Utku KABAKCI'nın 20 Ekim 2023 tarihli yazısı: Kamuoyu Araştırmaları ve Manipülasyon

“Kamuoyu araştırmaları, manipüle etmek maksadıyla kullanılabilir mi” suali, siyasal iletişim alanındaki temel tartışmalardan biri olarak karşımıza çıkar. Özellikle de seçim dönemlerinde kamuoyu araştırmaları üzerinden seçmenlerin oy verme davranışının örtülü bir şekilde yönlendirildiği eleştirisi hem akademide hem de pratikte uzmanlar tarafından sıklıkla dillendirilmektedir. 

“Seçim dönemlerinde kamuoyu araştırmaları yönlendirme amacıyla kullanılabilir mi” sorusu üzerinde durmadan evvel; medyatikleşme, manipülasyon, seçim ve kamuoyu kavramlarına değinmek, yerinde olacaktır.

Ana akım medya, politik duruş olarak uçlarda yer almaz. Aldığı konum dolayısıyla da radikallere değil, genele seslenir. Bu özelliği vesilesiyle ana akım medya, çok sayıda insana ulaşma imkânı sağlar. Ana akım medyanın sağladığı bu imkân, seçmenlere politik mesajını ulaştırmak isteyen siyasetçiler için mühim bir yoldur. Bu etkili yolda ilerleyerek hedefine varmaya çalışan politikacılar, zamanla medyanın kurallarına bağlı hatta bağımlı olmaya başlar. Çünkü seçmene iletisini ulaştırmak isteyen siyasetçiler, medyada yer bulmak durumundadır. Bunun yolu da medyanın kural ve dinamiklerine uymaktan geçer. Bu mecburiyet, medya ve politika alanlarının sınırlarının muğlaklaşması ve politikanın medyatikleşmesi sonucunu doğurur.

Manipülasyon, çıkar elde etmek amacıyla etkilemek ve şuurlu bir şekilde yanıltmaktır. Kavram, insanların örtülü bir şekilde etki altında bırakılmasına karşılık gelmektedir. Bu anlamlarından hareketle manipülasyon ifadesi daha çok politikaya ve medyaya bir eleştiri olarak kullanılır. Kitle iletişim araştırmalarında önemli bir yere sahip olan manipülasyon terimi üzerinden eleştirel yaklaşımlar, medyaya ve politikaya ilişkin savlarını ileri sürer. Eleştirel yaklaşımlarda manipülasyon, propaganda ile âdeta aynı olarak kabul edilir.

Demokrasilerde olmazsa olmaz görülen seçimler, yurttaşların siyasete katılması ve siyasal iktidara kimin geleceğinin belirlenmesi süreci ve şeklidir. Seçimler vasıtası ile halk mevcut seçenekler arasından tercihte bulunur. Böylece iktidar, politik erki elinde bulundurma meşruluğunu seçmenin tercih ve teveccühüne dayandırarak faaliyetlerini sürdürür. Seçim süreci aynı zamanda siyasal alana ilişkin sorunların tartışıldığı, politikacıların, siyasi partilerin ve ideolojilerin seçmenin onayına sunulduğu dönemlerdir.

Kamuoyu, özel alanın tezadı olarak kullanılmaktadır. Kavram, kamuyu ilgilendiren hususlardaki genel görüş olarak tanımlanabilir. Ancak literatürde neyin kamusal neyin özel olarak kabul edilebileceği tartışılagelen bir meseledir.

Kamuoyu araştırmaları, kamuyu ilgilendiren konulara dair halkın tutum ve düşüncelerinin tespit edilmesi için yapılan ve kendine has; kamuoyu yoklaması, anket, mülakat gibi teknikleri olan yöntemler bütünüdür.

Kamuoyu araştırmalarında hedef, halkın; tutum, düşünce, ihtiyaç ve beklentilerinin ortaya koyulabilmesidir. Kamuoyu araştırmaları aynı zamanda bilimsel araştırmalar olarak da görülmektedir. Çünkü burada amaç, halkın tutumunun belirlenmesidir. Dolayısıyla bu araştırmalar, siyaset biliminin, sosyolojinin ve iletişimin sahasına girer. Kamuoyu araştırmaları, bilimsel ölçütlere sadık kalınarak yapılırsa toplumsal olana ilişkin isabetli öngörülere ulaşmak mümkün olabilir.

Belirli bir ideoloji, siyasi parti ya da politikacıya dair yapılan kamuoyu araştırmalarında halkın genel tutumu ölçülmüş olur. Kamuoyu araştırmaları sadece politik tutumun belirlenmesi için yapılmaz. Ticari amaçlı yapılan kamuoyu çalışmaları olduğu gibi okuyucu ve medya analizi araştırmaları da yapılmaktadır. Böylelikle halkın herhangi bir konuya nasıl yaklaştığının bilgisine kamuoyu araştırmaları vasıtasıyla ulaşılır.    

Kamuoyu araştırmalarının demokrasilerdeki yeri ve işlevinin ne olduğuna yönelik çeşitli görüşler vardır. Siyasi içerikli kamuoyu araştırmalarını demokrasiyi tamamlayan bir unsur olarak gören bakış açısına göre aynı zamanda sosyal bilimci olan araştırmacılar, halkın politik alanın sınırlarına giren konulara ilişkin kanaatine önem verdikleri için bunun bilgisini elde etmek isterler. Bu amaç doğrultusunda gerçekleştirilen bilimsel faaliyetler sayesinde de demokrasiye katkı sunulmuş olur. Çünkü kamuoyu araştırmaları, toplumdaki farklı politik duruşu olan grupların ve siyasi partilerin bilgisini ortaya çıkartır. Ulaşılan bilgiyi işlevsel hâle getiren seçmenler de siyasi tercihlerini daha doğru kullanabilir.

Kamuoyu araştırmalarına olumlu bir anlam ve işlev yükleyen yukarıdaki görüşe karşı çıkan yaklaşıma göre ise genelin bilgisine ulaşabilmek çok daha kompleks bir süreçtir. Aynı zamanda kamuoyu araştırmalarının demokrasilere katkıda bulunduğu kabulü bir yanılsamadır. Çünkü kamuoyu araştırmalarının neticelerinin olduğu gibi seçmenin önüne koyulup koyulamadığının ve uygulanması gereken tekniklerin, olanın değil de olması istenenin gösterilmesi amacıyla eğilip bükülmeden uygulanıp uygulanmadığının anlaşılabilmesi ayrı bir uzmanlık gerektirmektedir.

Hakikat ile örtüşmediği hâlde çıkar amaçlı çarpıtılan veriler üzerinden halkın manipüle edilerek kanaat ve siyasi davranışlarına yön verilebileceği dikkatlerden kaçmamalıdır.