Utku KABAKCI'nın 12 Ocak 2024 tarihli yazısı: Yapay Zekâ ve Yeni İletişim Türleri
Yapay zekâ, basitçe; bir bilgisayarın, bilgisayar tarafından kontrol edilen bir robotun veya programlanabilir bir cihazın insana benzer bir biçim ve süreçte algılayabilme, öğrenebilme, fikir yürütebilme, karar alabilme, problem çözebilme ve belki de hepsinden daha da önemlisi iletişim kurabilme becerilerini sergileyebilmesi olarak tanımlanabilir.
Teknolojinin baş döndüren hızı, yapay zekâyı gündelik ve iş yaşamlarımızda mühim bir yere taşıdı. Yapay zekâ artık hayatın hemen hemen her alanında ve her sektörde karşımıza çıkmaya başladı.
Üretebilen yapay zekâ, kullandığımız makineleri yeni içerik ve fikirler ortaya koyabilecek seviyeye getirmeyi amaçlayan bir uğraş olarak dikkat çekiyor. Bu uğraşta gerçekleşen gelişmeler; iletişim, eğitim, sanat, tasarım gibi daha pek çok alan ve sektörde köklü değişim ve dönüşümler yaşanmasına yol açtı.
Kullanıcılar, yapay zekâ destekli yazılımlı sohbet robotlarıyla iletişim kurmaya başladı. Sohbet robotları, kullanıcılar tarafından zaman geçirmek için tercih edilebildiği gibi iş yaşamında da önemli bir yer edindi. Şirketler tarafından öncelikle müşteri hizmetleri, satış ve pazarlama faaliyetlerinde kullanılmaya başlanan bu yazılım ve robotlar, kişiler için de gündelik koşuşturma ve işlerde birer sanal asistan olarak işlev görmeye başladı. Sanal asistanların kullanımı özellikle akıllı telefonlar, akıllı ev aletleri ve arabalarda arttı. Bunların yanı sıra yapay zekâ; dil çevirme, içerikleri özetleyebilme ve çözümlemede de etkili bir biçimde kullanılabiliyor.
Gündelik ve iş yaşamında ağırlığını hissettirmeye başlayan yapay zekânın şüphesiz akademide de bir yansıması olacaktır. Bu yansımaya iletişim penceresinden bakacak olursak akademisyen ve uzmanların iletişimin tanımları üzerinde daha fazla düşünme ve tartışmaya yönelmesi gerektiği görülecektir. Mevcut literatürde iletişim türleri (her ne kadar alt başlıklara ayrılsa da) basitçe üç ana başlık altında verilmektedir. Bunlar; kitle iletişimi, yüz yüze iletişim ve iletişimin felsefesiyle ilgili olanların atlamadan söyleyeceği iç iletişimdir. Ancak bu üç temel iletişim türünün yanı sıra bilim ve teknolojideki gelişmelerin (yapay zekâ, dijitalleşme gibi) dikkate alınarak iki yeni iletişim biçiminden daha bahsedilmesi gerektiği kanaatindeyim. Makine ile iletişim ve makineler arası iletişim olarak ifade edebileceğimiz bu iki yeni iletişim türüne ilişkin yapılan akademik eleştiri ve çalışmalar, önümüzdeki yıllarda hızlanarak artacaktır.