Utku KABAKCI'nın 17 Temmuz 2024 tarihli yazısı: Yapay Zekâ ve Uluslararası Güç Dengeleri

Yapay zekâ teknolojilerinin hızla gelişmesi, yalnızca iktisadi ve sosyal alanları değil, aynı zamanda uluslararası güç dengelerini de yeniden tasarlama potansiyelini barındırıyor. Yapay zekâya yatırım yapan ve söz konusu ileri teknolojileri askerî stratejilerine entegre edebilen ülke ve birlikler, edemeyenlere kıyasla küresel arenada daha güçlü olacak. Bu durum, yapay zekâ yarışının tıpkı nükleer silahlanma gibi yeni bir uluslararası mücadele zemini hâline geldiğinin göstergelerinden biridir.

Yapay zekâ teknolojileri, askerî sahada köklü değişiklikler yapma imkânını sunuyor. Otonom silah sistemleri, insansız hava araçları, siber savaş sistemleri gibi yapay zekâ tabanlı askerî uygulamalar, savaşın tanımını değiştirebilecek kadar etkili olabilir. Kurmay akıl ve tecrübenin önemini yitirdiği yanılgısına kapılmadan bu teknolojilere sahip olan devletler, daha hızlı, daha etkili ve daha az insan kaybıyla operasyonlar gerçekleştirebilir.

Yapay zekânın bu kadar büyük bir gücü beraberinde getiriyor olması;  ABD, Çin, Rusya ve Avrupa Birliği gibi güçlerin alana liderlik etmek için birbirleri ile olan yarışını da kamçılıyor. Bu yarış, sadece güvenlik alanında değil, ekonomik ve teknolojik üstünlük açısından da önemlidir. Çünkü yapay zekâda öncü olan devlet ve kurumların küresel politikalarda ve ekonomi yönetiminde sözünün daha çok geçeceği aşikâr. Ancak söz konusu rekabetin ve yapay zekâ alanındaki eşitsizliğin uluslararası iş birliği ve huzuru tehdit etme kapasitesinin yüksek olduğu ıskalanmamalıdır. Bu nedenle bir yandan yapay zekânın avantajlarından yararlanırken bir yandan da yapay zekâ etik ve hukukunun oluşturulmasının insanlığın yararına olacağı unutulmamalıdır.