Utku KABAKCI'nın 26 Haziran 2024 tarihli yazısı: İş Yaşamında Durumsal Liderlik
Günümüz iş hayatının getirdiği yeni sorunlar karşısında geleneksel liderlik modellerinin çözüm üretmekte yetersiz kalması sebebiyle farklı yaklaşımlar geliştirilmesi kaçınılmaz oldu. Bu modellerden biri de durumsal liderlik anlayışıdır. Durumsal liderlik modelini geleneksel yaklaşımlardan ayıran temel unsurun liderin yeni liderler kazandırma mottosu ile harekete geçmesi olduğunu söylemek mümkündür. Liderlik yukarıdan aşağıya paylaşılarak daha usçu, daha fazla inisiyatif alabilen bir ekip meydana getirilir ve uzun soluklu başarılara imza atılır.
İsminden de kolaylıkla anlaşıldığı üzere durumsal liderlik, liderlerin yönetim tarzlarını içinde bulundukları durumun gerekliliklerine göre esneterek ekip üyelerinden en yüksek verimi almaya çalıştıkları bir yaklaşımdır. Bu modele göre lider, stratejisini karşılaştığı durum ve iletişim hâlinde olduğu çalışanların yeterlilik düzeyine göre biçimlendirebilen kişidir.
Durumsal liderlik modeline göre lider, yönetme stilini ekibindeki kişilerin; yeterliliği, motivasyonu, aidiyet bağları gibi ölçütler üzerinden belirler. Dolayısıyla lider, tüm çalışma arkadaşlarına eşit davranmaz. İşe olan katkılarını, yeteneklerini, öğrenmeye açık olup olmadıklarını, ihtiyaç ve beklentilerini doğru bir şekilde analiz eder ve her birine kendi durumu içinde ayrı bir tarz ile yaklaşarak potansiyellerini en üst seviyeye çıkarmaya çalışır.
Durumsal liderlik modelinde ekip üyeleri dört temel gruba ayrılır ve bu gruplara farklı liderlik stilleri uygulanır.
Söz konusu gruplar basitçe şöyle ifade edilebilir;
1. Yeni Başlayan Hevesli Çalışan
Bu sınıfa giren çalışanlar, işe yeni başladıkları için heveslidir. Ancak işteki yeterlilikleri düşük olduğundan lider tarafından açık ve net direktifler ile yönetilmeleri gerekmektedir. Lider, bu kişilere inisiyatif vermez ve otoriter davranır.
2. Öğrenen Çalışan
Çalışan birinci aşamadan ikinci gruba geçtiğinde iş hususundaki yeterliliği biraz yükselmiş olur. Lider, birinci gruptakilere davrandığı otoriter tarzı esneterek ikinci sınıftakiler için bir “koç” gibi davranmaya başlar. Lider, bu gruptakilerin yeterliliğini ve motivasyonunu daha yukarıya çıkarabilmek için destekleyici, yol gösterici bir rol üstlenir.
3. Yetkin Fakat Dikkatli Çalışan
Üçüncü grupta yer alan çalışanlar artık iş için gereken beceri ve donanımı neredeyse tamamen edinmiştir. Fakat buna rağmen işlerini yerine getirirken öz güven sorunu yaşayabilirler. Lider, bu grupta bulunanlara yönelik emredici yönetme tarzını azaltır ve teşvik edici davranmaya başlar. Böylece cesaretlendirilen çalışanların öz güvenleri ve aidiyet duyguları kuvvetlendirilmiş olur.
4. Kendine Güvenen Başarılı Çalışan
Bu son evreye erişme başarısını göstermiş olan çalışanların hem iş yeterliliği hem de aidiyet duyguları güçlüdür. Yüksek beceri ve motivasyona sahiptirler. Lider, bu kişilere daha fazla inisiyatif ve bağımsızlık verir. Çünkü çalışan hem işin gereği olan becerileri edinmiş hem de motivasyonunu canlı tutabilmiş durumdadır.
Durumsal liderlik modeli, her durum ve her çalışan için tek bir liderlik tarzının değil esnek bir yaklaşımın daha uygun ve etkili olduğu iddiasına dayanır. Bu nedenle de durumsal lider için ekip üyelerine eşit davranmak ile adil olmak aynı anlamı taşımaz.