Sedat SADİOĞLU'nun 4 Mayıs 2023 tarihli yazısı: Bu Neyin Telaşı?

Gören Göz – 14/1: Ruh  ve  Ölüm

Ruhumuzun yüce Allah’tan geldiğini bilmekteyiz. (Kerim kitabımız) Kur’an’ın deyimiyle ruh, Allah’tan bir “nefes” ve Allah’ın emriyle bize ulaşan bir tür “akım”dır. (Hicr Suresi, 29.Ayet ve İsra Suresi, 85.Ayet)

Ruh, bütün hayat enerjisini, bir tür ana trafosu olan yüce Allah’tan, aşama aşama ve derece derece, tüm varlıklara bir akım (enerji) halinde ulaştırır. Bu varlıklar insan olabileceği gibi, cinler de olabilmektedir. Unutmayalım ki, (hesap verilecek) mahşer alanında, Cin’ler de insanlarla birlikte toplanacaktır. (Çünkü Cin’ler de Allah’ın yarattığı kullarıdır)

Varlığın takdir edilen ömrü bitince, ana trafodan akım kesilir, ruhun (dünyevi) görevi biter ve (ruh) manâ âlemine geriye çekilir. Dünyada iken bu ölüme, “maddi ölüm” denir. Mana âleminde yani ahiret hayatında ise ruh sonsuzdur (yani ölümsüzdür).

Burada bilinemeyen konu ise, vücutların canlanmasıyla beraber, âlemlerde dolaşacak olan ruhun, nasıl bir maddeye yerleşeceğidir. Bazı aktarılan hadisler; vücutların saydam olacağı ve yeme-içme olsa da bunun “koku” olarak tadılacağı şeklindedir.

Yüce Allah (c.c.), biz Müslümanları canımızı vereceğimiz son ana kadar, “Kur’an üzere” olan ve “imanı tam” olan kullarından eylesin… Amin!

Gören Göz – 14/2: Mal  Belâsı

Aşağıda, malın bölüşülemeden (cimrilikten yada başka nedenlerden dolayı)  değerlendirilmeyip geride bırakılması ile ortaya çıkan ilginç bir örnek verilmiştir. 1951 yılında Bergama’da vefat etmiş birisinin, çocukları tarafından dile getirilmiş, örnek bir mezar taşı yazısı;

Mal bıraktın, mülk bıraktın, üşüştük

Kavga ile niza ile bölüştük

Biz üç karış toprak için dövüştük

Mezarında huzur ile yat, (yatabilirsen) baba...

Çocukların etsin diye rahat

Satmadın da geçindin kıt kanaat

Evlâdından sana olsun son bir nasihat

O dünyada da malın varsa sat, (satabilirsen) baba...

Kısa bilgi:  niza nedir?  çekişme, bozuşma, kavga 

(Not: parantez içindeki kelimeler, [konuya vurgu için] tarafımdan eklenmiştir!)

Aşağıdaki veciz bir hadis ile konumuzu bağlamış olacağız;

“Ey Allah’ım! Beni miskin (malı ve mülkü olmayanlar gibi) yaşat. Miskin olarak öldür (canımı al). Kıyamet günü miskin olduğum halde, miskinlerle beraber haşr eyle! (tekrar canlandır! )”… Amin!

Gören Göz – 14/3:  İsraftan  Ne  Anlıyoruz!

İsraf kelimesini iki türlü ele almak gerekir. Birincisi; ahiret hayatında israf, ikincisi; dünya hayatında israf. Ahiret hayatı için verilecek en güzel örnek, sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) aşağıdaki hadisinde geçen ve mizanda (terazi) kaybettiğimiz sevaplar üzerine olan israftır (müsrifliktir).

“Müsrif, ahirette dağlar kadar ameli olup, günahlarına ve kul haklarına karşı, bu dağlar kadar sevabını verip, hiç ameli kalmayan kişidir. Daha (da) kötüsü, kendi işlediği sevapları da verip ziyana uğrayan kimsedir!”

Dünya hayatı için israf ise, nimetlerin boşa ve gösteriş için harcanmasıdır. Yine bu konuda, Kerim kitabımız, bizlere uyarılarda bulunmaktadır.

