Mert Can DUMAN'ın 20 Aralık 2023 tarihli yazısı: Çevreyi Kirletmekte Üzerimize Yok

Sonuna doğru yaklaştığımız 2023 yılını birçok olayla birlikte sıcaklık rekorlarının kırıldığı ve sera gazı emisyonlarında da tarihi yüksek seviyelerin görüldüğü bir dönem olarak hatırlayacağız. Araştırmacılar, 2023 yılını 40 milyar metrik tonluk bir sera gazı emisyonu ile kapatacağımızı öngörüyor. Bu öngörü de bizim bu alandaki rekoru kıracağımıza işaret ediyor. Öyle ki söz konusu öngörü gerçekleştiği takdirde küresel sera gazı emisyonlarının geldiği seviye 2022 yılındaki düzeyin %1,1 üzerine çıkarken salgın öncesi dönemin 10 yıllık ortalamasının ise %1,5 üzerine işaret ediyor.

İnsanlık, iklim değişikliğiyle mücadele konusunda yeryüzünün Sanayi Devrimi’nden bu yana 1,5 derece ısınması sınırını kendisine bir eşik olarak belirledi ve iklim değişikliğiyle mücadele politikasını söz konusu ısınmayı bu eşik değerin içinde tutma amacıyla tasarlayıp uygulamaya çalışıyor. “Uygulamaya çalışıyor” diyorum, çünkü uygulamaya çalışılanlar ile uygulamaya konulanlar arasındaki uçurum, dünyayı Birleşmiş Milletler’in 28. İklim Değişikliği Zirvesi’nde ifade ettiği gibi “cehennem gibi bir sıcağa” doğru sürüklüyor. Birleşmiş Milletler COP28 Zirvesi sonrasında, değil 1,5 derecelik hedefin başarılması, dünyanın bu yüzyılın sonuna kadar üç derecelik bir iklim ısınmasına doğru hızla yol aldığı konusunda tüm kamuoyunu uyardı. Maalesef insanlık, yegâne evi dünyasını güzelleştiren tabiat ile sonunda kazansa da mağlup olacağı savaşı sürdürmeye kararlı.

Söze sera gazı emisyonları ile başladık ama insanların çevreyi kirletme söz konusu olduğunda eline geçen birçok fırsatı maalesef değerlendirmekte hiç cimri davranmadığını görüyoruz. Bunların ilkini de lastik emisyonu olarak nitelendirebiliriz. İster elektrikli aracınız olsun ister fosil yakıtlı, kullanıma bağlı olarak giderek parça hâline gelen ve mikroskobik olması sebebiyle çevreye dağılımı, su kanallarına ulaşması, su kaynaklarını kirletmesi çok daha kolay olan lastiklerin ortaya çıkarttığı kirlilikten bahsetmek istiyorum. Parçalanmış lastiklerin su kaynaklarına karışmasıyla bugün okyanuslarda %10’dan fazla bir yer kaplayan lastik kirliliğinin, temiz yaşamı tehdit ettiği bir gerçek. Avrupa Birliği’nin özellikle ağır tonajlı araçlarda uygulamayı amaçladığı Euro 7 Projesi ile fren ve lastiklerden kaynaklanan egzoz dışı emisyonların da 2035’e kadar sıfırlaması hedefleniyor.

2020 yılında ABD’nin Arizona eyaletinde Tucson şehrinde yapılan bir araştırma ile şehirde yanan 14 bin sokak lambasının 10 gece boyunca karartılarak gökyüzünü kirleten yapay ışıklandırmanın ana kaynakları ortaya çıkartıldı. İnsanların uyurken bile çevreyi kirlettiğini ortaya koyan bu araştırmanın sonuçlarına göre “gökyüzünü aydınlatmak” için harcanan enerjinin yeniden üretilmesi adına kullanılan ağırlıklı fosil kaynakların tabiatı yeniden kirlettiği, sadece akıllı aydınlatma sistemlerinin hayata geçirilmesiyle %96’ya varan enerji tasarrufu sağlanabileceği, yalnızca ABD’de verimsiz ve gereksiz yapay ışıklandırmanın 3 milyar doları aşkın ekonomik maliyeti beraberinde getirdiği ortaya koyuldu. Cinzano ve arkadaşlarının 2001 yılındaki makalesinde ise Almanya’da nüfusun %60’ı dolunaylı bir gecede gökyüzünün parlaklığından daha parlak bir gökyüzü parlaklığında yaşarken bu oran Türkiye için %36, Singapur için ise -sıkı durun- %100 olarak hesaplanmış.

İnsanlığın çevreyi kirletme yöntemlerinden bir diğeri ise gürültü kirliliği. Endüstriyel faaliyetler, trafik, giderek daha büyük bir hızla gerçekleşen şehirleşme gürültü kirliliğini ve gürültünün insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini de artırıyor. Bununla birlikte gürültü kirliliğinin artmasına sebep olan unsurların enerji tüketimini de artırması sebebiyle atmosfer kendisini daha büyük oranda kirleten sera gazı emisyonlarına maruz kalıyor. Bugün sadece Avrupa’da yaklaşık 100 milyon insan eşik değerlerin üzerindeki bir gürültü ile hayatını idame ettirmek zorunda.

Tabiatı kirletme ve onunla savaşma konusunda bu denli kararlı insanlığın, iklim değişikliğiyle mücadele ve bu krizi durdurma noktasında da bu denli kararlı olmasını bekliyoruz. Hem de daha fazla gecikmeden.​

Güzel ve sağlıklı bir hafta geçirmeniz ümidiyle...