Utku KABAKCI'nın 24 Ocak 2024 tarihli yazısı: Yeni Ekonomik Düzende Çalışan Olmak
Çalışma hayatının dinamikleri durağan değildir. Aksine ihtiyaçlar doğrultusunda sürekli bir inşa hâlindedir. İş yaşamındaki değişim ve dönüşümün iktisadi sistem ve kurumları nasıl etkilediği veya etkileyeceği üzerine mutlaka çalışmalar yürütülür ve şirketlerin, sermayenin nasıl konum alması gerektiğine ilişkin öngörüde bulunulur. Fakat genellikle değişen iş yaşamı koşullarının tek tek çalışanlar üstündeki mikro etkisi üzerine düşünülmez. Bunu irdeleyen çalışmalar makro düzeyde olanlara kıyasla yok denecek kadar az kalır. Oysa iş yaşamında çalışanlardan talep edilenlerin, şahsiyetlerin şekillenmesi üzerinde doğrudan bir etkisi vardır.
Yeni ekonomik düzende firmaların sürekliliği, anlık konum alabilme becerileri ile doğru orantılıdır. Bundan dolayı da şirket, her zaman için yeniden yapılandırılabilecek esneklikte olmalıdır. Bu, çalışanların da esnek olması gerektiği anlamına gelir. Yeni iktisadi işleyiş, çalışanlara; hareket hâlinde olmayı, rekabet etmeyi ve risk almaktan geri durmamayı dayatır. Çalışan, işi söz konusu olduğunda belirli bir mekâna, belirli bir zamana ve hatta belirli bir iş tanımına bağlı olmaksızın çalışabilmelidir. Yani yeni ekonomik düzende; işin yapılacağı mekân, işin yapılacağı zaman hatta işin kendisi de esnektir. Mekân, zaman ve iş tanımında esnek olabilen çalışanlar, rekabette diğerlerinin önüne geçer.
Yeni ekonomik düzenin başlıca özelliklerini şöyle sıralamak mümkündür:
1. Süreklilik söz konusu değildir.
2. Şirketlerin çalışanlarına, çalışanların da şirketlerine aidiyet duygusu yok denebilecek kadar zayıftır.
3. Çalışanlardan beklenilen işin tanımı net bir şekilde ortaya konmaz.
4. Çalışanlardan esnek ve hareket hâlinde olmaları talep edilir.
5. Şirketlerde yeniliğe açık olacakları düşüncesinden dolayı genç çalışanlar daha çok tercih edilir.
6. Ekip çalışması ön plandadır.
7. Uzun bir zaman dilimine işaret eden iş kelimesinin yerini sınırlı bir zamana işaret eden proje sözcüğü almıştır. Kelimeler arasındaki bu yer değiştirme de işte sürekliliğin ortadan kalktığını gösteren unsurlardan biridir.
Yeni iktisadi sistemde iş yaşamında tutunabilmek için bir çalışanda olması gereken becerilerin özel yaşamda ikili ilişkilerde talep edilen özelliklerle örtüştüğünü söylemek pek mümkün görünmüyor. İkili ilişkilerde esneklik değil, sadakat ve güçlü aidiyet beklendiği gibi geçicilik yerine de süreklilik ve istikrar arzu edilir. İş ve özel yaşamda bireylerden beklenilenlerin birbirine tamamen zıt olması beraberinde birçok sorun ve çatışmayı getirdi.
İş yaşamında talep edilenlerin mi yoksa özel yaşamda beklenilen değerlerin mi daha baskın ve belirleyici olduğuna bakıldığında ise iş hayatının gerektirdiği özelliklerin giderek özel yaşamda da ağırlığını hissettirmeye başladığını, ikili ilişkileri yeniden şekillendirdiğini söylemek yanlış olmayacaktır.