Utku KABAKCI'nın 16 Ekim 2024 tarihli yazısı: Teknoloji ile İletişimin Toplumsal Yapıya Nüfuzu
İleri teknolojideki gelişmelerin yaşamın neredeyse her sahasına nüfuz ettiği bugünlerde, sadece değişimin farkına varmak kimi şeylerin tam manasıyla idrak edilebilmesi için tek başına yeterli olmayabilir. Çünkü söz konusu değişim, yalnızca gündelik ve iş hayatlarımızın pratiğini yeniden biçimlendirmekle kalmıyor, bunun yanı sıra toplumsal yapıları da dönüştürüyor. Bu nedenle yüksek teknolojideki baş döndüren ivmeye rağmen etik ve felsefi sorgulamaların ihmal edilmemesi elzemdir.
Herhangi bir işin yapılış şekli yani tekniği o faaliyete ve ürününe yüklenecek olan mana üzerinde belirleyicidir. Biçimin içeriğe olan etkisi genellikle göz ardı ediliyor olsa da aslında vasıtanın çoğu zaman taşıdığı şeyden daha çok ön plana çıkması kaçınılmazdır.
İleri teknolojideki yenilikler pek çok alanda olduğu gibi iletişimde de çeşitli köklü değişikliklere neden olmaktadır. Mesajın aktarıldığı zeminin, vasıtanın dönüşmeye başlaması, iletinin özünün de değişeceği anlamına gelir. İletişimin yeniden yapılanması ise insan ilişkilerinin ve toplumsal dinamiklerin dolayısıyla hayata yüklenen anlamların tekrar inşa sürecine gireceğinin göstergesidir.
Yukarıda işaret edilen teknoloji ile iletişim arasındaki münasebette iktidarın mutlak bir şekilde taraflardan hangisinde olduğunu söylemek ise pek mümkün değil. Çünkü teknik olan iletişimi etkilese de iletişimle her an üretim hâlinde olan anlam da zaman içinde tekniği yeniliğe zorlamaktadır. Burada teknoloji ile iletişim alanlarının ahenk içinde toplumsal işleyişi tasarladığını söylemek yanlış olmayacaktır. Alanların iç içe geçmesi suretiyle ortaya çıkan bu tasarıyı uygulamalarda somut olarak, somut olanın zihinlerde edindiği yerde de soyut olarak gözlemlemek mümkündür.