Utku KABAKCI'nın 4 Aralık 2024 tarihli yazısı: Yapay Zekâ Çağı Yükleniyor: Riskler Nasıl Yönetilecek?

Yapay zekâ, hem nüfuz ettiği alanın genişliği hem de baş döndürücü hızı nedeniyle ileri teknoloji tarihindeki diğer kırılma noktalarından çok daha büyük bir etki doğuracağa benziyor. Bu sebeple de bir yandan yapay zekâ destekli sistemleri geliştirmek için çalışmalar yürütülürken bir yandan da söz konusu faaliyetlerin ivmesinin kontrol altında tutulup tutulmaması gerektiği hususu irdeleniyor. Bu meseleye ilişkin görüş belirtenlerin çoğunlukla iki uç noktaya savrulduğunu söylemek mümkün. Bazıları yapay zekânın her koşulda insanlığın yararına olacağını savunurken, kimileri ise bunun tam tersi yönde argümanlar ileri sürüyor. Bu tartışmaların gölgesinde; devletler, şirketler, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları, her geçen gün etkisini artıran yapay zekânın getireceği fırsatları ve riskleri analiz edebilmek için gayret gösteriyor.

Bir şeyin içinden geçilirken serinkanlı bir şekilde felsefi çözümlemesinin yapılması pek kolay olmasa da muhtemel riskleri üzerine kafa yormak faydalı olabilir. Bu bağlamda öne çıkan risklerden biri olarak sentetik içeriklerin nasıl yönetilmesi gerektiği meselesi dikkat çekiyor. İleri düzey yapay zekâ sistemlerinin riskleri üzerine akademi camiasıyla iş birliği yapılarak sentetik içeriklerin verebileceği zararlara karşı tedbirler alınması önem arz ediyor. Tabii bu risklerden sadece bir tanesi. Yapay zekâ sistemlerinin sınanması ve denetlenmesi, alandaki çalışmaların sonuçlarından elde edilen çıktıların çözümlenerek mümkün olan en geniş kesimin hizmetine sunulması gibi başlıklar da göz ardı edilemeyecek kadar mühim.

Yapay zekâ sistemlerinin geliştirilmesi, test edilmesi, etik sınırlarının çizilerek insanların kullanımına hazır hâle getirilmesi ise başlı başına bir güç mücadelesi olarak karşımıza çıkacak. Devletlerin, uluslararası kurum ve kuruluşların, çok uluslu şirketlerin bu mücadelede sivrilerek kendi hegemonyalarını tesis etmek isteyecekleri ise şüphe götürmez bir gerçek. Bu nedenle imkânlar doğrultusunda yapay zekâ sahasında reaktif değil, proaktif bir yaklaşımın özümsenmesi gerekmektedir.