Mehmet KÜÇÜKEKEN'in 07 Haziran 2023 tarihli yazısı

Tuzak mecazi anlamda birini güç ve tehlikeli bir duruma düşürmek için kurulan düzen şeklinde ifade edilmekle birlikte hayatımızın her alanında karşımıza çıkmaktadır. Siyasi tuzak, ticari tuzak, askeri tuzak, avcılık tuzağı şeklinde uzayıp giden listede dikkat çekmek istediğim nokta ekonomik tuzaklar.

Ekonomik tuzaklar ülke ekonomisinin tümünde veya belirli bir bölümünde ekonomi uygulamaları veya içsel ve dışsal değişkenler tarafından ortaya çıkan geçici ya da kalıcı durumlar meydana getiren iktisadi oluşumlar olup çözümü de tuzağın etkilediği alan için uygulanacak ekonomi kararları ve politikalarıdır.

Ekonomik Tuzaklar:

•             Likitide Tuzağı,

•             Orta Gelir Tuzağı,

•             Beklenti Tuzağı,

•             Maliyet İtişli Tuzak,

•             İşletme Sermayesi Tuzağı,

•             Verimlilik Tuzağı,

•             Ürün Tuzağı,

•             Rant Tuzağı,

•             Kurumsal Tuzak,

•             Sosyal Kırılganlık Tuzağı,

•             Borç Tuzağı,

•             Yüksek Düzey Denge Tuzağı,

•             Düşük Düzey Denge Tuzağı,

•             Gelir Tuzağı,

•             Yoksulluk Tuzağı

•             Ayı Tuzağı ve Boğa Tuzağı

Türkiye ekonomisi son yıllarda cari açık sorunuyla karşı karşıyadır. Cari açık, bir ülkenin ithalatı, ihracatından fazla olduğunda ortaya çıkan bir durumdur ve ekonomik istikrar açısından ciddi bir zorluk oluşturur. Türkiye'nin cari açık sorunu, özellikle son dönemde Merkez Bankası'nın faiz oranlarını düşürmesi ve yüksek enflasyon seviyeleri ile de birleşince, ülke ekonomisinde ciddi sıkıntılara neden oldu.

Cari açığın faiz ve enflasyon üzerindeki etkisi, ekonomistler arasında uzun yıllardır tartışılan bir konu olmuştur. Bazı ekonomistler, cari açık sorununu çözmek için faiz oranlarının düşürülmesi gerektiğini savunurken, diğerleri ise yüksek faiz oranlarının cari açığın azaltılması için daha uygun olduğunu düşünmektedir.

Birçok uzman, cari açığın faiz oranları üzerinde olumsuz etkileri olduğunu belirtir. Cari açık, yabancı sermaye girişini artırma eğilimindedir, çünkü ithalata bağımlı bir ekonomide, ithal edilen malların finansmanı için dış borçlanma gereksinimi olabilir. Bu durum, Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülkede faiz oranlarının artmasına ve dolayısıyla ekonomik büyümenin yavaşlamasına neden olabilir.

Ayrıca cari açık sorunu, ülkedeki enflasyon oranlarını artırabilir. İthalatı artan bir ülkede, döviz kuru yükselir ve bu da yerel para birimini devalüe eder. Bunun sonucu olarak, enflasyon hızla artar ve yerli mal ve hizmetlerin fiyatları yükselir. Bu durum, Türkiye'de son yıllarda yaşanan yüksek enflasyon oranlarına neden olmuştur.

Diğer taraftan, yüksek faiz oranları, cari açığın azaltılmasına yardımcı olabilir. Yüksek faiz oranları, yabancı yatırımcılar için cazip hale gelir ve dolayısıyla Türkiye'ye döviz akışını artırır. Bu, cari açığın azaltılmasına yol açabilir. Yüksek faiz oranları, yerli tüketicilerin tasarruf etmelerini de teşvik eder, dolayısıyla ithalat yerine yerel mal ve hizmet kullanımını tercih etmeye teşvik eder.

CARİ AÇIK

Cari açığın faiz ve enflasyondaki etkisi tartışmalı olmasına rağmen, Türkiye gibi ithalata bağımlı bir ekonomide, cari açığın azaltılmasının çok seçeneği ve kolay yolu yoktur. Düşük faiz oranları ekonomik büyüme açısından faydalı olabilirken, aynı zamanda enflasyon oranlarını artırabilir ve cari açığı daha da kötüleştirebilir. Yüksek faiz oranları ise cari açığın azaltılmasına yardımcı olabilir ancak kısa vadede de ekonomik büyüme üzerinde olumsuz etkilere sahip olabilir. Bu nedenle, etkili bir ekonomik politika, faiz oranları ve diğer makroekonomik değişkenleri dikkatli bir şekilde dengelemelidir. Ekonomide balans ayarları çok önemlidir.

Şimdiki süreçte yapılacak olan uygulamayı basit şekilde izah edeyim. Cari açık çok yüksek seviyede bulunuyor. Yüksek faiz artırımı ile kura müdahalede bulunulmaz. Bu şekilde cari açık kapatmak tercih edilmez. Kur bir süreliğine serbest bırakılacak, ihracat rakamları artacak, ithalat oranları düşecek ve bu şekilde cari açık kapanacak. İzleyen süreçte kuru uygun bir seviyede dengeleyip, yabancı yatırımı ülkeye çekecekler ve döviz girdisi sağlayacaklar. Dönemsel olarak hem turizm sezonu ve hem de gurbetçi tatili yüksek kur avantajı nedeniyle Türkiye’ye olan talebi artıracaktır. Ayrıca Merkez Bankası faiz kararına kadar kura müdahale edilmeden artması ve alınacak ilk faiz artırımı kararı ile kurda meydana gelecek düşüşün başarı olarak gösterilmesi yeni ekonomi yönetiminin başarısı mı olur diye düşünmüyor değilim. Bunun için ithal iktisatçıya gerek var mıydı diye de düşünmüyor değilim.

Gelelim Ekonomi için tek çareye!

Devletimizin ve milletimizin yüksek menfaatleri kapsamında atalarımızı geçmişte kullandığı ticaret sistemi ile İslami ticaret modelinin sentezlemesinden meydana gelen, günümüz uluslararası ticaret sistemine uyumlu ve maliyet içermeyen aynı zamanda kendi kendini finanse eden;  ''ÜRETİM MODELİ İÇ DİNAMİKLERİNDE ÇARPAN ETKİSİ OLUŞTURMA İLKELERİ İLE ARTAN İÇ TALEBİN GETİRDİĞİ REFAHIN MAKRO EKONOMİ ÜZERİNDEKİ POZİTİF YÖNLÜ SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME ETKİSİ.'' Adlı kısa adı ‘’İMECE’’ olan üretim temelli ekonomi modeli tek çare olup, hemen uygulamaya alınabilir, basit, kalıcı ve sürdürülebilir büyümeyi de sağlıyor olması diğer avantajlarındandır.

Tuzaklara dikkat!