“Ey âdemoğulları! Tüm mescitlerde süslü, güzel giysilerinizi kuşanın. Yiyin, için fakat israf etmeyin. Allah israf edenleri sevmez!”  (A’râf Suresi, 7.Ayet)

Bu son uyarıdan dört türlü sonuç çıkartılabilir. Birincisi; yeme-içme konusunda aşırıya gidilmemesidir. İkincisi; hayatın devamı sırasında, lükse (aşırıya) kaçılmamasıdır. Üçüncüsü ise; mescitlere (namaz kılınabilen tüm uygun mekanlar, evler dahil) temiz elbiselerle gelinmesidir. İsrafın bir başka olumsuz sonucu da, “gösterişe kaçarak” yaşamaktır. Bu durumda çevremize kötü örnek teşkil edilmiş olunacaktır ki, bu da insana yakışmayan (hata içeren) dördüncü bir sonuçtur.

Yüce Allah (c.c.), biz Müslümanları israf ve gösterişin her türlüsünü bilen, buna dikkat eden ve ölçülü yaşayan kullarından eylesin…Amin!

Gören Göz – 14/4: Kulun  Sabırsızlığı

Yapılan araştırmalar, sabırsızlık sonucunda, küçük yada büyük bir hata içerisine düşülebildiğini göstermiştir. Peki, sabırsız insan kimdir ve kulun sabırsızlığı hangi sonuçlara yol açar?

Şimdi bunların başlıcalarını sıralayalım; Sabırsız insan;

1-   Kolay patlama yapabilen insandır

2-   Kolay isyan edebilen insandır

3-   Çabalarının sonucunu göremeyen (beklemeyen) insandır

4-   Kendisinden vazgeçilen ve (çoğu kez) yalnız kalan insandır

5-   Trafikte kazalara davetiye çıkartabilen insandır

6-   İş hayatında tehlikeli durumlara düşebilen insandır

7-   Karşısındakini bıktıran ve hatta çileden çıkartabilen insandır

8-   Kötü bir komşuluk sergileyebilen insandır

9-   Her şeyden çabuk sıkılabilen insandır

10- İlerisini zor görebilen insandır

11- Hemen sonuç almak isteyen insandır

12- Güzellikleri tam yaşayamayan insandır

13- Çok kolay şeytana (nefsine) uyabilen insandır

14- Makbul olmayan ve pek sevilmeyen insandır

15- Her işte çok acele eden insandır

16- İşini erken bitirip, başkalarına sıkıntı verebilen insandır

17- Bazı kazanımlarından vazgeçebilen insandır

18- Bilmeyerek hata yapma potansiyeli olan insandır

19- Bilerek de hata yapma potansiyeli olan insandır

(Yazarın Notu: 2., 13. ve 19. seçenekler, tehlikeli durumlardır!)

Aşağıda, sabır ile ilgili (az bilinen) bir hadis verilmiştir;

“Dua ettim, duam kabul olunmadı! diyerek acele etmediğiniz sürece, dualarınız (mutlaka) kabul olur.” (Sünen-i Ebu Davud)

Hiç kimse, sabırsızlığının arkasına sığınarak, asi olmaya, şeytana uymaya ve bilerek hata yapmaya çalışmamalıdır. İsyankârlık bir kişiye, bir düzene, bir kurala yada gidişata yapılabilir. Ancak,  Allah’a karşı yapılmamalıdır. Bu durumda, isyan eden insan;

-  Namazını düzenli kılamaz, hatta kılmayabilir

-  Birçok şeyi bahane eder (özellikle abdest zor gelebilir)

-  Orucunu tam tutmaz, hatta bir bahane üretip tutmayabilir

-  Karşılığını hemen göremediği için, duayı bırakabilir

-  Karşılığını hemen göremediği için, sadaka vermeyi kesebilir

-  Karşılığını hemen göremediği için, iyilik yapmayı bırakabilir

-  İlâhi takdiri hemen göremediği için, kötüye ve harama uyabilir

-  Ahirete inanmadığı için, cennetini kolayca harcayabilir

Âlimlerin, “Sabır, şükürden daha faziletlidir!” demeleri de bu yüzdendir. Bizler âlim olmadığımıza göre, kendimizi iyi ölçmeliyiz, insani ilişkilerimizde dikkatli olmalıyız ve sabrı tavsiye etmeliyiz. Asr Suresinde denildiği gibi;

“Andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir.  Ancak, iman edip de salih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka...!”

Yüce Allah’ın (c.c.) yardımı, sonsuz rahmeti ve inayeti (daima) Müslümanların üzerine olsun…Amin!