Utku KABAKCI'nın 6 Aralık 2023 tarihli yazısı: Yeni Zamanlarda Anlam

Mana, dış dünyada zihinlerden bağımsız bir şekilde bulunmaz, onu inşa edecek bir şuura ihtiyaç duyar. Tam da bu sebeple olduğu yerde çakılıp kalmaz, sürekli bir değişim ve dönüşüm hâlindedir. Fakat bu değişim, ortak inanç ve kurallar üzerinden kontrol edilmeye çalışılır. Çünkü kolektif ruh ile inşa edilmemiş anlamın bir an olsun sabitlenmesinin mümkün olmaması sebebiyle beraberinde kaos getireceğine inanılır. Fakat yine de toplumun anlamı kontrol altında tutmak için gösterdiği tüm baskıya rağmen yaşamın ve zamanın akıp gidiyor olmasından dolayı değişim kaçınılmaz olarak karşımıza dikilir.

Kendiliğinden ortaya çıkması mümkün olmayan anlam, her zaman için bir üreticiye ihtiyaç duyar. Bu özelliği de anlamın var olabilmesini sürekli bir inşa süreci içinde olmasına bağlı kılar. Anlamın zihinlerde tekrar tekrar yoğurularak şekil buluyor olması ise tek bir yüze sahip olmasının imkânsızlığını gözler önüne serer.

Zihin, boşluğu sayısız anlamla doldurma gayreti içindedir. İşin tuhafı, bunu yapabilecek potansiyele de sahiptir. Hatta belki zihni var eden şey de anlam üretiyor olmasıdır. Zihin, dış dünyaya dair birbirinden farklı ve sayısız anlamı üretmeye mecbur olmasına karşın bunların hepsinin karşılık bulması mümkün değildir. Bu sebeple tek tek zihinlerce üretilmiş olan manaya kıyasla ortak bir gayret ve uzlaşı neticesinde doğmuş olan anlamın ömrünün daha uzun olacağı aşikârdır. Üretilmiş olan anlamın toplum tarafından benimsenmesi, deli saçması muamelesi görmemesi ve etki alanının geniş olabilmesi için olmazsa olmazdır. Ancak sayısız zihnin sayısız anlam ürettiği ve bunları yaymaya çalıştığı günümüzde uzun süreli bir toplumsal mutabakata varmak da neredeyse imkânsız hâle geldi. Bu sebeple bireysel ve toplumsal anlamlar arasındaki çatışma ve uyumsuzluk her zaman için sürecek, bu inatlaşma neticesinde de anlam hep bir dönüşüm durumunda olacaktır.