Rüveyda ÖZKUL'un 18 Kasım 2023 tarihli yazısı: İlk Öğrendiğim En Doğrusu

“İnsanoğlunun en iyi yaptığı şey, yeni edindiği bilgiyi konu hakkındaki ilk yargısı aynı kalacak şekilde yorumlamaktır.”  Bu söz Warren Buffett’e ait.

Doğrulama Yanılgısı ya da Doğrulama Önyargısı, bireylerin mevcut inançları ya da kanaatlerini destekleyen bilgileri seçerek onlara inanma ve çelişen bilgileri reddetme eğilimi anlamına gelmektedir. Daha net anlatmak gerekirse reenkarnasyon bu konu için oldukça iyi bir örnek olacaktır. Şöyle ki  ilk defa reenkarnasyon olayı ile ilgili  bir bilgi edindiğinizde muhtemelen bundan sonraki edineceğiniz bilgiler de yine bu çerçevede kalacaktırr. İnternette araştırma yaparken karşınıza çıkan sonuçlardan size en uygun olanına tıklayacaksınız. İnanmayan birinin tıklayacağı sonuç “işte reenkarnasyon yalanı, reenkarnasyon neden mümkün değildir?” gibi kişinin kendi düşüncelerini pekiştirecek sonuçlara tıklayarak bilgi edinme sürecinde kendi istediği sonuca ulaşmasıyla noktalanacak bir durum söz konusudur.

Aslında Doğrulama Yanılgısı üşengeç beynimizin bize oynadığı bir oyundur. Edindiğimiz bilgileri değerlendirme aşaması zaman ve enerji kaybettireceği için beynimiz bu bilişsel kısayolu tercih ediyor.

Peki insanların edindiği bilgiye bu kadar bağlı kalması medya ile nasıl destekleniyor dersiniz? Ya da şöyle mi sormak gerekir; üşengeç beynimizin bu boşluğunu medya nasıl değerlendiriyor?

Medya alanındaki çalışmalar 2. Dünya Savaşı döneminde oldukça artmış ve ivme kazanmıştır. Tabi ki bu dönemin ve sonrasının da en çok ilgilenilen ve araştırılan konusu Nazi’nin medya propagandasıdır. Hitler kendi düşüncelerini halka dayatmak ve empoze etmek için tüm kitle iletişim araçlarını ele geçirerek kendi propagandasını yaparak halkı inandırır.

Günümüze dönecek olursak 1980’lerden beri aşıldı denilse de hala aşılamayan sağcı-solcu düşüncesine yönelik medya kuruluşlarının mevcut olduğunu ve sabahtan akşama kadar taraf oldukları düşüncenin yayınlarının yapıldığını hepimiz biliyoruz. İnsanlar da kendi düşüncelerine yakın olanları kabul ettiği ve diğer düşünceleri reddettiği için kutuplaşmış bir Türkiye ile karşı karşıya kalıyoruz. Aslında yankı odalarımızın günlük hayattaki yansıması doğrulama yanılgısıdır. Maalesef 21. yüzyılda tek tıkla bilgiye ulaştığımız çağda hala “istediğimiz bilgiye ulaşma” çabasından kaynaklı olarak körü körüne inanma eğiliminde olmaya devam ediyoruz.