Utku KABAKCI'nın 15 Mart 2024 tarihli yazısı: Yapay Zekâ ve Seçimler

Dijitalleşme ve yapay zekâ alanındaki yeniliklerin takibi, hem iş hem de özel yaşamlarımıza adapte edilmesi elzem bir mesele hâlini aldı. Fakat ileri teknolojilerde yaşanan gelişmelerin hızına yetişebilmek ve tam manasıyla beraberinde getirdiği riskleri kavrayabilmek ise işin profesyonelleri için dahi kolay bir uğraş değil. Bu sebeple bir yandan dijitalleşmenin sağladığı/sağlayacağı imkânlardan istifade etmek isterken bir yandan da yeni olanın belirsizlik ve zorlukları ile yüzleşmek durumunda kalındı. Öyle ki tüm faydalarına karşın dijitalleşmenin bazı alanlarda şart olup olmadığı sorgulanmaya başlandı. Bu sahalardan birisi de seçimler. Çünkü yapay zekânın seçim güvenliğini tehlikeye atma potansiyeli taşıyıp taşımadığı istihbarat ve yapay zekâ uzmanları tarafından tartışılan meselelerin başında geliyor.

2016 yılında ABD’de Donald Trump'ın zaferle çıktığı başkanlık seçimlerine Rusya’nın dolaylı yollardan ve sosyal medya aracılığıyla müdahalede bulunduğu iddiaları hem ABD hem de dünya basınında geniş yer bulmuş, epey bir süre seçim güvenliği hususunun tartışılmasına sebep olmuştu. Şimdi de yakın zamanda ABD'de gerçekleştirilecek olan başkanlık seçimleri öncesinde benzer bir münazara ile karşı karşıyayız.

ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI) Direktörü Christopher Wray, katıldığı bir ulusal güvenlik konferansında başkanlık seçimlerinde meydana gelebilecek ulusal çaptaki tehdit ve risklere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Wray, bu başlık altındaki konuşmasında yapay zekânın yabancı ülkelerin seçimler üzerinde etkide bulunmasını kolaylaştıracağını ileri sürdü. Wray, ABD’nin daha önce de benzer sorunlarla karşılaştığını ancak bu seçimlerde ileri teknolojiler nedeniyle daha fazla risk bulunduğunun altını çizdi. Bunun gerekçesini ise yapay zekâ destekli teknolojiler vasıtasıyla söz konusu antidemokratik hamlelerin eskiye kıyasla çok daha örtülü bir şekilde yürütülebilir olmasına dayandırdı. Belli ki ABD’de seçimler yaklaştıkça bu husus giderek alevli bir şekilde tartışılacak ve muhtemel risklere karşı tedbirler alınmaya çalışılacak.

ABD’de ve dünyanın daha pek çok yerinde benzer tartışmalar yürütülüyor olması bizlere dijitalleşme ve yapay zekâ destekli uygulamalar karşısında ne kadar heyecanlı, hevesli olsak da bir yandan da temkinli davranmamız gerektiğini gösteriyor. Dijitalleşme ve yapay zekânın seçimler, diplomasi gibi stratejik önemi bulunan kimi alanlarda kullanılıp kullanılmaması veya sınırlarının neler olacağı meseleleri önümüzdeki dönemlerde sıklıkla masaya yatırılan başlıklar olarak karşımıza çıkacak.