Utku KABAKCI'nın 14 Ağustos 2024 tarihli yazısı: Uluslararası Arenada Güvensizliğin Yükselişi

İçinde bulunduğumuz dönemde dünya tam manasıyla bir istikrarsızlık, düzensizlik girdabına kapılmış durumda. Savaşların, çatışmaların, ülkelerin sınırlarını çoktan aşmış olan terör saldırılarının, şiddet olaylarının, düzensiz göçmenlerin, iklim krizinin, salgın hastalıkların ve ekonomik buhranların getirdiği güvensizlik hissi âdeta bir kara bulut gibi geziniyor insanların üstünde.

Yeni uluslararası sistem, devletlerin yukarıda sıralanan sorunlarla boğuştuğu bir düzensizlik hatta kaos ortamına karşılık geliyor. Belki de bu yüzden yeni uluslararası sistem yerine “sistemsizlik” demek daha isabetli olacaktır.

Günümüzde ülkelerin, toplumların ve bireylerin mücadele etmek mecburiyetinde kaldığı problemler giderek iç içe geçmek suretiyle daha kompleks bir hâl alıyor. Bugün için insanlığı bekleyen tehditlerin karşısında sadece devletler değil, devlet dışı unsurlar da etkili olmaya başladı. Ancak sözünü ettiğim bu faktörler, geçmiş yüzyılların mantığıyla kurulmuş ve işlevini kaybetmeye başlamış uluslararası kurum ve kuruluşlar değil. Çünkü onlar yeni değil, eski meselelerin üstüne inşa edildi. Bu yüzden de çağımızın vebası olan güvensizlik hastalığına herhangi bir çare üretemediler. Öyleyse kim bu devlet dışı unsurlar? Cevap hem basit hem de burnumuzun dibinde: Çok uluslu şirketler. Peki, insanlığın ortak yararı öncelikli gayesi kâr elde etmek olan bu yapıların insafına terk edilebilir mi? Yanıt hem basit hem de dillerimizin ucunda: Hayır. Vaziyet böyle olunca mutlak bir güven duygusuna kavuşmak neredeyse imkânsız oldu.

Düzensizlik, uyumsuzluk, karmaşa ve güvensizlik yeni uluslararası sistemsizliğin gerçeği olarak karşımıza dikiliyor. Şüphesiz; devletler, kurum ve kuruluşlar, şirketler, toplumlar, bireyler çağımızın getirdiği koşullarla, risk ve fırsatlarla yoğrularak şekillenecektir. Burada mühim olan husus, güvensizliğin bugünün hakikati olduğunu kavrayarak soğukkanlı bir biçimde yeni uluslararası işleyişi idrak etmeye çalışmaktır.