Ahmet KÖPRÜLÜ'nün 15 Mayıs 2023 tarihli yazısı: Özalların Koltuk Takımları
Arşive yolculuk yaparken yılların Ekonomi Gazetecisi arkadaşımız Nursun Erel’in Foto Muhabiri Kadir Şengün ile birlikte 12 Eylül döneminin Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Turgut Özal’ın evine yaptıkları ziyarette çekilmiş bir fotoğrafa rastladım. Fotoğrafta Nursun Erel ve ismini bilemediğim bir başka gazeteci, Turgut Özal’ın evine röportaj yapmak üzere misafir olmuşlar ve Özal’la birlikte eşi Semra Özal da Kadir Şengün’ün objektifine poz vermişlerdi.
Fotoğrafın beni ilgilendiren tarafı belki şaşıracaksınız; Özal’ların evindeki koltuk takımları ile çocukluğumun bir kısmını yaşadığım Mersin’deki evimizin koltuk takımları sehpasına kadar aynıydı. Sadece koltuk yüzleri farklıydı ancak koltuk takımının ağaç iskelet yapısı aynıydı. Fotoğrafta hemen farkedilen üçlü sehpanın en büyüğü de mermer yüzeyi ve ağaç iskeleti ile bizim halen Mersin’deki evimizde bulunan sehpa ile aynıydı ve aynı yerde üretildiği çok açıktı. Evimizde mobilyaların Ankara mobilyası olduğu (Büyük ihtimal Siteler’den) eskiden konuşulmuştu.Başbakan Yardımcısı ile koltuk takımlarımızın aynı olması beni 40 yıl öncesine götürmeye yetmişti.
Kapalı ekonomilerde kader birliği daha fazladır, herkes aynı mobilyayı kullanır, herkes aynı arabaya biner. Ülkemizde karma ekonomik model uygulandığı için çeşitlilik biraz daha fazlaydı ama nispeten ortak faydalarımız ya da sıkıntılarımız benzerdi. Özal’la birlikte değişmeye başlasa da Türkiye’de o tarihlerde (1980-1983 arası bir tarih) ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı ile noter bir baba ile öğretmen annenin borçlanarak aldıkları sıradan bir apartman dairesinde misafir odasındaki mobilyalar aynı olabiliyordu.
KOLTUK TAKIMLARI
Ekonomi sadece grafiklerden, kuramlardan, amprik yöntemlerden, türevden, istatistikten, matematikten, integralden ibaret değildir, ekonomide duygular vardır, motivasyon vardır, tepkiler vardır. Günümüzde ekonominin psikolojik, sosyolojik davranışsal yönleri daha fazla araştırma konusudur. “Özal’ın koltuk takımları” bende ilk olarak çok fazla eleştirdiğim için içimi acıtan bir anılar silsilesine neden olmuş ancak “orta direk” projesinin de ne kadar önemli bir sosyolojik tabana oturduğunu bir kez daha anlamama vesile olmuştu. Özal, “Orta direk” projesi ile zengin ile fakir arasındaki uçurumu kapatmaya ve 12 Eylül öncesinin sağ-sol paradoksunda kilitlenen Türk siyasetini de dört eğilim mesajıyla Anavatan Partisi’nde birleştirmek istiyordu. Özal toplumsal kader birliğini çok fazla önemsiyordu ve TRT ekranlarından yaptığı “İcraatın İçinden” programları ile de toplumu birleştirmeye çalışıyordu. Özal sadece bir ekonomi operatörü değildi bir taraftan ekonomiyi dışa açıyordu bir taraftan da bir toplum inşa ediyordu. Kader birliği yapan toplumlarda motivasyonun yüksek olduğunu birlik ve beraberlik duygusunun yüksek olduğunu biliyordu. Bu amaçla da dört eğilimi birleştirmeye çalıştığı Anavatan Partisi’ne çok anlamlı mesajlar yüklemişti. Merhum Özal’ı kez daha rahmetle anıyorum.