Sedat SADİOĞLU'nun 18 Temmuz 2024 tarihli yazısı: Bazı Analizler

Gören Göz – 76/1: İyi ve Kötünün Analizi

Bu bölüm, (bir bakıma) kuantum fiziğinin sosyal boyutuyla ilgili sayılır. Konuya girmeden önce, bölümle ilgili birkaç ayeti görelim;

“Güzel ve iyi işler (ibadetler) yapmanızdan dolayı, etrafınıza böbürlenerek bakmak, mutluluğa ermek (ve hatta iyilik yapmak) değildir. (İyilik yaparak) Mutluluğa ermek, o kişinin hakkıdır. Ancak o kişi ki; Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır, yine o kişi ki; akrabaya, yetimlere, çaresizlere, yolda kalmışa, yoksullara, kendisi için ücretli çalışan ve gayret içerisinde olanlara malından seve seve vererek destekler, bununla beraber; namazını kılar, zekâtını da tam öder, (işte) böyleleri söz verdiklerinde sözlerine sadıktırlar; bolluk ve bereket zamanı kadar, zorluk, sıkıntı ve cihâd zamanında da sabırlıdırlar. İşte bunlar, dosdoğru olup, özü-sözü bir olanlardır. Ve işte bu şanslı kullar, hem dünyada hem de sonsuz ahirette korunacak olan takva sahipleridir.” (Bakara Suresi, 177.Ayet) 

“Allah’a ve ahiret gününe inananlar, iyiliği emreder, kötülükten vazgeçirirler ve hayır işlerinde yarışırlar. İşte onlar salihlerdir.” (Ali İmran Suresi, 115.Ayet)​

“Kim güzel bir işte aracılık ederse ona o işin sevabından bir pay vardır. Kim de kötü bir şeyde aracılık yaparsa ona da o kötülükten bir pay vardır. Allah her şeyi gözetip karşılığını verir.”  (Nisa Suresi, 85.Ayet)

Kuantum fizikçileri, bir maddenin aynı anda hem var, hem de yok olduğunu kabul ettikleri gibi, yine bir maddenin aynı anda hem yok, hem de var olduğunu ispatlamaya çalışmaktadırlar. İkinci ispatın vardığı nokta yüce Allah’tır. Çünkü her türlü varlıkları, hiç zorlanmadan ve yoktan var etmek, yüce Allah’a(c.c.) mahsustur. Buradan yola çıkarak, ‘zıtlıklar teorisi’nin üzerinden, kulun iyi özelliklerinin, aynı zamanda onun kötü özellikleri de olduğunu kabul etmemiz anlamına gelir. Bu, şüphesiz zıtlıklarla ilgili teorilere uygun bir yaklaşımdır. Artının zıttı eksi, beyazın zıttı siyah, iyinin zıttı kötü, günâhın zıttı sevap gibi. Zıtlıkların etkileşimi ise, tamamen dengelerin sağlanması içindir. Daha iyi anlaşılması için, aşağıda buna örnekler verelim;

- (+)Artı yük, (-)eksi yük ile etkileşime girerse nötr olur

- (+)2 ile (-)2 toplanırsa sıfır elde edilir. (Aslında sıfır yokluk değildir!) 

- Asitlerle bazların etkileşiminden nötr olan tuzlar oluşur.

- Siyah renk ile beyaz renk karıştırılınca sönük, mat bir gri elde edilir.

- Kötülükler iyilikleri hızla harcar ve geriye sıfır fayda (sevap) kalır. (Buradaki etkileşim ters orantılı bir etkileşimdir. Sonuç değişmemekte ve yine sıfır fayda ve sıfır sevap ortaya çıkacaktır.)

Yukarıdaki son örnekten yola çıkarak, kötülüğün iyiliği nasıl harcadığına ve aralarındaki ters orantıya bakalım;

(Genel Kabul : 1 iyilik =10 sevap, 1 kötülük =1 günâh)

Güçlü yönler, Zayıf yönler, Fırsatlar ve Tehditlerde (GZFT Analizi); eksik yönler görülür, ortaya konulur ve sonra da iyileştirilir. Buradaki amaç, özellikle zayıf yönlerdeki bariz hatalara düşülmemesi üzerinedir. Şimdi bunları tablo olarak görelim;

SEVAP ve GÜNÂH ÜZERİNE ANALİZ (GZFT ANALİZİ)

No

Güçlü

Yönler

Zayıf

Yönler

Fırsatlar

(Sevaplar)

Tehditler

(Günâhlar)

1

Zengin olmak  (Mütevazı yaşamak)

Zengin olmak

(Ölçüyü Kaçırmak)

Zekât vermek

(Hayır işleri yapmak)

Savurgan olmak

Başa kakmak

Gösteriş

2

Dosdoğru olmak

(İbadetler tam yapmak -Namaz gibi)

İkiyüzlü davranmak

(İbadetleri şeklen yapmak)

Sırat’ı hızlı geçmek

İbadetlerin Sevaplarından olmak

3

İlmini insanlar için kullanmak

İlmini menfaati (gösteriş) için kullanmak

Cennetin üst kademeleriyle ödüllendirilmek

Cehenneme uğramak (Azap görmek)

4

Makam-mevki sahibi olmak

Makam-mevki sahibi olmak

Adaletli olmak

Çıkar sağlamak

(Azap görmek)

