruna heba edilmesi de sürece zarar vermektedir.

Uygulanan ekonomik modellerin dünya ticaret sistemine uyumlu, ülke gerçekleri ile bağdaşan, toplumun beklentilerini karşılayan, üretimi teşvik eden, istihdam oluşturan, sürdürülebilir büyümeyi devam ettirecek, şoklara dayanıklı ve kırılgan olmayan bir yapıda olması elzemdir.

Türkiye Ekonomisi'nin kalcı bir istikrara kavuşması ve üretim temelli sürdürülebilir bir büyümeyi yakalaması için tek çare olan bir iktisat modeli var olmakla birlikte, sadece ekonomide karar vericilerin görmesine, idrak etmesine, rıza göstermesine, onay vermesine ihtiyaç vardır.  

Yeni, milli, basit, hemen uygulanabilir, ekonomiye negatif yönlü etkisi bulunmayan, sıfır maliyetle fon birikimi sağlayan, sürdürülebilir büyümeyi tetikleyen, mevcut ticaret sistemine uyumlu, Türkiye Ekonomisini diğer devlet ekonomilerinden pozitif yönlü ayrıştıracak, ülke ekonomisini FAİZ-KUR- ENFLASYON sarmalından kalıcı olarak çıkaracak makro iktisat modeli ile tanışmaya daha hazır değil misiniz?

Proje kapsamında, iktisat modelinin Devletimize ve Milletimize yüksek ekonomik kazanımlar olarak geri döneceğinden emin olarak; ekonomi yönetiminden, yetkililerden, ilgililerden ve karar vericilerden kişisel ikbalden uzak olarak gereğini arz ve talep ediyorum.

Bekleyelim, görelim.

Ekonomik refah için,

Daha güçlü bir ekonomi için,

Daha müreffeh bir Türkiye için,

Daha güçlü bir Türkiye için,

Belki, bir arayan vardır!

Belki arıyordur da, hala bulamamıştır.

Her arayan bulamaz ama her bulan arayandır!

GAYE bulmaksa; ŞİMŞEK çakan havada da olsa, ALA karda, boz dumanda da olsa, arayan YILMAZ!