Mert Can DUMAN'ın 31 Mayıs tarihli yazısı: Kafa Karışıklığı

Uzunca bir süredir bu köşeden yeşil dönüşümün doğru bir şekilde anlaşılması gerektiğinden hareketle dönüşümün farklı paydaşlarının aynı düzlemde buluşamamasının, dönüşümü sürükleyecek sanayicilerin ve ticaret erbabının dönüşümün gereklerinden henüz haberdar olamayışının ve yasal altyapı ile uygulamanın birbiriyle uyumsuzluğunun manevra kısıtlarını beraberinde getirişinin ortaya çıkardığı sorunları tartışıyoruz, değerlendirme imkânı buluyoruz. Dile getirilen onca söze, kaleme alınan onca sözcüğe rağmen sahadaki gözlemlerim dönüşümü gerçekten anlamlandırmaktan halen bir miktar uzakta olduğumuz.

Geçtiğimiz hafta İstanbul’da düzenlenen Uluslararası Enerji ve Çevre Zirvesi’nde konuşmacı olarak yer aldım. Üç gün süren ve çevrenin enerjiyle olan ilişkisinden yola çıkarak yeni dönemin anahtarı olabilecek konularda alanındaki uzman isimleri, firmaları ve paydaşları bir araya getiren zirve, bu alanda yapılan çalışmaları hem bürokrasi hem de iş dünyası açısından değerlendirerek bir tavsiye haritası çıkarmayı amaçladı. Hiç şüphe yok ki, üç gün boyunca çok kıymetli isimler çok değerli tartışmalarla bu konuya ve alana katkı sunmaya çalıştı. Ancak ben kendi oturumumdan edindiğim gözlemleri sizlerle paylaşmak isterim.

Maalesef iş dünyası ve STK’lar şimdiye dek birçok kez dile getirilen ‘tavsiyeleri’ tekraren dile getirmekten öteye bir çalışma götürememiş durumda. Yeşil dönüşümün ülkemizin, firmalarımızın ve üretim yetkinliğimizin önüne sunduğu fırsatlar hepimizin malumu. Değerli okuyucularımız ile beraber bu satırlardan çok kez bu değerlendirmeleri paylaşma imkânı bulduk. Lakin şu da bir gerçek; karşımızda fırsat olarak nitelendirdiğimiz şeyi değerlendirmek için gereken adımları atarken o kadar da istekli olduğumuzu düşünmüyorum.

Sanayi kısmına bakalım. Organize sanayi bölgeleri yönetimleri henüz OSB’ler bünyesindeki üretim süreçlerinin yeşil dönüşüme ne kadar hazır olup olmadığına ilişkin bir çalışmayı yapmış değil. Keza OSB çatısı altında yer alan firmalar da tekraren fırsat olarak değerlendirilen yeşil dönüşüme nereden ve nasıl başlayacakları konusunda henüz haberdar değiller. Peki ya ticaret erbabı? TÜRKONFED’in yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre her 3 KOBİ’den 2’si yeşil dönüşüm sürecini fırsat olarak değerlendirirken araştırmaya katılan her 100 firmadan 77’si henüz karbon ayak izini ölçtürmediğini de ekliyor. İlave olarak firmaların yarısı cirolarının %5’inden azını kaynak verimliliğine ayırırken her 5 firmadan 1’i ise son iki yılda yeşil dönüşümün odaklarından birisi olan kaynak verimliliği konusunda herhangi bir çalışma yapmadığını ifade ediyor.

 Panelde gözlemlediğim bir başka husus ise iyi niyetli bir şekilde hayata geçirilen yeşil dönüşüme ilişkin yasal altyapıdan sahanın henüz haberdar olmaması. Öyle ki, panelde bazı uygulamaların hayata geçmesinin beklendiğinin ifade edildiği sırada zihnimde söz konusu uygulamaların zaten aylar önce Resmî Gazete’de yayımlanarak hayata geçtiği canlandığında bu konuda da önemli bir yol almamız gerektiğini düşündüm.

Dönüşümün ayak sesleri geliyor diyorduk; artık kendisi yanı başımızda. Vaktimiz daralıyor, uyum sağlamamız ise şart. Kafa karışıklığından bir an önce kurtulup yeni dönemin gereklerini hızlıca hayata geçirip yarını bugünden şekillendirmemiz gerekiyor.

Sağlıklı ve güzel bir hafta dileklerimle…