5

Eşi Olmak

(İnsanı sevmek)

Eşi Olmak

(İnsana tapmak)

Kat-kat sevap

Allah’a ortak koşmak (Azap görmek)

6

Faydalı olmak için üretmek

Menfaat için üretmek

Sonsuz ahiret güzellikleri

Gelirin başa bela olması

7

Doğruyu ve iyi şeyleri çok yapmak

Doğru ve iyi şeyleri az yapmak

Mutlu olmak

Mutsuz olmak

8

Konuşmak (Güzel)

Konuşmak

(Kötü)

Kâlp kazanmak

Kâlp kırmak

9

Aklı olmak

Aklı olmak

Çalışkan olmak

(İleri gitmek)

Tembel olmak

(Geri kalmak)

Yukarıdaki tabloda “iyi ve kötü olmak” adına, kulluk kriterlerini daha da artırabiliriz. Ancak, 5., 8. ve 9.’daki temel insanlık özellikleri, görevleri ve kazanımları ile, iyi olan ve güçlü olan yönlerimizin, aynı zamanda, nasıl kötü ve zayıf bir yönümüz olabileceği (net olarak) görmekteyiz.

İyilik, her zaman iyiliği doğurmayabilir. Ancak biz yine de, yüce Allah’a sığınıp, sabredip, gayret gösterip iyi olmaya devam etmeliyiz. Günümüzde buna, “pozitif olmak” ya da “olumlu olmak” deniliyor. Oysa kötülük her zaman kötülüğü, nefreti, düşmanlığı ve kini doğurduğu gibi, insana ve topluma derin zararlar da vermektedir. İnsanlığın bugüne dek başını belaya sokan, hep bu kötüye eğilimleri olmuştur. Zaten yüce Allah da, Kerim kitabımızda sık sık, bu kötü eğilimlerimizden bahsetmektedir. Hatta (buna) daha da vurgu yaparak, insanoğlunu nankör olmakla bile suçlamıştır. Yüce Allah(c.c.), insanoğlunun bu nankörlüğünün asıl nedenini, şeytanın vesvesesine kolay uyduğumuz için söylüyor ve aklımızı da kullanmamızı özellikle istiyor. Seçim insanların ve özellikle de Müslümanların…

İyilikle ilgili, seçilmiş başka destekleyici ayetler;

(Ey yüceler yücesi Allah’ım;) Bize hem bu dünyada güzellik (iyilik) ver, hem de ahirette. Dönüp dolaşıp sana geldik.” (Allah) Buyurdu ki: “Azabıma dilediğimi çarptırırım. Rahmetime gelince, o her şeyi çepeçevre kuşatmıştır. Ben onu; (haramlardan) sakınıp (ve böylece şeytandan) korunanlara, zekâtı (da hakkıyla) verenlere, ayetlerimize (ve verdiği mesajlara tereddütsüz) inananlara yazacağım.” (Araf Suresi, 156.Ayet)

“Yüce Allah(c.c.) Müslümanları, niyeti her zaman iyilik üzerine olan kullarından eylesin…Amin!”

Gören Göz – 76/2: Geçici Yerler

Aşağıdaki ayeti okuduğunuzda, yaşarken insan için geçici yerlerin iki olduğunu göreceğiz. Daha önceki bölümlerde, geçici ahiret yerlerinin de iki olduğunu biliyoruz. [Berzâh (bekleme) hayatı ve Âraf (denkleme) hayatı]

Yüce Allah(c.c.), geçici yerlerin başlangıcını, yaklaşık dokuz ay süren anne karnındaki döneme ayırmış ve bu süre içerisindeki gelişmelerin, ilmin ve mucizelerin bile (başka ayetlerde), insan aklınca kavranamayacağını da bildirmiştir. İkinci geçici yer ise, (birçok ayette) dünya hayatı olarak vurgulanmaktadır. Bu dünya sürelerinin yani kişiden kişiye değişen sürelerin, göklerde (büyük kader defterine) yazılı olduğunu biliyoruz ve kabul ediyoruz. Şimdi ilgili ayete bakalım;

“O Allah ki, sizi (ta Âdem’den beri) tek bir candan çoğalttı. Artık sizin için (anne karnından başlayıp doğumunuza kadar geçen süreler) içinde bulunacağınız korumalı bir konum ile bir de (göz açıp-kapayana kadarki sınav yaşamı için) geçici bir dünya düzeni ve süresi yaratmıştır. Düşünen ve gerçeği araştıranlar için, mesajlarımızı da sizin anlayacağınız şekilde açıklıyoruz ki, ders alasınız!”  (En’am Suresi, 98.Ayet)

Tirmizi’den(k.s.) ilgili bir hadis;

“Akıllı kimse, sürekli kendi nefsini sorgulayan ve durmadan ölüm ötesi hayat için çabalayandır. Nefsin hevâsının (şeytanın tetiklediği aşırı isteklerinin) peşinde koşturan ve buna rağmen Allah Teâlâ’dan beklentileri olan kimseye gelince o zavallının tekidir!”

“Yüce Allah(c.c.) Müslümanları, hem bu dünyanın hem de öbür dünyanın gerçeklerini iyi bilen ve hayatın her fırsatlarını iyi değerlendiren kullarından eylesin…Amin!”

(NOT: Yetmişaltıncı bölümün sonu…)